‘GUTERRES PLANI’ YOLDA MI?

Sami Özuslu

Tuğrul Türkeş’in deyimiyle, Crans-Montana’ya ‘zorla’ giden taraflar,
BM Genel Sekreteri ‘Akdenizli’ Antonio kasabaya gelinceye kadar topu ayaklarında çevirip durdular.
Ne kaleye tek şut atıldı, ne de gol pozisyonuna girildi.
Zira ‘berabere’ bir maç isteniyordu.
En azından Ankara ile Atina arasındaki gizli ittifakın İsviçre beklentisi buydu.
Guterres oyuna girince maçın gidişatı değişti.
‘Paket teatisi’ ile müzakere sürecinde bir başka boyuta geçildiği söyleniyor.
Teknik olarak evet, lakin ‘niyet’ bakımından hala tarafların ‘eski boyut’ta durduklarını söylememek için bir sebep yok.

*  *  *

Peki ama Guterres’in talebiyle geçilen ‘paket’ aşamasından sonra sırada ne var?
Bazen son derece pozitif, zaman zaman ise umutsuz haberlerin geldiği kayak kasabasından bir ‘çözüm’ çıkar mı?
Olumlu sonuç çıkarsa bu ‘bütünlüklü’ mü olur, ‘çerçeve’ mi olur, yoksa ‘noktalı virgül’ mü olur?
Sürecin çökme ihtimali var. Lakin bizzat BM Genel Sekreteri’nin önünde ‘suçlu sandalyesi’ne oturma olasılığı da var. O yüzden taraflar masada ‘güvercin’ rolü yapıyor.
Herkes kendisini ‘çözümü isteyen ve zorlayan taraf’ diye pazarlamaya çalışıyor.
Bunu yaparken zaman zaman yine ‘karşı taraf engel’ retoriğiyle, karşılıklı suçlama repliği devreye sokuluyor.
Crans-Montana’dan olumsuz bir sonuç çıkacaksa eğer, bunun ikinci derecede sorumluluğu karşılıklı suçlama oyununa yardım ve yataklık edenler olacak.
Birinci derecedekiler zaten masada oturuyor.

*  *  *

Guterres taraflardan ‘paket’ önerilerini almayı başardı, kasabadan ayrıldı. “Gelişme olursa tekrar gelirim” dedi. Bu bir ‘rest’ti.
BM her başlık altında tarafları ‘yakınlaştırma’ çabasına girdi. Bu süreçte sıkı bir pazarlık yaşanmakta olduğu kesin. O nedenle spekülasyonlar havada uçuşuyor. Yalan, yanlış, yönlendirici balonlar gökyüzüne salınıyor.
Tehditvari, şantajcı demeçler ortamı geriyor.
Bunlar olacak. Normal.
Hafta sonuna kadar BM tarafların ne kadar yakınlaşabildiklerine bakacak.
Garanti sistemi…
Güvenlik…
Güç paylaşımı ve yönetim…
Ekonomi…
Federal Kıbrıs’ın doğuşu…
Ve toprak…
Ve mülkiyet…

*  *  *

Dünkü gelişmeler havayı yine ‘negatif’e çevirdi.
Bizim partiler ve Türkiye Guterres’i yeniden ‘oyuna girme’ye çağırdı.
Guterres ise beklemede. Gelişmelere bakacak ve kararını verecek. Eğer kasabaya geri dönerse, muhtemelen eli boş gelmeyecek.
Şu sorulara cevap arayacak:
İki tarafın geldiği noktadan ‘ortak bir metin’ çıkar mı, çıkmaz mı?
İki tarafın önerdiklerinin ‘orta yolu’ bulunabilir mi, bulunamaz mı?
Eğer Kıbrıs’taki iki tarafın ve de Ege’nin iki yakası bir araya gelebilecek gibiyse, muhtemeldir ki masaya bir ‘Guterres Planı’ gelecek.
2002 sonlarında şekillenen Annan Planı gibi…
Liderler ve garantörler uzlaşıya varabilirlerse ne ala…
Yok, eğer uzlaşacak gibi değillerse –ki öyle gözüküyor- Guterres, önünde şekillenen ‘paket’i Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların önüne sermelidir.
Liderleri de, garantörleri de devre dışı bırakarak!..
Herkes görsün, okusun, tartışsın.
Ve günü gelince referandumda oyunu versin.
Bu sürece engel olmaya çalışacak çıkarsa da, kendi bileceği iş…
Kıbrıs’ta ‘toplumların oyuna girme vakti’ yaklaşıyor sanki…
Hazır mı herkes?