İç piyasada süt ve süt ürünleri tüketimi azaldı, dış piyasadan olan talep ise geriledi, bu durum üreticileri sütünü dökme noktasına getirdi, süt üretiminde kriz kapıya dayandı.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları: “Sorun çözülmezse her gün üretilen ve satılamayan sütten 80 - 100 ton civarındaki miktar dökülecek, isyan çıkacak, olaylar değişik boyutlara gidecek”
Süt İmalatçıları Birliği (SUİB) Başkanı Mustafa Başlar: “Ürünler soğuk hava depolarında stoklanmalı, günü gelince ihracatta kullanılmalı, ithalat yasaklanmalı başka çıkar yolumuz yok”
Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK) Müdürü Mehmet Karadayı: “İmalatçılar sütü almaktan kaçınıyor, üretici zorda, bakanlık elinden geleni yapıyor ama büyük bir çıkmazdayız.”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk: “Yurt dışına ürün ihraç ettiğimiz ülkelerin talebi düştü. Stoklarını ilk aylarda, onlar kapanmadan doldurduk, akabinde onlar kapandı, ürünleri kullanmadılar, bu nedenle dıştan yeni talep olmadı”
Fehime ALASYA
Küresel salgın Covid-19 ülkedeki süt tüketimi ve süt ürünlerinin ihracatını da olumsuz etkiledi, üretici tıkandı. Hem üretici hem de süt kurumu çıkmazda olduğunu belirterek, “Seçeneğimiz kalmazsa bu süt dökülecek” diyor.
Süt ürünleri ihracatı ve süt üretimindeki resmi rakamlar kötümser bir tablo çizmese de sektör temsilcileri krizin kapıya dayandığını söyledi.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, süt üretiminin geçen yıl aynı oranlarda olduğunu, tüketimin düşmesi gerekçesiyle üretilen sütün elde kaldığını, çözüm bulunmaması halinde her gün 80- 100 ton civarında sütün döküleceğini iddia etti.
Sütün üreticinin elinde kalmasına en büyük etken olarak ‘bazı imalatçıların fırsatçılığını’ işaret eden Naimoğulları, her gün tonlarca sütün dökülmesi durumunda isyan çıkacağını aktardı.
Süt İmalatçıları Birliği (SUİB) Başkanı Mustafa Başlar, üreticinin elindeki sütün dökülmemesi için bakanlık ile istişare içinde olduklarını belirtti, çözüm önerileri sunduklarını anlattı.
“Bu sütler dökülmesin, üretelim, maliyetine bizden alıp soğuk hava depolarında stoklasınlar, günü gelince de ihracatta kullanırlar” diyen Başlar, Bakanlığın buna sıcak bakmadığını söyledi.
Başlar, sunulan çözüm önerileri arasında peynir ithalatının yasaklanmasını da gündeme taşıdıklarını kaydetti.
Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK) Müdürü Mehmet Karadayı ise imalatçıların süt almaktan kaçındığını, üreticinin zorda olduğunu, sütlerin dökülmemesi için büyük çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
KOOP SÜT Genel Müdürü Salih Yücesoylu ise konuya ilişkin açıklama yapmadı.
Rakamlar kötü tablo çizmiyor ama…
Kıbrıs Türk Sanayi Odası verilerinden derlenen rakamlarda salgın süresince Türkiye ve diğer dünya ülkelerine yapılan ihracatın aylara göre dağılımında Mayıs ayında düşüş yaşandığı görüldü.
2019 yılı Mayıs ayında 950 bin 288 kilo hellim ve kaşar ihracatı yapılırken, bu rakam geride bıraktığımız Mayıs ayında 908 bin 151 kilo oldu.
Ülkedeki süt üretimi ise ihracattaki düşüşe karşın az bir miktar da olsa arttı. 2019 yılı Mayıs ayında 13 Milyon 25 bin litre olan süt üretimi 2020 yılının aynı döneminde 13 Milyon 374 bin litreye yükseldi.
Ülkemizde Mart ayında patlak veren Covid-19 salgını ve kapanma sürecinin Türkiye ve 3.Dünya ülkelerinde daha sonra yaşanmaya başladığını anlatan sektör temsilcileri, esas sıkıntının bugünden sonra yaşanacağını vurguladı.
İç piyasadaki tüketimin azalması, dış piyasadaki talebin de çok düşmesiyle sütün üreticinin elinde kalmaya başladığı ifade edildi.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ NE DEDİ?
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk:
“Yurt dışındaki ülkelerin talebi düştü”
“İç piyasadaki tüketim ve dış piyasaya olan ihracat durma noktasına geldi. Salgının başladığı Mart ayından bu yana Türkiye ve 3.Dünya ülkelerine ihracatımız devam etti, hiç durmadı. İhracatımızda ilk beş ayda gerileme olmadı. Onların stoklarını doldurduk, gönderdik, kullanmadılar, talepleri olamadı. Bizim ülke olarak kapandığımız günlerde dış ülkeler hala açıktı ve oraya ciddi ihracatımız oldu. Ama akabinde onların da kapanması tüketimlerini düşürdü. Bu nedenle dıştan talep durdu, stoklarını bitirmediler, talepte bulunmadılar. Türkiye’ye ve Orta Doğu’daki ülkelere hellim ile kaşar satışlarımız vardı. Ancak salgın onları da etkilediği için, bizim gibi kapanma, ekonomik zorluk gibi sıkıntılar yaşadılar. Bu nedenle yeni bir talep henüz gelmedi. Süt üretiminde ise biraz da olsa artış var, havaların da iyi gitmesiyle bu devam ediyor, verimli bir yıl oldu. Buna karşın iç piyasadaki talep düştü, Türkiye’de de OREKA pazarında talep durdu. Oraya da ihracatımız kesildi.”
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları:
“İsyan çıkacak, olaylar değişik boyutlara gidecek”
“İmalatçıların bitmez tükenmez talepleri yine devrede. Ülkede krizin olması, tüketimin azalması ve krizin süreceğini ön gördükleri için talepleri bitmek bilmedi.
Sürekli açılım yapılıyor. Salgından önce hellime ve kaşara 1,50 TL teşvik veriliyordu, salgın sonrası tüketim düştüğü için 4,50 TL’ye çıkarıldı. Ama buna rağmen yine kriz başladı. Yaklaşık 2 buçuk ay bu sürdü. Haziran’dan sonra imalatçıların başka talepleri başladı. Hükümet imalatçıya 20 milyon TL destek oldu, tüm açılımlara rağmen imalatçı sürekli krizi fırsata çevirerek bir talep ile geldi. Süt hayvancının elinde kaldı, tankerler doldu taştı. Gelinen aşamada hayvancının süt fiyatını düşürmesi istendi ama bakanlık buna sıcak bakmadı. İmalatçıların başka talepleri ortaya çıktı. En önemli yanlış; bazı fabrikalar 8 kilo çiğ sütten 1 kilo hellim yaparken bazıları 6 kilodan yapıyor.
Üretici gerçek kalitede süt üretimi yapmıyor, bu nedenle süt fazlalığı çıkıyor. Devlet gerekli denetimi yapmıyor, üreticiye yükleniyor.
Bazı fabrikalar bilinçli olarak süt miktarını azaltıp kriz yaratmaya çalışıyorlar. İmalatçının TC’ye pazarladığı bir miktar üründe de sorun oldu ve iade gündeme geldi. Kaliteli ürün üretiminin önemini bir kez daha anladık.”
“Buzluklarımızdaki sütlerin yarısı alınıyor, sütler dökülme aşamasına geldi”
“Ülkeye her çeşit ürün ithalatı yapılıyor, çok ciddi krizdeyiz ama üretilen süt miktarı kadar içme sütü ve süt ürünleri ithal ediliyor. Bu yanlışlarla kriz daha da büyüyor. Üretici isyan noktasına geldi. Buzluklarımızdaki sütlerin yarısı alınıyor, sütler dökülme aşamasına geldi. Bakanlık teşvik vermemize rağmen çözemedik diyor, imalatçının fırsatçı duruşu buna fırsat vermiyor. Bu ülkeyi ve toplumu düşünselerdi bunu yapmayacaklardı.
Bu sütler dökülmeye başlarsa ülkede de büyük bir kriz ve açlık başlar. Hayvancılık sektöründen ekmek yiyen 50 bin hayvancı aç kalacak, yan sektörleri batacaktır. Hükümet başka kavgalar peşinde, üreticinin sıkıntısıyla ilgilenen yok.
Bugün sadece 29 tanker soğuk süt, açık sütle birlikte 500 tonun üzerinde pazarlanması gereken süt vardır. Çözüm bulunmaza pazarlanamayan miktarı dökülecek.”
“İsyan çıkacak, olaylar değişik boyutlara gidecek”
“Tüm bedeli bize ödetmeye çalışıyorlar. Hükümetin üretim, pazarlama politikası ve becerisi sıfır, tüm yükü çeken üretici. Eğer sütler dökülmeye başlarsa isyan çıkacak, olaylar değişik boyutlara gidecek. Hiçbir dönemde krizde eylem yapma taraftarı olmadık, çözüm bulalım dedik ama sürekli üstümüze geldiler.
Kesim yapalım, bu işten vazgeçelim, dairelerde birer iş verin çalışalım, bu şekilde iş yürümez dedik, buna da sıcak bakmazlar.
Sorun çözülmezse her gün üretilen ve satılamayan 80 - 100 ton civarındaki süt miktarı dökülecek.”
Süt İmalatçıları Birliği (SUİB) Başkanı Mustafa Başlar:
“Ürünler stoklanmalı, ithalat yasaklanmalı başka çıkar yolumuz yok”
“Sütler elde kalıyor. Bunun sebebi de salgından dolayı ortaya çıkan keskin etki. Ekonomik kriz gittikçe büyüyor, süt ürünleri ve süt pazarlamasında çok büyük sıkıntılarımız var. Ortadoğu ve Türkiye pazarı büyük iki pazarımızdı. Türkiye pazarında rekabet edebilirliğimiz yok olma aşamasına geldi. Türkiye’de de salgın krizi var. Orada da süt fiyatı 1,50 TL’ye dek düşmüş. Bizim 2,59 TL’ye aldığımız süt fiyatı ile Türkiye piyasasında rekabet etmemiz mümkün değil. Teşvik verilmesine rağmen biz o fiyatlara denk gelemiyoruz. Zaten Türkiye’nin bizden hellim dışında ürün alması çok ama çok zor… Ortadoğu’da da yığılma oldu, fiyatları indirip göndermeye devam ettik ama orda da tüketim yavaşladı bu yüzden orada tüketim azaldı, talep düştü. 1 haftadan beridir SÜTEK, üreticiler, bakanlık çok büyük yoğun gayret içinde ama yetersiz. Bu sütler dökülmesin, üretelim, maliyetine bizden alıp soğuk hava depolarında stoklasınlar, günü gelince de ihracatta kullanırlar dedik ama Bakanlık buna sıcak bakmadı. Bu durumda süt veren hayvanların kesimi dile getiriliyor. Bu süreç geçici, normale dönülürse de kesim yapıldığı için süt sıkıntısı çekeceğiz. Peynir ithalatının yasaklanmasını da gündeme taşıdık. İç piyasada nüfusun azalması tüketimi çok düşürdü.”
“Süt üretimi bu dönemde geçen yıl 400 ton idi, bu yıl 450 tondur”
“Hayvan kesimi kafalara yerleşmemeli, bu bizi 2 yıl geriye götürür. Geçen yıl bu dönemde tüketim içinde %60 ihracat, % 40 iç piyasa satışı vardı. Bu oran zaman zaman %50’ye düşerdi ama seyri bu noktalardaydı. Şu an iç piyasa %10, ihracat ise %50’ye yakın. Bu durumda % 40 süt fazlalığı oluştu. Geçen yıl günlük süt üretimi bu dönemde geçen yıl 400 ton idi, bu yıl 450 tondur.”
Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK) Müdürü Mehmet Karadayı:
“Seçeneğimiz kalmazsa bu süt dökülecek”
“Salgından dolayı tüm yurt dışı piyasası ve Türkiye piyasası içe kapandı, Pazar daraldı, imalatçılar sütü almaktan kaçınıyor, üretici zorda, bakanlık elinden geleni yapıyor ama büyük bir çıkmazdayız.
Üretim normal akışında ilerliyor ama tüketim çok geriledi, ihracat çok geriledi. Bu salgın krizi olmasaydı, üreticiler ve imalatçılar arasında sıkıntı olmayacaktı. Böyle bir salgını kimse öngörmemişti. Elimizde süt fazlası var, imalatçılar da tıkandı. Azar azar tüketmeye çalışıyoruz ama nereye kadar… Görüşmeler de devam ediyor, tüm çabamız sütlerin dökülmemesi için, elimizden geleni yapıyoruz. Seçeneğimiz kalmazsa bu süt dökülecek ve hayvan varlığı yeniden gözden geçirilecek, gerekirse hayvan kesimini gündeme alacağız. Sütün dökülmesindense hayvanların kesilmesine razıyız. Herkes elini taşın altına koydu, pazar arıyor. Sütler dökülmesin diye çabalıyoruz ama dökülecekse de yapabileceğimiz bir şey maalesef yok.”