Fehime ALASYA
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BM Genel Sekreter ile görüşmesini geçmişte olan görüşmelerin bir benzeri olarak nitelendirirken, görüşmenin önemli ve yararlı olduğunu dile getirdi.
Önümüzdeki aylarda üçlü ve beşli görüşmelerin gerçekleşmesi temennisinde olan Talat, Kıbrıs sorunun görüşülmemiş yanı olmadığını savunarak, bunların artık bir araya getirilip anlaşma metnine dökülmesi gerektiğini kaydetti.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı. Prof. Dr. Ahmet Sözen ise görüşmeleri, ‘resmi müzakere öncesi pazarlık süreci’ olarak nitelendirerek, Akdeniz’de yaşanan gerginlikler ve Maraş konusunu anımsattı, BM’nin var olan kötü ilişkilerin daha da ileri taşınmaması adına ciddi bir adım atma girişimi içinde olacağını ifade etti.
Eski müzakerecilerden Osman Ertuğ ise iki toplumun da liderlerinde zihniyet değişikliği olmadan kısır döngünün tekrarlanacağını ifade ederek, Genel Sekreter Guterres’in yeni zemin arayışları içinde olduğunu işaret etti.
New York’taki görüşmelerle ilgili hem vatandaşın hem de ilgili tarafların eski heyecanını taşımadığının altını çizen Akademisyen Bilge Azgın, tarafların yaklaşımının önemli olduğuna değinerek, buna da uluslar arası arenada sergilenen tutumun etkili olabileceğini anlattı.
Akademisyen Bilge Azgın:
“Eski heyecan kalmadı…”
New York’taki görüşmelerle ilgili hem vatandaşın hem de ilgili tarafların eski heyecanını taşımadığının altını çizen Akademisyen Bilge Azgın, herkesin daha gerçekçi ve ‘başka bir evreye geçebilmek için uzatma’ olarak gördüğünü belirtti.
Azgın, Crans Montana’daki görüşmelerin çökmesinin ardından bu sefer pek umut olmadığını anlatarak, ciddi bir açılım beklemediğini kaydetti.
Tarafların yaklaşımının önemli olduğuna değinen Azgın, Anastasiadis’in siyasi eşitlik konusundaki direncinin kırılması gerektiğini, buna da uluslar arası arenada sergilenen tutumun etkili olabileceğini anlattı. Azgın, değerlendirmesinde şunları belirtti: “Anastaisadis direttiği şeylerden vazgeçerse yeni bir şey olabilir. Siyasi eşitlik konusunda Anastasiadis’in direnişinden vazgeçmesi gerek. Bu olacak mı onu göreceğiz. Bu zirve Rum siyasi liderliğinin pozisyonu aynı mı yoksa biraz farklılık var mıdır konusunu test edecek. Bir nevi zihniyet değişikliği var mı onu göreceğiz. Siyasi tutum aynı mı yoksa bir esneme olacak mı onu göreceğiz.
Bu müzakereler çöktükten sonra kuzeyin en farklı hamlesi Maraş’ı açma söylemleriydi. Bu konu masadaki görüşmeleri nasıl etkiler orası şüpheli, bence gerginlik yaratır. Rum tarafının sadece Maraş'la esneyeceğini de düşünmüyorum. Uluslar arası arenada sergilenen tutum da bu esnemeye etkisi olacaktır.”
İkinci Cumhurbaşkanı ve Eski Başbakanlardan Mehmet Ali Talat:
“Kıbrıs sorunun görüşülmemiş yanı yoktur”
Kıbrıs sorunun görüşülmemiş yanı olmadığını belirten Talat, bunların artık bir araya getirilip anlaşma metnine dökülmesi gerektiğini kaydetti.
Talat, Akıncı’nın BM Genel Sekreter ile görüşmesini geçmişte olan görüşmelerin bir benzeri olarak nitelendirirken, görüşmenin önemli ve yararlı olduğunu dile getirdi.
YENİDÜZEN’e değerlendirmelerde bulunan Talat, “Sayın Akıncı’nın BM Genel Sekreter ile görüşmesi geçmişte olan görüşmelerin bir benzeri olarak gerçekleşti. Aylar önce New York’ta bir zirvenin yapılacağı basına yansımıştı. O zaman da ifade etmiştim ki eğer bu olursa bir değişiklik, yenilik olur. Çünkü bugüne dek BM’nin açılış toplantıları yapıldığında, toplantı bitimi ardından KKTC lideri ile görüşmesi mümkün olmuştu. Beklentim bu yöndeydi, yine öyle oldu. Genel kurul görüşmeleri bittikten sonra Türk tarafı ile görüştü.
Bu yıllardır sürdürdükleri eşitlenmemem kaygısı ve ısrarı nedeniyle bu şekilde gerçekleşti. Bu bakımdan olumsuz oldu diye düşünüyorum. Ama görüşmenin kendisi başlı başına önemli ver yararlı olmuştur.” dedi.
“Umarım, yapılandırılmış, zamanlaması belli bir süreç başlar”
Yapılan bu görüşme ile Türk tarafının istekleri ve hassasiyetlerinin Genel Sekretere iletilmiş olduğunu belirten Talat, çeşitli hassasiyetlerin ortaya konulduğunu ifade etti.
Önümüzdeki aylarda üçlü ve beşli görüşmelerin gerçekleşmesi temennisinde olan Talat, bu sayede yapılandırılmış, zamanlaması belli bir sürecin başlayabileceğini anlattı.
Kıbrıs sorunun görüşülmemiş yanı olmadığını savunarak, bunların artık bir araya getirilip anlaşma metnine dökülmesi gerektiğini kaydeden Talat, “Umarım ki mesaj olarak iletilen, önümüzdeki aylarda 3’lü ve 5’li görüşme girişimleri gerçekleşir ve böylece yapılandırılmış, zamanlaması belli bir süreç başlar. Kıbrıs sorunun görüşülmemiş yanı yoktur. Önemli olan varılan mutabakatları bir yere koymak, anlaşılmayanları da ekleyip çözmek. Bunların bir araya getirilip anlaşma metnine dökülmeli.” şeklinde konuştu.
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı. Prof. Dr. Ahmet Sözen:
“Resmi müzakere öncesi pazarlık süreci”
Görüşmeleri, ‘resmi müzakere öncesi pazarlık süreci’ olarak nitelendiren Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı. Prof. Dr. Ahmet Sözen, Akdeniz’de yaşanan gerginlikler ve Maraş konusunu anımsatarak, BM’nin var olan kötü ilişkilerin daha da ileri taşınmaması adına ciddi bir adım atma girişimi içinde olacağını ifade etti.
Montana’daki görüşmelerin çöktüğünü hatırlatan Sözen, Genel Sekreterin temkinli oluşunu ‘artık tabiri caizse ‘yoğurdu üfleyerek yiyor.’ Benzetmesiyle anlattı.
Sözen, değerlendirmesine şöyle devam etti: “BM tekrardan girişim yapmak istiyor. Bu girişim koşulsuz bir girişim olmayacaktır. Çünkü müzakereler bittikten sonra Genel Sekreter artık tabiri caizse ‘yoğurdu üfleyerek yiyor.’
Montana’daki çöküşten sonra “Şimdi zaman tarafların eve dönüp süreci ciddi olarak değerlendirmesi zamandır.” demişti. Sanıyorum 2 yıl geçtikten sonra taraflar bu değerlendirmeyi yapmıştır. Genel sekreter de aslında raporlarında yaptığı açıklamalarda üstüne basa basa ‘İki lider hazırsa ve referans şartları denen bu yeni mekanizmayı oluşturup anlaşılırsa o zaman ben de iyi niyet misyonumu hizmetlerine sunmaya hazırım’ diyordu.
Genel sekreter “önce anlaşın, ortak bir resim çiziniz, ucu açık müzakere değil sonuç odaklı ama stratejik bir anlaşma için müzakereleri başlatın, eğer buna varsanız ben de iyi niyet misyonumu kullanırım” diyor.
Aslında taraflara ‘Sonunu göremeyeceğimiz bir görüşmeye başlamayın, benden bu bağlamda iyi niyet beklemeyin.” diyor.
“Kafa karışıklıkları giderilmeli”
Beşli görüşmeyi işaret eden Sözen, “İki ülke lideri ise bunların ardından sadece Kıbrıs’taki iki liderin referans şartlarıyla anlaşacağı bir durum değil. Burada üç tane de garantör var, onların da kabul edeceği şekilde referans şartları olursa iyi bir görüşme başlar diye düşünüyorum. Bu yüzden de 5’li görüşmeler dile getiriliyor. Anastasiadis’in kapalı kapılar ardında Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerde gerekse kapalı olmayan ortamlarda dile getirdiği bazı söylemler kafa karışıklıklarına yol açıyor, bunlar önemli.
Diğer taraftan da son BM kurulunda yaptığı konuşmasında hiç bu kadar zaman tekrarlamadığı kadar ki iki bölgeli iki toplum tabirini kullanıyor. Bu kafa karışıklıkları giderilmeli.” dedi.
Eski Müzakerecilerden Osman Ertuğ:
“Genel Sekreter, zemin yoklamaya devam edecek”
Zihniyet değişikliği olmadan kısır döngünün tekrarlanacağını ifade eden Eski Müzakerecilerden Osman Ertuğ, Montana’daki görüşmelerin ardından Genel Sekreterin yeni bir müzakere sürecine daha farklı yaklaşımda bulunacağını belirtti, yeni zemin arayışlarını işaret etti.
“Genel sekreter tabiri caizse sütten ağzı yandı yoğurdu üfleyerek yiyor. Montana’daki çöküşten sonra diplomasi durmadı, genel sekreterin verdiği raporda, düşünme ve değerlendirme süreci içinde yeni ve yaratıcı önerilerle ortaya çıkmalarını istedi. Kıbrıs Rum tarafı bunu istismar eti. Sunulan eski fikirleri, yeni olmayan ve kafa karıştıran fikirleri ortaya attı. Yanıltıcı ve içi boş kavramlar ortaya atıldı. Akıncı ise yeni bir fikir ortaya koymak yerine federal yöntem üzerinde ısrar etti. Burada da yeni bir şey ortaya koyduğu söylenmez.
Genel sekreter tarafların bu noktada olduğunu görünce bir zemin arayışı olmadan bunun mümkün olmayacağını anladı. Zihniyet değişikliği olmadan, kaldığı yerden devam edilmesi imkansız. Aksi halde aynı kısır döngü tekrarlanacaktır.”
“Aynı şeyler tekrarlanırsa çıkış yolu yoktur”
Genel sekreterin konuya ihtiyatla yaklaştığını belirten Ertuğ, beşli, toplantıdan ziyade zemin yoklamaya devam edeceğini anlattı. Aynı şeylerin tekrarlanması durumunda çıkış yolu olmadığının altını çizen Ertuğ, çıkış yoluna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çıkış yolu KKTC’de hükümet kanadının alternatif çözüm önerilerinin masaya getirilmesiyle olabilir. Akıncı, Genel Sekreter’in bu şekliyle yeniden deneneceğini düşünüyor ama…
Güneyde ise oyalama taktikleri devam ediyor. Yeni bir denemeye girmeyecek. Daha değişik istikamet için alternatif çözüm önerilerinin de masada olması gerek. Şimdilik bu yönde uzlaşması çözüm önerileri Rum tarafı için masada yok. Bu yaklaşım statükonun devamını sağlayacak.
Akıncı’nın Ekim veya Kasım aylarında genel sekreterin yeni bir inisiyatif alacağını belirtmesini de kendi tabanına sürecin devam ettiği görüntüsünü vermek için ortaya attığı söylem olarak görüyorum.”