Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyadaki tüm çocukların yüzde 93’ünden fazlasının insan sağlığı için güvenli kabul ettiği oranların üzerindeki kirlilik içeren havayı soluduğunu belirterek, bunun sonucunda dünyada her yıl 600 bin çocuğun hava kirliliğine bağlı sebeplerle yaşamını yitirdiğini vurguladı.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı bildiride, 5 Haziran 1972 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Stockholm Konferansı’nda ilk kez insan sağlığı ve çevre arasındaki ilişki üzerinde durulduğunu ve bu günün Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü olarak kabul edildiğini anımsattı.
5 Haziranın, tüm dünyada 100’den fazla ülkede Dünya Çevre Günü olarak kutlandığını ve her yıl çevre ile ilgili bir tema ele alındığını söyleyen Gürkut, 2019 yılı Dünya Çevre Günü´nün temasının ise “Hava Kirliliği ile Mücadele” olarak belirlendiğini ve etkinliklere Çin’in ev sahipliği yapmasının kararlaştırıldığını söyledi.
Gürkut, BM’nin, 2019 Dünya Çevre Günü teması çerçevesinde, hükümetleri, sanayiyi ve bireyleri, yenilenebilir enerji ve yeşil teknolojileri keşfetmek ve dünyadaki şehir ve bölgelerde hava kalitesini iyileştirmek için bir araya getirmeyi hedeflediğini belirtti.
HAVA KİRLİLİĞİ GERÇEKLERİ
Günümüzde hava kirliliğinin küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunun şüphe götürmediğini, hava kirliliğinin, hem ev içi gibi kapalı alanlarda hem de açık alanlarda insanların sağlığını olumsuz etkilediğini dile getiren Gürkut, açıklamasına şöyle devam etti;
“Günümüzde sanayi tesisleri, otomobiller ve diğer ulaşım araçlarının açığa çıkardığı sağlığa zararlı gazlar, hava kirliliğinin en önemli kaynakları arasındadır.
Kirli hava partikülleri solunum yollarına, akciğerlere ve oradan da kan-dolaşım sistemine girerek insan sağlığına zarar vermektedir. Hava kirliliğine bağlı olarak, kalp hastalıkları, kanser, astım ve diğer solunum yolu hastalıkları gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre artan nüfus, fosil yakıt tüketimi ve temiz yakıt ve teknolojilerinin kullanılmamasına bağlı olarak kirlenen hava nedeniyle günümüzde dünyada her 10 kişiden 9’u kirli hava solumaktadır.
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 7 milyon insan - saatte 800, dakikada 13 kişi- hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeni ile beklenenden erken ölmektedir.
DSÖ, hava kirliliğinin yetişkinlerde kalp-dolaşım sistemindeki bozukluklara bağlı ölümlerin dörtte birinin sorumlusu olduğunu açıkladı. Ayrıca örgüt, felç vakalarının yüzde 25’i, akciğer kanseri vakalarının yüzde 30’u ve kronik akciğer rahatsızlıklarının yüzde 43’ünün de hava kirliliğine bağlı olarak ortaya çıktığını açıklamıştır.”
EN YÜKSEK RİSK ALTINDA ÇOCUKLAR
Dünyadaki tüm çocukların yüzde 93’ünden fazlası DSÖ’nün insan sağlığı için güvenli kabul ettiği oranların üzerindeki oranlarda kirlilik içeren hava soluduğunu, bunun sonucunda da dünyada her yıl 600 bin çocuğun hava kirliliğine bağlı sebeplerle yaşamını yitirdiğini ifade eden Gürkut, bundan başka kirli havaya maruz kalmanın çocukların beyin gelişimini, bilişsel ve motor gelişimini olumsuz etkilediğini ve ileriki yaşamlarında kronik hastalıklara yatkın hale gelmelerine neden olduğunu söyledi.
HAVA KİRLİLİĞİNİN DİĞER ETKİLERİ
Gürkut, hava kirliliğinin etkilerine bağlı olarak temel tarım ürünlerinin verimliliğinin 2030 yılına kadar yüzde 26 azalmasının beklendiğini, bunun ise gıda güvenliği ve besin çeşitliliğinde sorunlara yol açmasının kaçınılmaz olacağını vurguladı. Gürkut , “Hava kirliliği küresel ekonomiye her yıl 5 trilyon USD’a mal olmaktadır. dedi.
ÜLKEDE DURUM...
KKTC’de hava kalitesi ölçümlerinin 2002 yılından beri Çevre Koruma Dairesi tarafından yapıldığını belirten Gürkut, “Ülkemizde trafikte artan araç sayısı, kış aylarında fosil yakıtlarla ısınma, özellikle ekonomik sıkıntıların etkileri ile son yıllarda artan odun/kömür sobaları, elektrik santrali bacası, gaminiler gibi bilinen hava kirliliği sebepleri mevcuttur” dedi.
Ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi kronik akciğer hastalıkları ve akciğer kanserinin giderek artan oranlarda görüldüğünü ve yaşam kayıplarına yol açtığını ifade eden Gürkut, yapılabilecekleri şöyle sıraladı;
“Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir, yeşil enerji kaynaklarını kullanmalı, karbondioksit ve metan gazı emisyonlarını azaltmak için önlem almalıyız.
Ülkemizde güneş enerjisinden yararlanma oranlarını artırmak için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalı ve teşvikleri sağlamalıyız.
Hava kalitesi ölçümlerini düzenli yapmalı, hava kirliliği kaynaklarını tespit ederek gerekli önlemleri almalıyız.
Çevre dostu ulaşım araçlarının kullanımını ve toplu taşıma yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını sağlamak için gerekli çalışmaları yapmalı, önlemler almalıyız”.