Serbest Bölge tartışması başladı şimdi…
İyi mi olur, kötü mü, yoksa bir şey fark etmez mi?
Atama Başbakan Saner, ülkenin tümünü serbest bölge yapmaktan söz ediyor…
Kime sordu, nereden görüş aldı, bir plan proje üretti mi, getirisini götürüsünü hesapladı mı, bilirkişilerden, uzmanlardan bilgi aldı mı?
Belki parti başkanlığından ve sonra da belki atama hükümetin başından giderayak böyle bir konuyu neden gündeme taşıdı?
Gitmiş İskenderun’da serbest bölge görmüş ve KKTC’yi olduğu gibi serbest bölge yapmak istemiş.
Sanki de pazarda karpuz almaya gitti de bir karpuzu yardırdı, baktı ki içi kırmızı… Bir de dilim yedi, gördü ki lezzetli… O da 3-5 tane karpuz alayım dedi.
Bu kararının örnekteki Pazar’dan karpuz alma kararı gibi bir tuhaf durum olduğunu söylemek gerek.
***
Ülkenin serbest bölge olması durumunda bazı sektör yetkilileri ve uzmanlar dün Yenidüzen’e konuştular, görüşlerini ifade ettiler;
Bu konuda bir planlamanın ve altyapının olması gerektiğini ancak bunların yapılmadığını ve olmadığını anlattılar.
Serbest bölgelerin olabileceğini, yararlı da olabileceğini ama iyi bir planlamanın şart olduğu görüşü hakim. Şimdi var olan üretimin sıfırlanması tehlikesi de var.
***
Kişisel bir gözlemimi de aktarmak isterim bu konuda;
Gümrükle ilgili pek bir işim olmadı şimdiye kadar… Ancak kızım geçenlerde lens siparişi vermiş Türkiye’den ve ‘geldiydi, gelmediydi, neredeydi’ aramalarından sonra sonunda geldiğini anladık ama kargo şirketinden aldığımız bilgide paket aranmadığı için gümrüğe gönderildiği bilgisini aldık. Oysa ki her gün paket sorgulanmıştı.
Lefkoşa Gümrük’ten paketi almak için önce kargo şirketine gittim. Orada 30 TL ödedim.
“Neden paket sizde değil de gümrükte” diye sordum;
“Para almaları için” dedi oradaki görevli… “Oraya gidince görürsünüz” diye de ekledi.
“Yani paket aranmadı da onun için Gümrüğe gönderdik” hikâyesi de doğru değil dedim, ses çıkmadı.
Ödeme belgesini aldım, Lefkoşa Gümrüğe gittim.
Gümrük kalabalık… Çalışanların ve Gümrük’te işi olanların birlikte kalabalığı…
“Şu binadan alacaksınız” dediler, o binaya gittim. Vezne gördüm, belgeyi uzattım. “Karşıdan amirden işlem başlatacaksınız” dediler, karşıya amire gittim. Amir baktı, “fatura yok mu” diye sordu. “Yok” dedim, “işte kargo şirketine paket var diye ödediğim paranın belgesi…”
“Olmaz” dedi, “faturayı göndersinler, çıktı al gel” dedi.
Bereket teknoloji var da cepten faturayı gönderdi kızım, çıktı aldım, tekrar gittim Gümrük binasına…
Amire gittim, bir şeyler yazdı, imzalar attı. “Karşı binaya geç, biraz önce burada gördüğün arkadaşa ver” dedi.
Karşı binaya gittim, o arkadaşa verdim belgeleri, “gel benimle” dedi görevli… Takip ettim, paketlerin bulunduğu ambarda bizim paketi aradık, bulduk, o da orada bir şeyler daha yazdı, “bu belgeleri karşı binaya götür, hesaplasınlar, sonra gel paketi al” dedi.
Karşı binaya tekrar gittim, az önce imza aldığım odanın yanındaki odada oturanların birinin ödeme yapmam için hesap yapmasını, imzalamasını bekledim. Yaptı, “şimdi vezneye git” dedi.
Odadan çıktım, o odanın karşısındaki ilk gidişimde sorduğum vezneye ulaştım sonunda…
“73 TL ödeyeceksin” dedi görevli. “Nakit mi kart mı” diye de sordu.
Ödedim, ödeme belgesini aldım, tekrar karşı binada bekleyen paketi almak için gittim.
Beni gören görevli, “işte orada, alabilirsin” dedi.
Paketi aldım, çıktım.
Sonuçta 469 TL’lik lens siparişi için 30 TL kargo şirketine, 73 TL Gümrüğe, yani toplamda 103 TL ek ödeme yaptım.
Bu işin gel-giti de cabası.
***
Sonuçta şunu sormak istiyorum;
Serbest bölgenin, zaten zorda olan ve haksız rekabet içindeki üretimi tamamen yok etmesi tehlikesi yanında o kalabalık Gümrük çalışanlarının ne olacağını da merak ediyorum çünkü gümrük geliri gibi, KDV gibi gelirlerin ortadan kalkması beklenirken bu gelirlerin ortadan kalkması ile kamu maaşlarının nasıl ödeneceğini de merak etmiyor değilim.
Atama Başbakan bunları da düşündü mü acaba?
Nasıl bir planlama yaptı?
Serbest bölge fikri, dün Gümrük binasında dolaşmamı ve ödediğim vergileri düşündüğümde “iyi olur” diyebilirim belki ama ya sonrası!