Hasan Karlıtaş
Dünya onbinlerce çiçekli bir kültür bahçesidir; her çiçeğin ayrı bir rengi ve kokusu vardır. Bir çiçeğin koparılması bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır. Tek dile, tek renge kalmış bir dünya hapı yutmuştur. / Yaşar Kemal
Çok değer verdiğim Mustafa Özilmen arkadaşımın aracılığı ile uzun zamandır çalışmalarını yakından izlediğim, mücadelesini beğendiğim, Limasol’da yaşayan Chryso Pelekani ile Lefkoşa’da buluşup, sohbet etme imkanı yakaladık.
Chryso’da hemen farkettiğim ilk özellik samimiyet, içtenlik ve Tükçe diline mükemmel derecede hakimiyeti oldu. İlk izlenim en önemli izlenimdir diye bir söz var ya, Chryso’nun bu özellikleri olumlu bir sohbetin ilk güzel kıvılcımları oldu.
Chryso Pelekani, Türkoloji ve Filoloji Bölümünden mezun. Dört Yüksek Lisans yanında doktora tezi de var. Ana dili Rumca/Yunanca yanında, Türkçe, İngilizce, Rusça, Farsça ve Osmanlıca gibi yedi dili iyi derecede konuşabiliyor. Türkçe dilini bu kadar iyi konuşabilmesinin sebebini sorduğumda, hem aldığı eğitim hem de Rusya’da yaşadığı dönemde, Türk arkadaşlarının büyük katkısı olduğunu vurguluyor. Kıbrıs Üniversitesi’nde, Dil Merkezinde dil dersleri veren Chryso Pelekani, özel araştırmalar da yürütüyor. Bugünkü yazımızın konusu bu özel araştırma…
Chryso Pelakani ile yaklaşık iki saat boyunca, özel araştırma konusu olan, yüzünden ve kalbinden dökülen sözcüklerden bu konuya adeta kendini adadığını gördüğüm, ‘Gurbetçe Dili ve Gurbetler’ üzerine sohbet imkanımız oldu. Etkileyici ve öğretici bulduğum bu sohbetten geriye kalanları Chryso Pelekani’nin dilinden sizlerle paylaşamak istiyorum.
Gurbetler ve Gurbetçe dili
Türkçe bildiğim için Kıbrıs’ın kuzeyinden gelen ve Limasol’da yaşayan gurbetlere yardım eden bir projede görev yapıyordum. Bir gün okulun müdürü , okulda gurbet bir çocuk ile Kıbrıslı Rum çocuğun kavga ettiğini söyleyerek, tercümanlık için beni okula çağırır. Gurbet çocuğun, Kıbrıslı Rum çocuk ile ilgili kavga sebebini anlatırken kullandığı kelimeler dikkatimi çekti. Türkçenin dışında farklı kelimeler vardı. Karşısındaki erkek çocuk için, ‘’Lafda veya Lafdacık‘’ kelimelerini kullanarak olayı anlattı. Lafda veya Lafdacık, Gurbet dilinde oğlan çocuğu,erkek çocuk anlamında kullanılıyor. O günden sonra, bu dil ilgimi çekmeye başladı. Bu dili kaydetmem ve korunmasına yardımcı olmam gerek diye düşündüm. Aynı dönemde, Kıbrıs Üniversitesi’nde, doktora programına başvurmuştum. O günden bugüne, Gurbetçeyi kaydetmeye çalışıyorum. Hem sosyolojik hem de dil bakımından, bunun büyük bir zenginlik olduğunu düşünüyorum. “Gurbetler ve Gurbetçede Gizli Kalan Dil” ismi ile çalışmalarımı yürütüyorum. 2011 – 2018 yılları arasında, yaklaşık yüz kişi ile mülakat yaptım. Yaptığım mülakatları analiz ettim. Kaydettim. Yorumladım. Bulduğum sonuçlara göre, Gurbetçe karma bir dil özelliğinde. Kıbrıslı Türklerin gündelik hayatlarından kelimeler yanında, Romence/Romanca, Hintçe, eski Rumca, hatta Arapça,Ermenice ve Farsça’dan gelen kelimeler var. Gurbetler ile içiçe olmayan insanların anlaması zor olan kelimeler, fiil ve cümle yapıları mevcut. ‘’Ole, Kla, zannı, nımıslamak, vs.’’ gibi bazı sözcükleri örnek verebiliriz.
2011 – 2018 tarihleri arasında yüz dolayında insan ile mülakat yapıp, 20 tanesini tezime koydum. Gurbetler ağırlıklı olarak, Güzelyurt (Omorfo), Mağusa ve Limasol bölgelerinde yaşıyor. Tezimi kitap olarak yayınlamayı hedefliyorum. Bu kitap, Kıbrıs’ta bir ilk olacak. Gurbetçe Sözlük yanında, Gurbetlerin hayatından esinlenerek, içerisinde hayvan sevgisinin konu edileceği çocuk kitabı çalışmam var.
Gurbetlere Has Bazi Özellikler
Araştırma yaparken şu noktaları gözlemledim; Gurbetler, doğa ile başbaşa yaşamayı severler. Eskiden panayırlarda hayvan satma alışkanlıkları vardı. Belirli mevsimlerde göç edip, ağaç altında serin yerde yaşamayı tercih ediyorlardı. Kazan kalaylama, şiş satma, fal bakma gibi hobileri var. Horoz güreşi merağı, köy köy gezerek karpuz satma ve biraz olumsuz olacak ama günümüzde yok denecek kadar azalsa da eskiden dilenme konusu olduğu da biliniyor. İsimleri genellikle aynı oduğu için çok lakap var. Yaygın kadın isimleri arasında, Cemile, Karanfil, Sümbül, Menekşe, gibi çiçek isimleri de bulunuyor. Ne yazık ki eğitimde özellikle kızların yarım bırakma durumu var. Ortaokul ve sonrasına devam edilmiyor. Kalaycılık ve hurdacılık yaygın uğraşlar arasında. Kurşiniler ve Afatlar gibi müzik gruplarını herkes hatırlıyor. Gurbetlerin, insana yardım etmeyi seven, doğa dostu ve sohbeti seven yönleri var. Son dönemde karma evlilikler gözlemlense de, genellikle gurbetler gurbetlerle evlilik gerçekleştiriyor.
Aynı Adada Ortak Dilimiz Barış Olmalı
‘Cyprom’ ismi ile dernekleştik. Tanıtım ve farkındalık faaliyetleri üzerinde çalışıyoruz. Gurbetler vardır ama görünmez bir noktaya doğru gitme riskleri vardır. Dernek olarak, özellikle gurbet çocuklar üzerinden, eğitim, tarih ve dil çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Son olarak şu mesajı vermek istiyorum; Aynı Adada barış dilini kullanmalıyız. Özellikle gençler barış kültürünü benimsemeli. Orta yaş üzeri insanlar savaş yaşadı. Kayıplar yaşadı. Çocuklar ve gençler barış kültürü ile büyümeli. İki toplumu yakınlaştıracak noktalardan birisi de dildir. Kuzeyde Rumca, güneyde de Türkçe dilleri eğitim müftedatında çoğaltımalı.
Halk arasında gurbet, çingene veya fellah olarak tabir edilen hatta ötekileştirilen bu grup, ülkemizin en önemli kültürel zenginlikleri arasındadır. Gurbetler ve Gurbetçe hak ettiği değeri bulmalı…