Ayşe GÜLER
Adanın kuzeyinde COVID-19’dan hayatını kaybeden en genç hasta olarak resmi kayıtlara geçen, ölümüyle ailesini yasa boğan 40 yaşındaki Salih Çarka’nın acılı abisi Murat Çarka, kardeşinin 2-3 güne hastaneden çıkmasını beklediklerini ancak ölüm haberini aldıklarını söyledi.
Büyük üzüntü yaşadıklarını ifade eden gözü yaşlı abi Çarka, “Salih’in hiçbir rahatsızlığı yoktu. Sapa sağlamdı” diyerek, vatandaşlara dikkatli olmaları ve korunmaları yönünde çağrıda bulundu.
Çarka, kardeşinin Salı günü yoğun bakıma alındığını, ölümünden 2 gün önce, yani geçtiğimiz hafta Cuma günü kendisinden son kez haber aldıklarını anlattı.
“Son mesajlaşmamız, ‘Gücüm kalmıyor, bakın ilgilenin, arayın sorun’ oldu.” diyen Çarka, “Salih bize odada yalnız olduğunu, üşüdüğünü söylüyordu. Saat 12.00’den 18.00’e in cin top oynar’ dedi. Bazen yanına 3 saat kimsenin gelmediğini yazdı. Sonrasında da konuşmadık” dedi.
Çarka, kardeşinin ölümünde ihmalkarlık olabileceğini de iddia ederek, “Kimse bize kötü olduğuna yönelik bilgi vermedi. Herkes bize iyi olacağını, hastaneden çıkacağını söyledi. Ama öyle olmadı…” dedi.
Bu sürede en zorlandıkları konunun yeterli bilgiyi alamamak olduğunu dile getiren acılı abi Çarka, şöyle konuştu: Hastaneye yattığı gün, ailesine bilgi verilebileceği söylendi, bir numara paylaşıldı. Verdikleri numarayı defalarca aradım, telefona kimse çıkmadı. En son ulaştım, Salih’in durumunu sordum. Telefona çıkan kişi, kardeşimin durumunun iyi olduğunu, telefonda konuştuğunu söyledi.”
Dün Lefkoşa Adli Şube Amirliği’ne giderek ifade verdiğini de belirten Çarka,
kardeşinin COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetmesi nedeniyle otopsinin Türkiye’de yapılabileceği, bunun da 15-20 günü bulacağına yönelik bilgi verdikleri gerekçesiyle herhangi bir şikayette bulunmadığını aktardı.
Çarka, kardeşini defnetmesinin ardından YENİDÜZEN’e konuştu, acısını paylaştı.
“11 Ocak’ta Riverside Otel’e gitti”
Acılı abi, Murat Çarka’nın anlattıkları şöyle:
“Salih, 11 Ocak’ta temaslı olarak Riverside Otele gitti. Gittiği gün, kendisine test yapılmadı. Unutmuşlar… Salih’in uyarısı ile bir gün sonra PCR test yapıldı. Sonuçlar, akşamüzeri çıktı. 12 Ocak’ta COVID-19 testinin pozitif olduğunu öğrendi. Salih de zaten kendisine ait sosyal medya hesabından bunu paylaştı. 13 Ocak’ta bilgi verdi, temaslıları varsa dikkat etmelerini istedi. Salih’i aldılar, hastaneye kaldırdılar. Orada tomografisini çekmişler, kontrollerini yaptılar. O ana kadar Salih’le telefonda konuşuyorduk.
“Yurtta 3 gün kaldı, sonra kötüleşti”
“Testinin pozitif çıkmasının ardından Salih’i Özok Yurdu’na sevk ettiler. Yurtta 3 gün kaldı. İlk gün iyi olduğunu biliyoruz. Daha sonra kötüleşmeye başladı. Şiddetli baş ağrısı tuttu. Telefonla bizimle konuşamıyordu, aradığımızda da telefonu yüzümüze kapatıyordu. Bunun üzerine oradaki görevlilere iyi olmadığına yönelik bilgi verdi. Sonrasında da Lefkoşa Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları bölümüne yatırıldı. Yurtta ne kadar bakıldı bilemiyorum. Belki de orada ağırlaşmıştır.”
“Mesajlarında iyi olmadığını söylüyordu…”
“Bir gece serviste yattı. Ardından kötüleşti, Nöroloji Karantina Yoğun Bakımı’na aldı. Yoğun bakıma girmeden beni aradı, ‘Abi beni yoğun bakıma alıyorlar, haberin olsun’ dedi. O ana kadar telefonla konuşuyorduk. İçeri girdikten sonra artık temasımız kesildi. Doktorlara sağdan sola ulaşmaya çalıştık. Bize hep Salih’in iyi olduğunu söylediler. Hayati tehlikesinin bulunmadığını, hastalığın bu evresinin böyle olduğunu ifade ettiler. Salih’in sağlığının kötü olduğunu bize kimse söylemedi.
Yoğun bakımda Salih bana 1 kez yazabildi, yazışmalar da duruyor. Mesajlarında iyi olmadığını söylüyordu, gücünün kalmadığını söylüyordu. Onunla ilgilenmemizi istedi. Bunun üzerine doktorların kendisine bakıp, bakmadığını sordum. O da bana ‘saat 12.00’den 18.00’e in cin top oynar’ dedi. Bazen yanına 3 saat kimsenin gelmediğini yazdı. Anne ve babamı sordu. Herkesin iyi olduğunu söyledim. Çünkü ben de karantinadaydım, annem ve babam da ev karantinasındaydı.”
“Biz, Salih’in ölümünde ihmalkarlık olabileceğini düşünüyoruz”
“Biz, Salih’in ölümünde ihmalkarlık olabileceğini düşünüyoruz. Şüphemiz de bu yönde. Çünkü kimse bize kötü olduğuna yönelik bilgi vermedi. Herkes bize iyi olacağını, hastaneden çıkacağını söyledi. Ben, Salih’in 3 gün Özok’ta kalmaması gerektiğini, direk hastaneye kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Zaten orada kaldığı süre boyunca yataktan kalkamadığını, beslenemediğini söylüyordu.”
“Son mesajı, gücüm kalmıyor, bakın ilgilenin, arayın sorun’ oldu”
“Yoğun bakıma Salı sabahı girdi. Son mesajlaşması Cuma günüydü. ‘Gücüm kalmıyor, bakın ilgilenin, arayın sorun’ oldu. Odada yalnız olduğunu, üşüdüğünü söyledi. Sonrasında da konuşmadık. Beni doktoru aradı, bilgiyi o verdi. İlk hastaneye gelmemi istedi. O an donakaldım, sonrasında da Salih’i kaybettiğimizi söyledi. Saat 19.18’di, film koptu…”
“En zorlandığımız konulardan biri de yeterli bilgiyi alamamaktı”
“Bu sürede en zorlandığımız konulardan biri de yeterli bilgiyi alamamaktı. Hastaneye yattığı gün, ailesine bilgi verilebileceği söylendi, bir numara paylaşıldı. Verdikleri numarayı defalarca aradım, telefona kimse çıkmadı.
En son ulaştım, Salih’in durumu sordu. Telefona çıkan kişi, kardeşimin durumunun iyi olduğunu, telefonda konuştuğunu söyledi.”
“Otopsinin Türkiye’de yapılacağı, 15-20 günü bulacağı ifade edildiği için işi kapattık. Şikayetçi olmadık”
“Bugün (dün) polise gittik, ifade verdik. Lefkoşa Adli Şube’deki polislere olayın nasıl olduğunu anlattık. İhmalkarlık olduğunu, otopsi istediğimizi belirttik. Köye gelirken beni aradılar. Yargıca çıkacaklarını, araştırma istediğini söylediler. Otopsi istediğimizi söylediğimizde basınçlı odaya ihtiyaç olduğu, burada böyle bir şey olmadığını ifade ettiler. Otopsiyi burada yapamayacaklarını söylediler. Zaten bir şey değişmeyecek, Adli Tıp’tan çıkan karar belli. Türkiye’ye de gitse, 15 gün sonra gelecek. 15 günden sonra başka araştırmalar yapacaklarmış. Cenazeyi bekletemeyecektik. Otopsi burada olsaydı, yapılmasına izin verecektik. Bize bu şekilde bilgi verdikleri, otopsinin Türkiye’de yapılacağı, 15-20 günü bulacağı ifade edildiği için işi kapattık. Şikayetçi olmadık. Adli Tıp raporunda kardeşimin COVID 19 nedeniyle öldüğünü yazdı. Ciğerleri infilak etmiş.”
“İçimiz rahat değil ama…”
“İçimiz rahat değil ama Türkiye’de 15-20 gün Türkiye’de kalacak. Bunun takibini kim yapacak? Bir şey değişmeyecek, boşuna yapmayın dediler. Biz de vazgeçtik. 2-3 güne hastaneden çıkacağını bekliyorduk, kaybettik. Salih’in hiçbir rahatsızlığı da yoktu. Sapa sağlamdı… Herkes korunsun, kendine dikkat etsin. Düştükten sonra geri dönüşü yok. Kardeşimden dolayı ders aldım. Daha fazla kontrol yapılmalı.”