Türkiye’nin, satın aldığı sondaj gemisi ile Doğu Akdeniz’de sondaj yapmaya kalkışmasını “kışkırtıcı eylemlerini bir adım öteye taşıması” olarak nitelendiren Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Türkiye’nin bölgede sondaj yapmaya veya Kıbrıs Rum yönetimi hesabına yapılmakta olan sondajları engellemeye kalkışması durumunda neler planladıklarını açıkladı.
Alithia haberi “Türkler Kıbrıs MEB’ine Gelirse Ne Yapacağız” başlığıyla manşetten “Yoannis Kasulidis: Türkiye Sondaj Gemisini Müzeye Koymak İçin Almadı” başlığıyla da iç sayfasından aktardı.
Habere göre Kasulidis RİK’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, Rum MEB’i olarak tanımladığı Doğu Akdeniz bölgesinde “yasadışı” sondaj yapmaya “yeltenerek bir adım daha ileri gideceği” kanaatini ortaya koyarak “Elbette Türkiye o sondaj gemisini müzeye koymak için almadı” dedi, “böyle bir durumda yeni olgular meydana geleceğini” savundu.
Türkiye’nin hedefinin Kıbrıslı Rumları “kışkırtmak ve endişeye sevk etmek olduğunu” iddia eden Kasulidis “Türkiye’nin istediği bu hedefi görmezden gelmekte kararlıyız. Soğukkanlı ve sakin olmalıyız. Burada sondaj işlerini üstlenen iki dev şirket var. Şirketler de, platformdaki çalışanlar da korkmuyor. Bu şirketlerin arkasında güçlü devletler var” dedi, “Türkiye’nin çok da bir şey yapamayacağını” savundu.
“Ne AB ortak dış politikası ne de komşular bizi koruyabilir”
Kasulidis bir soruya karşılık Kıbrıs Rum dış politikasının AB ortak dış politikası ile kimlik kazandığını çünkü Güney Kıbrıs gibi küçük bir ülkenin Türkiye gibi büyük bir ülke ile başa çıkabilecek imkana sahip olmadığını, ortak dış politikanın bu açıdan kendileri için bir artı olduğunu söyledi, şunları ekledi:
“Ancak, Türkiye saçmalar ve sınırı aşarsa ne Kıbrıs-AB ortak dış politikası, ne komşu devletlerle işbirliklerimiz bizi koruyabilir. Böyle bir durumda BM’ye şikayet edeceğiz. Fakat Türkiye’nin böyle bir saçmalık yapmayacağı kanaatindeyim.”
Türkiye’nin “kışkırtıcı eylemleri ve emrivakileri arasında en endişe verici olanının, satın aldığı sondaj gemisini Doğu Akdeniz’de kullanması olduğunu” savunan Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı, “Bu ihtimali soğukkanlılıkla göğüsleyeceğiz” dedi.
Kasulidis, “Enerji programımızın değişmesi söz konusu değil, 2018 programımıza devam edeceğiz. Yeterli miktarda olduğu saptanırsa doğal gazı nasıl satacağımıza dair gelecekteki projelerimizi hayata geçirebilmek için bu projelerimizden iyi neticeler almayı umuyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de, Rum yönetiminin tek yanlı ilan ettiği “Münhasır Ekonomik Bölge”de sondaj yapacağına inanç belirten Kasulidis “Türk sondaj gemisinin yasadışı sondaja başlaması halinde birçok muhtemel olasılık var” dedi, olasılıkları şöyle sıraladı:
“Sonucu ne olacak, sonuç yataklar konusunda olumlu mu olacak, hangi emrivakiler ve hangi hukuki etkiler oluşacak, bu mesele gelecekte nasıl karşılanacak, hukuken şaibeli bir ürün (doğal gaz) nasıl ticarileştirilecek gibi çeşitli senaryolar var. Gelecekte göğüsleyeceğimiz birçok olgu ve birçok aşama var.”
Anastasiadis’in Suudi Arabistan ziyareti
Kasulidis, Anastasiadis’in Suudi Arabistan’a yapacağı ziyaretin, adı geçen ülkenin Arap dünyası içerisinde liderlik rolü oynaması nedeniyle “çok önemli olduğuna” vurgu yaptı, “Suudi Arabistan’ın Kıbrıs’a karşı ezelden beri takındığı olumsuz tavır, Türkiye’yle arasındaki çatışma vesilesiyle de- olumlu yönde değişti” dedi.
Gazete, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini değerlendirmesi istenen Anastasiadis’in “Egemenlik haklarını tam olarak kullanan egemen bir ülkeyiz” dediğini haberine ekledi.
“Doğal gazı S-300’lerdeki gibi yönetiyorlar, sonuçlarını yaşadık”
AKEL Rum yönetimini, S-300’ler konusunda uyguladığı iletişim yönetiminin aynısını doğal gaz konusunda da uygulamakla suçladı.
Haravgi’nin haberine göre parti tarafından yapılan yazılı açıklamada Türkiye’nin, Kıbrıs Rum yönetiminin Rusya’dan S-300’lerini satın aldığı dönemde, füzeleri Ada’ya getirilmesi aşamasında gösterdiği tepki ve tehditlerin aynısını şu anda da doğal gaz konusunda yaptığı, Kıbrıs Rum yönetiminin ise doğal gaz meselesinde de S-300’lerde uyguladığı aynı iletişim yönetimini kullandığı vurgulandı.
AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis’in imzasını taşıyan açıklamada “S-300’lerin yönetilmesinin sonucunu yaşadık. Kıbrıs halkı aynı şeyin doğal gazda da tekrarlanmasını engelleyebilir” denildi.