Ada'mın yarısını mahvetmeye yemin ettik sanırım.
Taş üstüne taş koyup, doğal olan ne varsa ortadan kaldırıyor birileri.
Sağ, sol, ön, arka hep beton.
Sahiller bitti.
Denize ulaşmak kolay değil bu ada ülkesinde.
Bir gökyüzü kalmıştı, maviye çalan. Şimdi o bile sallantıda.
Turizm Bakanımız "Bizim ülkemiz güneş, kum be denizden ibaret değil" demiş.
Eksik söylemiş.
"Bizim ülkemizde denizi de, kumu da mahvettik" demeliydi.
Şimdi sırada güneş var!
* * *
Pazar sabahı uyanıp pancuru açtım, güneş girsin diye.
Girdi girmesine de, bu seferlik!
Artık o da giremeyecek çünkü.
Bizim apartmanın dibine dikilen daha uzun boylu apartman sayesinde güneş bile yasak olacak.
Ne hoş, değil mi?
Memlekette şehir planlaması harika!
Her yer bina olmak zorunda.
Yeşil alan, park, oyun alanı gerekmez.
Vedalaştık güneşle.
Belki bir başka yerde başka zaman görüşürüz diye...
* * *
Ekonomi üretime değil, ranta ve faize dayanırsa eğer bir ülkede, sonuç böyle olur işte.
İnsanlar ellerindeki toprak parçasını ekonomik bakımdan değerlendirmeye çalışıyor, ama üretmek akıl işi değil.
Üretip var olmaya çalışan batıyor.
Borç batağına bir battı mıydı insan, bataklıktan çıkamıyor.
Örneklerle sabittir, üreticilerin yüzü gülmüyor.
Ya banka, ya toptancı, ya tefeci...
Bir yerleri ödemeye çalışmakla törpüleniyor ondan sonra ömür.
Sonunda pes ediyor çoğu.
Elde varsa bir koçan, satışa çıkarılıyor.
Borç-harç ödensin diye.
Ya da çoluk-çocuk evlensin, yuva kursun diye.
* * *
1974 sonrası bol arazi bulduk Rum'dan.
Dağıttık.
Çoğu Güney göçmeni kahrından öldü, eşdeğer haksızlıklarından.
Bazıları da Lord oldu, kapişariden.
Tahsisten hak sahibi, mücahit puanı, Türk koçanı derken, garip bir toprak rejimi yaratıldı.
Sonra "Siz üretmeyin, biz sizi besleriz" dediler, inandık.
Şimdi birer ikişer satışta yurdum toprağı.
Tahsisten hak sahibi de, eşdeğerci de, Türk koçanlı sahibi de elden çıkarıyor mülkünü, geçim gailesiyle.
Üretmek, işletmek para getirmiyor çünkü.
Rant ve faizle zengin olmak mümkün.
Bu yüzden gitti deniz, bitti kum.
Şimdi de kaybolmak üzere gökyüzünden güneş.
Neydi o Ahmet Ümit romanının adı?
Elveda güzel vatanım...