Avrupa Konseyi’nin Türkiye hakkındaki kararı Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis tarafından memnuniyetle karşılanırken, Kıbrıs Rum basını, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunan hükümetlerinin eli boş döndüğü, AB’ye bumerang olarak döneceği gerekçesiyle Ankara’ya sert yaptırımlardan kaçınılması gerektiği düşüncesinin hâkim olduğu yorumunu yaptı.
Fileleftheros “Ortaklar Bizi Yine Tıraşladı… 27’ler Zirve Toplantısında Türkiye’ye Bir Kez Daha Göz Yumdu” başlığıyla manşete çektiği haberinde önceki günkü Zirve’de uzun tartışmaların ardından, Berlin’in başını çektiği “AB’ye bumerang olarak döner gerekçesiyle Ankara’ya sert yaptırım uygulanmamalı” görüşünün hâkim olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan’ın Zirve’den, Türkiye’ye karşı hiçbir güçlü ve caydırıcı koz kazanmadan ayrıldığını yazdı.
Zirve’den çıkan kararda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki “ruhsatsız sondajları” konusunda kısıtlayıcı önlemler ile ilgili 11 Kasım 2019 tarihli karar tahtında ek önlem listeleri hazırlanması çağrısı yapıldığı kaydedildi. Ayrıca Yüksek Temslci’ye ve Komisyon’a, AB-Türkiye siyasi ve ekonomik ilişkilerinin gidişatıyla ilgili rapor ve 2019 tarihli kararda öngörülenlerin genişletilmesi de dâhil, nasıl ilerleneceğine dair araç ve seçeneklerin en geç Mart 2021’deki Zirve’ye kadar incelenmek üzere sunma çağrısı yapıldığı belirtildi.
Yunanistan'da büyük hayal kırıklığı ve hoşnutsuzluk
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in dünkü yoğun müdahalelerine karşın karar metnine herhangi güçlü bir ifade ekletmeyi başaramadığına işaret edildi ve Yunanistan’ın sonuçtan büyük hayal kırıklığı ve hoşnutsuzluk içerisinde olduğuna dikkat çekildi. Yunan diplomatik çevrelerinin dün, “bir adım daha atıldı diyerek ve Türkiye’nin Oruç Reis’in faaliyetleri nedeniyle mahkûm edildiği ifadenin Yunanistan açısından çok daha önemli olduğunu söyleyerek daha az olumsuz bir görüntü vermeye çalıştığına dikkat çekildi.
Anastasidadis memnun
Gazete Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis’in yazılı açıklama yaparak karardan memnuniyet belirttiğini yazdı, kararın Rum yönetimi açısından ne anlam ifade ettiğini şu cümlelerle özetledi:
“Aslında Kıbrıs açısından, yasa dışı Türk faaliyetlerinin Kıbrıs Cumhuriyeti MEB’i içerisinde olduğunun tanındığı yeniden teyit edildi ve kapalı Maraş’taki eylemleri ve kolonizasyonu BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı kararları da anılarak net bir şekilde kınandı” ifadesine yer verdi.
Politis, BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un beklendiği gibi Zirve toplantısından sonra, 15-16 Aralık’ta Kıbrıs sorunuyla ilgili temaslarda bulunmak üzere Ankara’da olacağına işaret ederek “Avrupalı liderler nihayet Almanya’nın Türkiye’yle ilgili ileri götürdüğü ılımlı çizgiyi benimsedi. Karar metninde ise olumlu ajanda, diyaloğa dönüş, ılımlı yaptırımlar ve durumun gelecek Mart’ta gözden geçirilmesi mesajları verildi” ifadelerini kullandı.
Gazete “AB-Türkiye: 27’lerin Kıbrıs’ta Diyalog Mesajı… Avrupalı Liderler Sığ Sularda Hareket Etti, Gözler Artık Kıbrıs Sorununa Çevrildi” başlıklı haberinde karar metninden ve Türkiye için kararlaştırılan yaptırımlardan anlaşıldığı üzere; Kıbrıs ve Yunan hükümetlerinin Avrupalı ortaklarının, diyaloğa geri dönülmesine olanak sağlayacak (Türkiye’ye yönelik) ılımlı bir yaklaşım benimsediğini yazdı.
“Fransa bile sonunda memnuniyet belirtti”
Gazeteye göre Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunan hükümetlerinin kamuoyuna yönelik açıklamalarının, istenenin Türkiye’ye derhal sert yaptırımlar dayatılması veya en azından böyle bir şeyin mümkün olacağı net bir takvim olduğu beklentisi yarattı. Ancak geriye kalan üyelerin talepleri ve tavırları dikkate alındığında, diplomatik yaklaşım özde karar metnindeki söylemi güçlendirme çabasına atıf yapıyor.
Gazete Zirve öncesindeki dönem boyunca Türkiye’nin tavrından çok rahatsız görünen ve Türkiye’ye etkin yaptırım uygulanmasını isteyen Fransa’nın bile sonunda, dengeli diye nitelediği karardan memnuniyet belirttiğine dikkat çekti.