Evet. Ben de grevdeyim!
Bundan sonra her gece 9’da 10 dakika konuşmama eylemi yapacağım ve 10 dakika boyunca hiç konuşmayacağım.
Hükümet elektrik zammını geri alana kadar da bu tavrım devam edecek.
Artık geceleri konuşmayacağım!
10 dakika boyunca!
Bir süre önce elektriğe %20 oranında bir zam yapıldı. Bu önemli bir oran.
Uzun zamandır zam yapılmadığı argümanını bir tarafa bırakın, dünyanın en pahalı elektriğini kullanan bir ülke olarak bir anda %20 oranındaki bir zam, mutlaka herkesi etkiler.
Sıradan insan hayatını da etkiler, iş insanının çalışma kapasitesini de.
100 lira elektrik faturası ödeyen dar gelirli bir ailenin faturası en sıradan hesapla bir anda 120 liraya yükselir ki bu gündelik hayat içinde kendisini hissettiren bir zamdır.
Piyasanın daralması nedeniyle iş azlığından şikayet eden esnaf şimdiki haliyle müşterisine ulaşamamışken bu zammı sunduğu hizmete ekleyememe ve ayrıca bir mağduriyet yaşama sorunu çekiyor.
Ama bir türlü kendi içinde ortak bir dil yaratamayan Ekonomik Örgütler Platformu enteresan bir eylem kararı açıklıyor.
Her gece bu örgütler 10 dakika elektriklerini kapatacak ve herkesi de elektriklerini 10 dakika boyunca kapatmaya çağıracak.
Dışarı çıkıp bu eylemin varlığını bir an olsun hissetmeye çalışın. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Bunun hele de hükümetle toplumun bu kadar yabancılaştığı bir ortamda son derece kozmetik bir eylem tarzı olduğunu söylemek gerekiyor ne yazık ki.
Benim evde kocama 10 dakika boyunca konuşmamam bu toplumu ne kadar ilgilendirip, hayatını değiştiriyorsa, örgütlerin karanlık eylemi de o kadar hayatımızda yer tutuyor maalesef.
Oysa eylem kredisi önemli bir kredidir. Ortaya koyduğunuz argümanı, dile getirdiğiniz rahatsızlığı daha yüksek sesle anlatmak ve yaptırım yaratmak adına eylem yaparsınız.
En sıradan amacınız bir farkındalık yaratıp dikkat çekmektir.
Şüphesiz ki farklı ekonomik örgütleri böyle bir platform altında toplamak ve her şeye rağmen ortak bir dil yaratılmaya çalışılması takdir edilmeli, yapılan çalışmalar desteklenmeli.
Özellikle hükümetle “iyi” geçinemediği ölçüde “iyi iş” yapamayan iş dünyasının ortak bir tepki geliştirmesi, hükümete eleştiri yapması kayda değerdir ve mutlaka not edilmelidir.
Ancak uzun süredir ne yazık ki sivil toplum örgütleriyle birlikler içinde ciddi bir dağınıklık ve tutarsızlık var.
Ortak bir dil yaratılmasında, ortak bir eylem geliştirilmesinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor, ki bu da son derece açık şekilde kendini hissettiriyor.
Bir tarafın her şeye rağmen hükümet kanadından beklentisi, diğer kanadın mağduriyetinin görmezden gelinmesini beraberinde getiriyor.
Ve yazık ki toplumsal zemin bu bir türlü bitip tükenmeyen zümresel menfaatler karşısında heba ediliyor.
Sanırım Ekonomik Örgütler Platformu’nun eylemi de böyle bir şey.
Ciddi bir mesaj vermek adına oluşturulamayan ortak dil, ancak böylesi kozmetik bir sonuç çıkarıyor karşımıza.
Ama yine de bekleyip görmek lazım.
Uzun süredir her türlü eylemden elini eteğini çeken ciddi bir yabancılaşma ve güvensizlik yaşayan toplumun geneli bakalım bu eyleme ne kadar katılacak?
Katılması için bakalım ne kadar güveni ve ilgisi cezbedilecek?