Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami bu sabah Kıbrıs TV’de yayınlanan Sabah Ajansı programında Hüseyin Ağlamaz’ın konuğu oldu ve gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu.
Bakan Nami, özellikle Elektrik Kurumu ile ilgili kamuoyunda konuşulan maliyet hesaplamaları ve son yapılan fiyat düzenlemesine açıklık getirdi.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami’nin açıklamaları şöyle:
“Birçok sorunları önümüzde birikmiş olarak bulduk ve elektrik konusu da bunlardan bir tanesi idi. Son derece yüksek maliyetle elektrik üretiyoruz ve bunu da tüketiciye yansıtmak durumunda olan bir sistem var.
Elektrik maliyetlerini oluşturan bileşenler göreve geldiğimizde ne ise bugün de odur. Başbakanla yapılan basın toplantısında maliyet hesaplamasının da nasıl olduğunu açıkladım. Ve bu bir yasa ile sabitlenmiştir. Gelen veya giden hükümetler popülist davranmasın ve elektriğin gerçek maliyetini tüketiciye yansıtsın diye geçmiş yönetimler bunu bir yasa ile belirlemişler.
Maliyet hesaplamanın 3 tane ana bileşen var. Petrol fiyatları-döviz kuru ve kurumun kendi sabit giderleri (personel giderleri). Herhangi bir öngörülemeyen fiyat ayarlaması söz konusu değil.”
“KİMSE ARAYIP SORMADI, HİÇBİR ŞEY YAPMIYORSUNUZ DEDİ”
Bakan Nami akaryakıt ve elektrik konusunda hükümetin yaptığı düzenlemelere açıklık getirdi ve eleştirilerin tek taraflı yapıldığını belirtti. Nami şöyle konuştu:
“Biz göreve geldikten hemen sonra dövizdeki anormal yükseliş trendi başladı. Bunu biraz olsun dengeleyebilmek için hükümet bazı tedbirler almaya başladı. Örneğin akaryakıtta uygulanan Fiyat İstikrar Fonu’nun yasanın izin verdiği en alt seviyeye kadar çekti. Nitekim Güney Kıbrıs ile aramızda ciddi bir fiyat farkı oluştu. Biz çok daha ucuz kaldı.
Enerji maliyetleri için de çalıştık. Yapılan eleştirilerde hükümet hiçbir tedbir almadı, hiçbir girişim yapmadı gibi çok sıkça tekrarlanan ezberler olduğunu gördük. Halbuki 1 kişi bile bu yorumları yaparken, bizi telefonla arayıp acaba ne yaptınız diye sormadı.
Akaryakıtta yaptığımız gibi enerjide de yaptığımız ilk fiyat uygulamasında Devletin elektrik ücretine ödediği parayı daha yüksek seviyelere çekerek, diğer basamaklarda elektrik tüketen insanlara zam yükü yansıtmadık. Devlet olarak biz üstlendik bu yükü. Bir nevi sübvanseye ettik. Ama bunun da bir limiti var. Bunu yaparken de yasanın bize emrettiği nizamname denilen elektrik bedelini belirleyen formüle sadık kalarak, yasal yükümlülüğümüzü yerine getirerek yaptık.”
“POPÜLİST YAKLAŞIMLAR KIBTEK’İ İFLASA SÜRÜKLEMİŞTİ”
Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, geçmiş dönemde nizamnameye uyulmayarak finansman bedelinin KIBTEK’in üzerine yüklendiğini ve popülist davrandığını ifade etti. Bakan Nami konuyu şu şekilde açıkladı:
“Bizden önce görevde olanlar nizamname ile ilgili hiçbir düzenlemeye gitmediler. Bundan da ne anlaşılabilir, demek ki siz o formülün aslında doğru bir formül olduğunu kabul ediyorsunuz. Maliyet budur diyorsunuz. Bunu halka yansıtmıyorsanız bunu nereden çıkarıyorsunuz? KIBTEK’in kendinden. Burada yaptığınız hareketin finansmanını kuruma yüklüyorsunuz. Geçmişte bu tip davranışlar KIBTEK’i yok oluş noktasına getirdi.
Bu yaklaşımlara son veren, KIBTEK’in gerçek maliyetini faturalara yansıtmasını, tahsilatının üst noktalara gelmesini sağlayan, geçmişte CTP’nin de ortak olduğu hükümetler yaptı. Ve KIBTEK belirli bir güce erişti. Sonra göreve gelenler bu gücü maalesef yerinde kullanmayarak nasıl olsa KIBTEK güçlendi, bir şey olmaz onun için bu popülist politikaların faturasını KIBTEK’e yükleyelim. Bizim ayni metotla devam etmemiz mümkün değildi çünkü kurumu yok oluş noktasına tekrardan götürürdü.
Bazı verimsiz santrallerin devreye giriş zamanlarında değişiklik yaparak az da olsa maliyetlere tasarruf yapabileceğimizi gördük. 3-4 kuruş kadar. Bunu dahi bulduk ortaya çıkardık ve faturalara bunu fiyat indirimi olarak yansıttık. Gerçekten çok yoğun çaba içerisine girdik. Ama yüzde 60a yakın maliyetin, petrolün kendi fiyatının ve döviz kurundan etkilendiğini düşündüğümüzde bunu yapma imkanımız çok dardı.”
“ARTIŞA RAĞMEN GÜNEY’DEN DAHA UCUZA ELEKTRİK SATIYORUZ”
Bakan Özdil Nami elektrikte son yapılan düzenleme ile oluşan fiyat artışı için de şöyle açıklama yaptı:
“Yüzde 30 kadar sıçrayış nerden kaynaklandı? Bunun sebebi de, geçmiş yıllarda eğer nizamname doğru şekilde uygulansa idi o zaman kademeli bir şekilde fiyat artışları zaten gerçekleşecekti ve bugün bu fiyat artışının yüzdeliği böyle yüksek görünmeyecekti. Gereken düzenlemeyi sorumlu davranarak bize yapmak düştüğü. Popülist davranmadığımız için böyle bir sıçrayış ortaya çıktı. Ama yine de baktığınızda, basın toplantısında ifade ettiğim gibi Güney Kıbrıs’tan daha ucuza elektrik satıyor KIBTEK. Rum tarafında AB’nin verdiği çok büyük destekler vardır, yenilenebilir enerji kapasiteleri bizden çok daha yukarıdadır, hem güneş hem rüzgar enerjisinden faydalanmaktadırlar, santralleri bizden bir nebze daha verimlidir, daha iyi bir teknoloji ile üretiyorlar ama bütün bunlara rağmen KIBTEK’teki arkadaşlarımızın gerçekten çok fedakar çalışmaları ile biz bugün Rum tarafının sattığı elektrikten daha ucuza elektriği halkımıza satıyoruz.
Bunları da net bir şekilde bir yere koymak lazım.”
66 MİLYON TL GELİR KAYBI VAR
Nami, KIBTEK’in kendi içinde hazırladığı raporda, geçmiş KIBTEK yönetimi ve hükümetlerin nizamnamenin emrettiği fiyat artışını yapmadığı için 66 Milyon TL daha az gelir elde etmesine sebebiyet verdiğini vurguladı ve konuşu şöyle açıkladı:
“KIBTEK’in geçtiğimiz hafta yaptığı kendi iç çalışmaları neticesinde bakanlığımıza 1 rapor sundular. Nizamnamenin emrettiği fiyat artışını yapmadığı için, geçmiş KIBTEK yönetimi, geçmiş hükümetler, kurumun 66 Milyon TL daha az gelir elde etmesine sebebiyet verdiler. Kurum 66 Milyon TL zarar etti değil, gelirleri 66 Milyon TL daha düşük oldu. Maliye Teftiş’i göreve davet ettik gelin siz de araştırmanızı yapın. Eğer gerçekten yasaların hilafına uygulamalar nedeniyle kurum bu şekilde zarara uğratıldı ise o zaman yasada amir hükümdür. Bu zararı verenler sorumludur gerekeni ilgili kurumlar yapsın. Konu artık bizim bakanlığımızdan çıktı denetleme kurumlarının görev ve yetki alanlarına giren bir konu oldu. Eğer bir suç unsuru var ise bu hükümetin o konunun takibini yapmakla ilgili hiçbir tereddüdü olmayacağından emin olabilirsiniz.”
“GÜNEŞ ENERJİSİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN DAHA BÜYÜK BİR SİSTEME BAĞLANMALI”
Özdil Nami, güneş enerjisinden şu anda üretim kapasitemizin ancak yüzde 20’si kadar faydalana bildiğimizi ve bunun önünü açmak için de daha büyük bir sisteme enterkonnekte bağlanılması gerektiğinin altını çizdi.
“Başka konularda var gündemimizde elektrik üretimi ilgili. Onu da net bir şekilde konuşmamız lazım.
Bu fiyatlar cebimizi yakıyor. Güneyden daha ucuz olsak bile gelirimiz de Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden daha azdır. Dolayısıyla bizim radikal bir şeyler yapıp elektrik fiyatlarımızı daha düşük seviyelere çekmemiz lazım.
İlk baktığımız konu güneş enerjisi oldu. Mevcut alt yapımız ile güneş enerjisinden faydalanma seviyemizin üretimimizin yüzde 20si kadar olduğu söylendi bana. Yani 60-70 MW arasında. Şu anda verilen izinlerin toplamı 15 MW civarında. Bunun önünü açmak için süratle girişim başlattık. Bu yıl içerisinde 30, ondan sonraki yılda da 50 MW civarında bizim güneş enerji üretimine ulaşabileceğimizi ümit ediyorum.
Grafiklere bakıldığından bir enerji açığından söz ediliyor. Bu yıl tamam ama 2019’dan başlayarak üretimimiz talebi karşılayamayacak noktaya geleceği söyleniyor ama bazı detaylar kamuoyunun gözünden kaçırılıyor.
Bu üretim açığı yılın belirli aylarının, belirli günlerinin, belirli saatlerinde ortaya çıkıyor. Bu saatler de bizim güneş enerjisinden en azami şekilde faydalanabileceğimiz aylar ve saatler. Dolayısı ile şimdiden bunun önünü açarsak o zirve noktalarını törpüleme imkanına zaten kavuşacağız. Bunu yapmaya başladık.
Ama bu yetmez. Güneş enerjisinden neden biz yüzde 20 faydalanalım? Çok daha azami şekilde faydalanmamız lazım. Dünya çapında yapılan araştırmada Kıbrıs, solar/güneş enerjisinden en optimum faydalanabilecek ülkeler arasında dünyanın en iyi 2 noktası olduğu ortaya çıktı. Dolayısı ile biz bu oranı çok daha yukarı bir seviyeye çekmemiz lazım. Bunun için daha büyük bir sisteme, enterkonnekte şekilde bağlanmamız lazım. Halkımızın da bildiği şekli ile kablo projesini hayata geçirmemiz lazım.
Nitekim Rum tarafı da bunu bildiği için, Avrupa Birliği finansmanı ile İsrail-Kıbrıs-Girit-Yunanistan ve Avrupa’nın geri kalan kısmını bağlayacak bir kablo projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar. 2.5 Milyar Euro harcayarak yapacaklar bunu. Bizim ile Türkiye arasındaki projenin maliyeti ise 450 ile 500 Milyon Dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.”
KABLO PROJESİNDE HER ŞEY TAMAM HAVASI YARATILMIŞTI ANCAK HİÇBİR ŞEY YOK!
Bakan Özdil Nami güneş enerjisi hedefi için Türkiye’den kablo ile elektrik gelme projesine büyük önem verdiklerini söyledi ve bu yöndeki çalışmaların da ne aşamada olduğunu anlattı.
“Birinci olarak güneş enerjisine ikinci olarak da kablo projesine baktık. Ve kablo projesi neden bugüne kadar hayata geçirilmemiş sorduk. Yapılan anlaşmalara, Mecliste onaylanan protokole v.s baktık, eksik kalan unsurlar olduğunu gördük. Halbuki nasıl bir hava yaratılmıştı halka? “Her şey tamam, düğmeye bassak kablo yarın gelebilir.” Bunun böyle olmadığını gördük. Maliyet tam olarak nedir? Finansmanı nereden kaynaklanacak? Mülkiyeti kime ait olacak? Dağıtımını kim yapacak? Hiç bunlar oluşturulmamış? Üstlenici şirket kim olacak? Hangi teknoloji ile olacak? AC elektrik mi DC mi? 400 MW mı olacak 800 MW mı olacak? Hiçbir noktada karar üretilmemiş. Sadece bazı akademik çalışmalar yapılmış.
Hemen Türkiye ile temas kurduk. Su tecrübesinden de ders alarak sözel değil yazılı metinlere dökmemiz gerektiğini ve iki Devlet arasında anlaşmaya çevirmemiz gerektiğini söyledim. Büyük bir anlayış gördük Türkiye’de. Derhal gereğini yapalım dediler ancak seçim dönemine girdiler. Lefkoşa’ya geldiğimizde bütün konuştuklarımızı yazılı metne döktüm ve yazılı şekilde talep ettik.
Şimdi yeni bir hükümet oluştu. Zaten Sayın Erdoğan’ın Lefkoşa ziyaretinde, Cumhurbaşkanlığında yapılan toplantıda Sayın Başbakanımız birincil öncelikli konu olarak konuyu açtı. O toplantı neticesinde benim en kısa zamanda Ankara’ya gitmem ve bu konuyu artık bir noktaya getirmem sonucu çıktı.”
“SANTRAL KURULACAKSA BEDELİ ÖDENECEK”
Kamuoyunda ve bazı basın organlarında çıkan KIBTEK’e santral yatırımı yapılması konusuna da değinen bakan Nami konu hakkında şunları söyledi:
“Neden KIBTEK’in bazı yatırımlarını derhal ihaleye çıkıp yapmıyorsunuz deniyor. E çünkü halkın parasının doğru kullanılmasından emin olmamız gerekiyor. Bu konuda büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Yeni bir santral yapmanın maliyeti 50 Milyon Dolar civarında. Bir de doğalgaza geçelim diyoruz. Mevcut santrallerden çevreye zarar veren atıklar çıkıyor. Bu doğalgaza geçme konusunda ciddi bir altyapı yatırımı yapmanız lazım. Bunu da eklediğimizde 100 Milyon Dolara yakın yatırım yapılması gerekiyor.
Türkiye ile konuştuktan sonra kablonun size 2 yılda geleceğini söylerlerse o zaman 100 Milyon Dolarlık yatırım ne olacak? AKSA ile geçmişten gelen sözleşme var. 2024’ün Mart’ına kadar sabit ödemeniz gerekiyor. Peki o zaman nasıl izah edeceğiz halka harcadığımız paraları? Onun için bunu sadece Özdil Nami olarak oturup karar vermedim. Sadece KIBTEK yönetim kurulu ile 12 kez oturup toplantı yaptım. Ayrıca akademisyenlerle, ilgili odalarla toplantılar yaptım. Vardığımız nokta önce Türkiye ile kablo konusunu netleştirelim. Gelecek mi, ne zaman gelecek, maliyeti ne olacak? Bunu da önümüzdeki çok kısa sürede yapacağız.
Bu sorun ya kablo ile çözülecek, ki öyle görünüyor veya yeni teknoloji santrallerin ihalesine çıkılacak ve mevcut maliyet yapımızı daha düşük seviyelere çekecek bir yatırım gerçekleşecek.
Bir başka söylem de yeni santraller kurulsun halka daha ucuz elektrik verildi. Ama işin gerçeği öyle mi olacak? Hayır öyle olmayacak. Yeni santrallerin bedelinin ödenmesi lazım. Ödeme metodu da şu şekilde öngörülüyor. Yapılan yakıt tasarrufundan dolayı belirli bir artı değer olacak. O artı değeri 4 yıl 5 yıl makineleri satan firmaya aktaracaksınız ve proje kendini bu şekilde ödeyecek. Yani 4-5 yıl daha faturalar mevcut seviyelerinde kalmak zorunda kalacak. Tasarruflar ondan sonra halka yansıtılabilecek.”
“UCUZ VE BOL ELEKTRİĞE KAVUŞACAĞIMIZ GÜNLERİ DE GÖRECEĞİZ”
Bakan Özdil Nami elektrik konusunda son olarak şu açıklamalarda bulundu:
“Biz de farkındayız tabi enerji maliyetlerini düşürmek ekonominin rekabet gücünü artıracak. Tüketicilerin cebini rahatlatacak. Ama bunlar maalesef böyle iki dudağımızın arasında veya bir kalemle imzalayacağımız bir talimatla olmuyor. Gerçek hayat birçok tedbiri bir arada hayata geçirmemizi gerektiriyor.
Türkiye’den kablo ile elektrik gelse bile tüketimimiz yüzde 30’a yakın bir miktarını buradan üretmek durumundayız. Teknik açıdan yüzde 10 bu oran ancak hata paylarını, risk paylarını da koyarak yüzde 30 seviyesinde tutmanın faydalı olacağını söylüyor uzmanlar.
Geleceğe baktığımızda, eğer fizıbıl ise kablo ile elektrik temini, ülkemizde yüzde 30a varan yerli üretim, Güney Kıbrıs Rum yönetimi ile enterkonnekte bir sistemin içerisinde enerji arzında istikrarlı ve güvenli bir modeli oluşturmuş olacağız ve daha ucuz maliyetli. Bu biraz zaman alacak ama bu olacak, gidişat bu yöndedir.
Yeter ki bugün bize dikte ettirilmeye çalışılan bazı popülist noktalara düşmeyelim KIBTEK’i daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyalım daha çağdaş, daha modern bir KIBTEK olarak aktaralım. Böyle bir yapıda kimsenin endişesi olmasın Kıbrıs’ta ucuz ve bol elektriğe kavuşacağımız günleri de göreceğiz.”