“Şimdi ne olacak” dedim, Kıbrıslı Rum meslektaşıma.
“Kafalarımız biraz karışık” diye konuştu.
Bir yandan umut vardı, öte yandan endişe.
***
Türkiye ile Avrupa arasındaki “vize serbestliği” meselesi güneyin de gündemi.
Doğrusu “Artık Türkiye’ye vizesiz gireceğiz” gibi bir coşku yok orada…
İşin bu yönünü galiba biz biraz abarttık!
Çünkü yaşanmışlıklar var ortada...
Unutulmasın ki yakın geçmişte “Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu taşıyanların hapse atılması” dahi önerilebiliyordu!
“Türkiye’ye eğer istiyorsak zaten gidiyorduk, öyle bir sorunumuz yoktu, girişte az bir Euro ödemek dışında sıkıntı değildi” dedi meslektaşım.
***
“İçimizdeki” merak, kuzeyden güneye geçemeyen Türkiyeli yurttaşlar…
- “Eğer Türkiye istenen 72 şartı yerine getirir, vize serbestliğine kavuşur ve Avrupa Birliği uyumlu biyometrik pasaportları olursa, bence, nasıl ki İngiliz’i Alman’ı Ercan’dan gelse de Kıbrıs’ın güneyine geçebiliyor, Türkiyeliler de geçecek” dedi, Kıbrıslı Rum meslektaşım.
Birkaç saat sonra aradı.
- “Yok, öyle değilmiş…”
Belli ki, Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarından birileri ile konuşmuş.
- “Türkiye Cumhuriyeti henüz Avrupa Birliği üyesi olmadığı, Kıbrıs da Schengen ülkeleri arasında yer almadığı için, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının Kıbrıs’a vizesiz girişi bir süre daha mümkün olmayacak. Şu anki uygulama devam edecek. Ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği ya da Kıbrıs’ın Schengen’e girişi ile bu durum değişecek…”
***
Bu bilgiyi meslektaşım söylüyor ama biliyorum ki, şu anda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi duruşu bu!
Resmi ağızlar böylesi zamanlarda “Pozisyonumuz bu ancak bizden duymadınız” derler, biliriz.
***
Hani en başta “kafalarımız biraz karışık” demişti ya, soruyorum “niçin” diye!
- “Çünkü bir yandan, bu adımlar bir normalleşme sağlıyor, güven yaratıyor. Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında güven tesis edilmesi önemli, barışçı bir süreç. Ancak, eğer bu normalleşme, Kıbrıs sorununun çözüm ihtiyacını ortadan kaldırır hissi yaratırsa, yani çözüm perspektifi yerini Türkiye-Kıbrıs Cumhuriyeti ilişkilerinin normalleşmesine yönlendirirse, o durumda tehlikeli. Kıbrıs’ta çözümsüzlükle betonlaşan statükoyu normalleştirmek üzerinden bir ilerleme kabul edilemez. Umarım, böyle bir düşünce yoktur…”
Umarız.