KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar bir haftalık New York gezisinin ardından yurda döndü.
Ercan havaalanında kendisini karşılayan meclis başkanı ve başbakanı da yanına alarak düzenlediği basın toplantısında Kıbrıs adasında eğer bir anlaşma olacaksa, mutlaka iki devletin işbirliğiyle olabileceğini iddia eden Ersin Tatar, “Bunu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e de ilettim. İki devletli siyasetin zemininin güçlü olduğunu söyledim. Kendisi de yüz ifadesiyle pozisyonumuzu anladığını belirtti” dedi.
Meşhur şarkıda söylendiği gibi “Gözler Yalan Söylemezmiş”. Tatar da Guterres’in gözlerine bakarak Tatar’ın iki devletli çözüm planına evet dediğini anlamış.
Bir hafta New York’ta gezeceksiniz, TC yetkilileri dışında bir allahın kuluyla resmi, ya da gayrı resmi görüşme yapmayacaksınız, sonra da KKTC’ye dönüşte kamuoyuna “iki devletli siyasetin zemininin güçlü olduğunu” söyleyeceksiniz.
Bunu nereden çıkardınız diye soracak olan varsa, bunu görüştüğünüz tek yabancı Guterres’in yüz ifadesinden anladığınızı söyleyeceksiniz, biz de size inanarak siyesetinizin peşine düşeceğiz.
Olmadı sayın Tatar. Siz bu siyeseti güttüğünüz sürece bırakınız bunun zemin kazanmasını, görüşecek yabancı birilerini de bulamazsınız.
Geçmişte de cumhurbaşkanları her yıl Eylül ayında New York’a gider, genel kurul çalışmalarına katılırlardı. Dünya’nın anladığı dilden konuşulduğu yıllarda cumhurbaşkanları çeşitli ülke bakanlarıyla ikili görüşmeler yaparlardı.
Bu görüşmeler somut bir sonuç doğurmasa bile, pozisyonumuzu anlatmak bakımından önemli bir adım sayılırdı.
Tatar’ın cumhurbaşkanlığıyla beraber bu da elimizden alındı. Kıbrıs Türkü bu süreçte bırakın özne olmayı, görünmez oldu. Bizim adımıza Ankara konuşuyor, Ankara’nın söyledikleri dikkate alınıyor, pozisyonlar Ankara’nın pozisyonuna göre belirleniyor.
Siz kimse ile görüşmeyeceksiniz, kimseye yeni siyasetinizi anlatma fırsatı bulamayacaksınız, sizin adınıza başkaları konuşacak ve siz BM Genel Sekreteri Guterres’e “iki devletli siyasetin zemininin güçlü olduğunu” söyleyeceksiniz, o da yüz ifadesiyle sizi onaylayacak.
Siyaset böyle yürümez sayın Tatar.
Siyaset ciddi bir iştir.
Siyasi tavırlar söylemle bir bütünlük içerir.
Söylem başka, eylem başka olmaz.
****
Türk Devletleri Teşkilatı, TDT’de Türkiye’nin desteğiyle sağlanan gözlemci üyelik KKTC için elbette önemlidir. Ama bunu bize tanınma, ya da Tatar dün Fuat Oktay ve heyetiyle görüşmesinde “KKTC gerçeğinin kabul görmeye başladığını, kapıların yavaş yavaş açıldığını, tanınmanın da ardından geleceğini” söyledi.
Ama New York’ta hem Kırgızistan, hem de Özbekistan dışişleri bakanları Tahsin Ertoğruloğlu’yla değil, Kıbrıs Cumhuriyeti dışişleri bakanı Konstantinos Kombos ile görüştüler.
Bir yanda gerçekler var. Öte yanda hayaller. Bizi hayallerle oyalamaya ve dünyada görünmez olduğumuzu gizlemeye çalışıyorlar.
Yakında TDT’deki gözlemci üyeliğimiz de askıya alınırsa hiç şaşmayın. Çünkü bu ülkelerin çoğu hala Rusya ile doğrudan bağlıdırlar.
****
Türkiye Kıbrıs konusunda adım atacak mı?
Bu sorunun yanıtı Avrupa Birliği’ndedir. Erdoğan yeniden seçildikten sonra verdiği mesajlarda AB ile üyelik müzakerelerinin yeniden başlamasını talep etti. AB ise başka gerekçelerle bunu ertelemeyi, hatta askıda tutmayı kendi çıkarları açısından bu aşamada daha uygun görüyor.
Bu şartlarda Türkiye’nin pozisyonunda bir değişiklik beklemek abesle iştigaldir. Top AB’dedir. AB Türkiye’ye karşı pozisyonunu değiştirir ve yeniden masaya oturmayı kabul ederse, bu hem Türkiye demokrasisi, hem bölge barışı, hem de Kıbrıs sorununun çözümü bağlamında çok yararlı olacaktır.
Aksi durumda biz hayal görenlerin ve gördükleri hayalleri satmaya çalışanları ülkesi olmaya devam edeceğiz.