Kıbrıs'ın güneyinde yapılan bir ankette ilk kez, katılımcıların yüzde 36’sının, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden ve Kıbrıs Rum liderliğini sorumlu tuttuğuna dikkat çekildi.
Haftalık Kathimerini, “Symmerton Market Research”e 9-16 Aralık 2022’de yaptırdığı, Güney Kıbrıs genelinde 18 yaş ve üzeri 600 kişinin telefon aracılığıyla katıldığı anketin sonuçlarını “Kıbrıslı Rumlardan Özeleştiri ve Federasyona Dönüş… İlk Kez Çözümsüzlükten Kıbrıs Rum Tarafın Sorumlu tutuluyor, Doğal Gaz’dan Beklentiler Düşük” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Kıbrıs sorunundaki durgunluktan sarsılan Kıbrıslı Rumların Kıbrıs sorununa ulaşılabilir çözüm olarak iki bölgeli iki toplumlu federasyonu tercih ettiğini kaydeden gazete, özetle şunları yazdı:
“Son dönemde, Kıbrıs sorununda iki devlet çözümü gibi başka çözüm şekilleriyle ilgili nabız yoklamaları yapıldığına dair söylentiler ve Crans Montana çöküşüne dair birçok anlatı, Kıbrıs sorununun çözümünde ilerleme kaydedilememesinde sorumluluğun büyük bölümünün Kıbrıs Rum liderliğine ve otomatikman Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in şahsına ait olduğu görüşünü güçlendirdi.
Katılımcıların yüzde 78’i çözüm çabalarında ilerleme kaydedilememesinin başlıca sorumlusunun Türkiye olduğunu düşünüyor ancak başlıca sorumlunun Kıbrıslı Rumlar ve onların liderliği olduğunu düşünenlerin yüzde 36 ile ilk kez bu kadar yüksek olması dikkat çekiyor.”
Yüzde 51 “Federasyon”, Yüzde 17 “Her şey olduğu gibi kalsın” dedi
Ankette katılımcıların, yöneltilen sorulara verdiği cevaplar ise şöyle aktarıldı:
Katılımcıların yüzde 51’i “Kıbrıs sorununda hangi çözüm doğru ve ulaşılabilirdir?” sorusuna, “iki bölgeli iki toplumlu federasyon”; yüzde 17’si de “her şey olduğu gibi kalsın” cevabını verdi.
"İki devlet diyen de var, "Çifte Enosis" diyen de...
Kıbrıs'ın güneyinin “onurlu uzlaşısı” olarak hangi çözümü kabul edecekleri sorusuna katılımcıların yüzde 51’i “güçlü merkezî hükümeti olan iki toplumlu iki kesimli federasyon”, yüzde 17’si “bugün olduğumuz gibi kalalım”, yüzde 11’i “İki devletçiğin önemli özerklikleri olması ile gevşek federasyon”, yüzde 9’u “üniter devlet”, yüzde 8’i “iki devlet”, yüzde 1’i “Türkiye ve Yunanistan ile çifte Enosis” cevabını verdi; yüzde 3’ü ise cevap vermedi.
“Bir uzlaşı çözümünde, belirli bir süreliğine Türkiye ve Yunanistan’dan az sayıda (yaklaşık bin asker) kalmasını kabul eder misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 36’sı “evet”, yüzde 26’sı “belki”, yüzde 38’i “hayır” cevabı verdi.
“Sizin için Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözümde en önemli şey nedir” sorusuna verilen cevaplar ise şöyle:
Yüzde 76 “Türk askerlerinin çekilmesi”, yüzde 56 “garantilerin ve Türkiye’nin tek yanlı müdahale hakkının kaldırılması”, yüzde 41 “önemli toprak (Maraş ve Güzelyurt ) iadesi”, yüzde 10 “yeni anlaşmanın uygulanacağının güvenceye alınması”, yüzde 7 “Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs Rum tarafının gündelik konularına ve ekonomisine karışmaması”, yüzde 6 “ekonominin sürdürülebilirliği”, yüzde 2 “kısıtlama olmaksızın serbest dolaşım” cevabı verildi.
Çözümsüzlükten en çok kim sorumlu?
“Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında ilerleme kaydedilmemesinden en çok kimin sorumlu olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusuna ise şu cevaplar verildi:
Yüzde 78 “Türkiye”, yüzde 36 “Kıbrıslı Rumlar ve liderlikleri”, yüzde 27 “Kıbrıslı Türkler ve liderlikleri”, yüzde 11’i “bir çözümden sonra güvenliklerinden korkan Kıbrıslı Rumlar”, yüzde 6’sı “Başkan Anastasiadis”, yüzde 2’si de “Birleşik Krallık.”
“Cenevre ve Crans Montana’daki son çözüm çabalarındaki başarısızlıktan en çok kim sorumluydu?” sorusuna yüzde 71 “Türkiye”, yüzde 30 “BM, Genel Sekreter ve Özel Danışmanı Eide”, yüzde 25 “Kıbrıs Rum tarafı ve liderliği”, yüzde 16 “Kıbrıs Türk tarafı ve liderliği”, yüzde 7 “Başkan Anastasiadis”, yüzde 2 “Birleşik Krallık” cevabı verildi, katılımcıların yüzde 4’ü cevap vermedi.
Yunanistan…
“Sizce 1974 felaketinde Yunanistan ve Kıbrıs Rum liderliğinden hangisi daha çok sorumlu?” sorusuna yüzde 49 “Yoannidis ve Yunan Cuntası”, yüzde 31 “koşullar altında hepsi”, yüzde 36 “Yorgos Grivas ve EOKA-B”, yüzde 14 “Başpiskopos Makarios”, yüzde 4 “Sampson ve hükümeti” cevabını verdi, yüzde 2’si cevap vermedi.
“Yunanistan’ın Kıbrıs sorununa müdahiliyeti” ile ilgili görüşleri sorulduğunda katılımcıların yüzde 49’u “müdahiliyetinin daha yoğun olmasını isterdim”, yüzde 33’ü “Kıbrıs’ı gerektiği zaman gerektiği kadar desteklediğine inanıyorum”, yüzde 17’si “daha az müdahil olmasını isterdim” dedi, yüzde 1’i cevap vermedi.
Doğal gaz...
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek yanlı ilan ettiği MEB’te parsellerin ruhsatlandırılması prosedürünün “çözüm çabalarına yardımcı olduğunu” düşünenler yüzde 13, “çözüm çabalarını zorlaştırdığını” düşünenler yüzde 39, “ne zorlaştırdı ne de kolaylaştırdı” diyenler yüzde 46, cevap vermeyenler yüzde 2.
Şu ana kadar verilen sondaj ruhsatları ve buna Türkiye’nin tavrı ile ilgili soruya katılımcıların yüzde 39’undan “hükümet şu ana kadarki politikası ve eylemlerinde doğru yaptı”, yüzde 29’u “hükümet ve politikasının Türkiye’nin saldırgan hareketlerini hesap etmemesi ve öngörmemesi yanlış”, yüzde 28’i “ruhsatlar daha az ve daha dar ölçekte olsa daha iyi olurdu” dedi.
“MEB’den doğal gaz ve petrol çıkartılması çabaları” konusunda katılımcıların yüzde 44’ü “kısa zaman içinde ekonomik çıkar elde edemeyeceğiz, ama yıllar sonra çıkar elde edeceğiz”, yüzde 21’i “ancak Türkiye ile bir anlaşmadan veya Kıbrıs sorununun çözümünden sonra faydalanabileceğiz”, yüzde 18’i “asla hiçbir şey olmayacak”, yüzde 14’ü “çok yakında sonuç alacağız ve Kıbrıs ekonomik açıdan faydalanacak” cevabını verdi, yüzde 3’ü cevap vermedi.