"Gufi üstüne basmadıkça ısırmaz"

 Çevre Koruma Vakfı, Kıbrıs’ta insan için en tehlikeli olabilecek Gufi olarak bilinen Engerek yılanının üstüne basılmadıkça ısırmayacağını belirtti

 Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA),Kıbrıs’ta insan için en tehlikeli olabilecek Gufi olarak bilinen Engerek yılanının üstüne basılmadıkça ısırmayacağını belirterek, doğa yürüyüşü yapanlara yürürken önlerine bakmalarını, dikkatli olmalarını  şort, terlik veya yumuşak ayakkabı yerine ortamına uygun kıyafetleri tercih etmelerini önerdi.

ÇEKOVA Mütevelli Heyeti üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot yaptığı açıklamada, Kuzey Kıbrıs’ta literatüre göre 9, mevcut kayıtlara göre de 6 yılan türü bulunduğunu belirterek bunları; Kör Yılan, Sikkeli Yılan, Kara Yılan, Çukur Başlı Yılan, Kedi Gözlü Yılan ve halk arasında Gufi olarak bilinen Engerek Yılanı olarak sıraladı.

Kaşot, Kuzey Kıbrıs’ta 3 tane zehirli yılan türü bulunduğunu bunlardan insan için tehlikeli olabilecek tek türün Gufi (Engerek) Yılanı olduğunu kaydetti.

Kaşot, yılan ısırılması durumunda en yakın sağlık merkezine başvurulması ve tıbbi yardım alınması gerektiğini vurgulayarak, Gufi tarafından ısırılma durumlarında yaklaşık 2 saat kadar bir sürede tıbbi müdahale yapılması durumunda kalıcı bir hasar meydana gelmeyeceğini kaydetti.

Ülkedeki yılan ısırılma olaylarının çoğunun görmeyip yılanın üstüne basılmasıyla gerçekleştiğini ifade eden Kaşot, ”Yılan kendini korumak amacıyla da içgüdüsel bir şekilde ısırmaya çalışmaktadır. Durup dururken insana kesinlikle saldırmaya çalışmayan bu yılan çiftçilerin korkulu rüyası olan sıçanların bir numaralı doğal avcısıdır. Engerek tarafından ısırılma söz konusu olursa vakit kaybetmeden en yakın sağlık merkezinden tıbbi yardım istenilmelidir” dedi

Havaların ısınmasını fırsat bilerek doğa yürüyüşüne çıkan kişilerin çok dikkatli olması gerektiğini belirten Kaşot, “Eğer doğaya çıkacaksanız şort, terlik ya da yumuşak ayakkabıyla değil doğal ortama uygun ürünler tercih etmelisiniz” uyarısında bulundu.

Engerek dışında,  Kedi Gözlü Yılan ve Çukurbaşlı Yılan türünün de yarı zehirli kategoride olduğunu belirten Kaşot, bu yılanlar ısırsa bile zehrin etkisinin Engerekte olduğu gibi etkili olmadığını ve küçük bir şişmeye neden olabileceğini ifade etti.

Ekosistemin eşsiz parçalarından olan yılanların , fare ve sıçan popülasyonlarının temel dengeleyici unsurlarından olduğunu belirten Kaşot, “Ülkemizde muhtemelen en fazla şiddete maruz kalan hayvan grubu olan yılanlar yasalarla koruma altına alınmıştır. Yılan öldürmek suçtur ve yasalara göre cezası da bulunmaktadır” uyarısında bulundu. 

Evlere yılan girmesi veya çevresinde yılan görülmesi durumunda, 7 gün 24 saat ücretsiz hizmet veren Taşkent Doğa Parkı Yaban Hayat Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi’nin bir hizmeti olan 1190 Yaban Hayat Destek Hattı’ndan yardım istenebileceğini kaydetti.

Açıklamasında yılanlarla ilgili doğru sanılan yanlışlara değinen Kaşot, yılanların  öç almadıklarını, bir yılan öldürüldüğünde arkasına öç almak için başka bir yılanın  gelmediğini belirterek.” Üreme zamanı dişi yılanlar toprağa bir koku bırakırlar. Eğer öldürülen yılan dişi bir yılan ise erkek yılan kokusunu takip ederek onu aramaya gelebilir ama bu durumun öç alma ile alakası yoktur” dedi.

Her görülen yılanın zehirli olmadığını vurgulayan Kaşot, “Yılanlar bizi gördüğü anda kaçmaya çalışır. Kısacası onlar bizlerin onlardan korktuğundan çok daha fazla korkarlar” ifadelerini kullandı.

Kaşot,  Gufilerin  gündüzleri aktif olduklarını ancak  genellikle geceleyin avlanmaya çıktıklarını kaydederek, bu nedenle geceleyin doğaya çıkmak gerekiyorsa temkinli olmakta yarar olduğunu hatırlattı.

Kaşot, “Her canlının yaşam hakkı olduğunu unutmadan bu hayvanlara yönelik bilgi birikimimizi artırmalı ve onlara da yaşam şansı tanımalıyız. Unutulmamalıdır ki bizler şehirleşmeyle onların yaşam alanlarına gün geçtikçe daha da yaklaşıyoruz ve evimize girdikleri için de şikayet ediyoruz. Doğaya saygılı bir şekilde yaşamalı ve doğayı korumalıyız. Doğa yok olursa bizler de yok olacağız” ifadelerini kullandı.

Haberler Haberleri