Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, UNFICYP’in güven yaratıcı girişimler ve ilgili güvenilirliğin desteklenmesi dâhil başarılı bir çözüm sürecine yol açacak koşulları yaratmak için faaliyetleriyle toplumlara yardım edeceğini bildirdi.
Guterres’in altı aylık raporu salı günü gayrı resmi olarak Güvenlik Konseyi üyelerine verildi.
Genel Sekreter raporunda, UNFICYP’in görev süresinin altı ay daha, 31 Temmuz 2018’e kadar uzatılmasını yenilenmesini önerdi; Güvenlik Konseyi’nin talep ettiği gibi UNFICYP’in bir çözümle ilgili olarak geçiş planlarını koruduğunu kaydetti.
“Taraflar arasında konuyla ilgili yeni gelişmeler olmadığı için rapor döneminde bu planların daha da ayrıntılı olması için bir gelişme sağlanmadı” diyen Guterres, “Kıbrıs’taki iyi niyet misyonu üzerinde 28 Eylül 2017 (S(2017/814) tarihli raporda belirttiği gibi, taraflar gerekli siyasi iradeyle müzakerelere başlama yönünde ortak karar alırlarsa iyi niyet ofisinin taraflara yardım için müsait olduğunu” hatırlattı.
BM Genel Sekreteri raporunda şu görüşlere yer verdi:
“Geçmiş yıllardaki müzakereler sürecinde, özellikle 15 Mayıs 2015 ve 6 Temmuz 2017 arasındaki dönemde varılan anlayış ve yakınlaşma temelinde çalışmaların bütünün korunması için tarafları cesaretlendireceğimi tekrarlarım.”
“UNFICYP güven yaratıcı girişimler ve ilgili güvenilirliğin desteklenmesi dâhil başarılı bir çözüm sürecine yol açacak koşulları yaratmak için faaliyetleriyle toplumlara yardım edecektir.”
“Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisindeki hidrokarbon araştırması konusu, ilgili taraflar arasında gerginliğe yol açacak bir konu olarak durmaktadır.”
“Daha önce de tekrarladığım gibi Kıbrıs’ın çevresinde bulunabilecek doğal kaynakları her iki toplumun yararına teminat altına almak önemlidir.”
“Ortak doğal kaynakların varlığının tüm taraflar için Kıbrıs sorununa sağlam bir çözüm bulunması için güçlü bir teşvik olacağı, tüm Kıbrıslıların ve bölgedeki tüm menfaat sahiplerinin yararı için daha derin işbirliği yaratacağı görüşümü korumaktayım”.
‘Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderlerin daha önce doğal kaynakların, yeniden birleşmiş bir Kıbrıs’ta gelecekteki federal hükümetin yetkisi içerisinde olacağına’ karar verdiklerini hatırlatan Antonio Guterres, “Bunun tüm tarafların gerginliği yatıştırmaları için her türlü çabayı sarf etmelerinin gerekli olduğunu vurguladı.
Guterres, iki taraf arasında daha fazla ekonomik ve sosyal eşitlik, ekonomi, sosyal, kültür ve sporun daha derinleşmesi ve gelişmesinin sağlanmasına yardımcı olacak ortamın yaratılması, ticareti teşvik amacıyla benzeri temas ve bağların oluşması için büyük çaba sarf edilmesini istedi.
“Bu tür temaslar iki toplum arasında güveni artıracak, Kıbrıslı Türklerin izolasyonla ilgili endişelerini gidermelerine yardımcı olacaktır. Ben her iki tarafa da bu konuları halletmelerinde ısrarcı olmalarını istiyorum” diyen Antonio Guterres, iki tarafın teknik komitelerin çalışmalarına devam etme taahhütlerini memnunlukla karşıladığını bildirdi ve şöyle devam etti:
“Her iki taraf da komitelerin pratik ve sonuç alıcı şekilde, bürokratik kısıtlamalarla engellenmeyecek şekilde faaliyetlerini sürdürebileceklerinin daha fazla garanti altına alınması gerekmektedir.”
“Böyle yapıldığında, komiteler ilk oluşturulduğunda liderlerin planladığı gibi komiteler işbirliğini hızlandırabilecekler ve Kıbrıslıların günlük yaşamlarını geliştirmelerine katkıda bulunabilecekler, toplumlar arası değişimi, işbirliğini hızlandırabilecekler ve adada siyasi müzakerelerin başlaması için bir gerekli ortamı sağlayacaklardır.”
“UNFICYP karşıt güçler arasında önemli bir önleyici ve caydırıcı rol oynamaya devam etmektedir. Ateşkes hattı boyunca silahlı personelin varlığının devam etmesine ve iki taraf arasında doğrudan temas eksikliği olmasına rağmen ara bölgedeki durum sakindir ve esasen bunun nedeni, Misyonun etkili toplum katılımı ve bağlantısıyla birleşen dikkatli gözlemler, anlaşmazlıkların çözülmesine katkıda bulunmaktadır.”
“(S/2017/1008) stratejik gözden geçirmeyle ilgili raporumda da tavsiye ettiğim gibi, gerginliğe neden olacak tartışmaların artmasına paralel olarak ara bölgenin sivil kullanımının artmasını yönetmedeki önem dikkate alınarak Misyonun irtibat ve taahhütlerinin işleyişi tüm misyon unsurlarında güçlendirilmelidir.”
Guterres, güçlü bir irtibat görevinin ve UNFICYP’in ara bölgedeki otoritesinin desteklenmesinin ötesinde bazı günlük konuları ve anlaşmazlıkları iki taraf arasında bilgi değişikliğini çözmeye yönelik ilerleme, her iki topluma pratik faydalar sağlayacağını vurguladı.
BM Genel Sekreteri, birçok kez kendisinin taraflardan, üzerinde görüş birliği olan ve karşılıklı kabul edilebilir adımların uygulanmasını istediğini, bunlar arasında askeri güven yaratma tedbirlerinin bulunduğunu, bunların bir çözüm için ortam yaratmaya neden olabilmeye katkıda bulunma olduğunu ifade etti.
Antonio Guterres, gelecek aylarda taraflardan gerginliğin azaltılması için kendi mekanizmalarını geliştirmeye yönelik küçük adımlar da olsa, ilerleme sağlamalarını istediğini, UNFICYP’in taraflara yeni mekanizmaları kurmalarında veya bu yönde ilerlemelerinde yardımcı olmaya hazır olduğunu belirtti.
Ara bölgede izinle veya izinsiz artan miktarda sorun bulunduğuna da değinen ‘ara bölgenin içinde ve yakınında sivil inşaat faaliyetlerinin özellikle bir askeri avantaj sağlama bakımından mana çıkarıldığında endişe kaynağı olduğunu kaydeden Guterres, taraflardan ara bölgenin etkin yönetimi için karşılıklı kabul edilen 1989 kılavuz belgesinin güncelleştirilmesi çalışmalarını desteklemelerini talep etti.
Bu çalışmanın her iki taraf üzerinde, yardımcı olmayan tartışmalı bölgelerde, ateşkes hattını tam belirleme anlaşması çalışması olacağına da dikkati çeken Guterres, kayıp kişiler konusunda da raporunda şöyle dedi:
“BM, Kayıp Kişiler Komitesi aracılığıyla kurbanların aileleri adına yapılmakta olan önemli insani çalışmaları destekleme taahhüdünü sürdürmektedir.”
“Kayıp kişilerin yakınlarının ve görgü tanıklarının ilerleyen yaşları dikkate alınarak Komite’nin, çalışmalarının kolaylaşması için yeterli mali desteği ve ilgili arşivler dâhil yeterli bilgiyi almaya devam etmesi gerekmektedir.”
“UNFICYP, 2016’yla karşılaştırıldığında dini ayinlerin sayısının azalması ve bu tür ayinlere onayın sayısının düştüğü endişesiyle kuzeyden bu ayinlerin yapılmasını kolaylaştırılmasını istediği” belirtilen raporda, “Misyon’un güneydeki camilerde dini ibadet saatlerinin sınırlandırılması dâhil, adada dini ibadetin engellenmesi gibi diğer sınırlamalarla ilgili endişeler bulunduğu” vurgulandı.
BM Genel Sekreteri raporunda, dini ibadet yerlerine girişler dâhil ibadet özgürlüğü üzerindeki tüm sınırlamaların kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.
335 Kıbrıslı Rum ve 95 Maronitin Kıbrıs’ın kuzeyinde ikameti konusunda da raporda, Kıbrıs Türk yönetiminin ‘gümrük’ uygulamaları kararı nedeniyle 1 Ekim 2017’den bu yana UNFICYP’in bu topluluğa, Kıbrıs’ın güneyinin sağladığı gıda ve diğer yardımları götürmeyi sürdüremediğine işaret edildi.
Raporda, “Bu tek yanlı karar, UNFICYP, ‘Kuzeyde bulunan Kıbrıslı Rumlar burada kalabilir ….. Normal bir hayat sürmeleri için onlara Eğitim ve dini vecibelerini yerine getirme, kendi doktorları tarafından tedavi görme, kuzeyde serbest dolaşım gibi her türlü yardım sağlanabilir’ şeklindeki 1975 III. Viyana Anlaşması’nın hükümleriyle uzun zamandan beri uygulamakta olduğu bu görevi yerine getirememektedir” denildi.
Guterres’in raporunda, “UNFICYP, ‘gümrüğe’ konu olmayan oksijen şişeleri dâhil tıbbi yardım sağlamaya devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin raporunda son olarak şöyle denildi:
“Bu toplumun hassas üyelerine sürdürülebilir bakım sağlanması önemini korumaktadır ve bu yönde Misyonumuz, ileriye yönelik pratik yollar bulmak için toplum üyeleri ve ilgili yetkililerle çalışmaktadır.”
“Bu yıl Eylül ayında öğretim yılının başlamasıyla Kıbrıs Türk yönetimi, kuzeydeki Kıbrıs Rum okullarında kullanılmak için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önerdiği 282 ders kitabından sekizini reddederek Karpaz’daki okullarda çalışacak 10 Kıbrıslı Rum öğretmenden üçünün atamasını, daha önce bu okullarda çalışan iki Kıbrıslı Rum öğretmenin yeniden atanmasını kabul etmeyerek okulların faaliyetlerini altüst etmiştir.”
Guterres, ‘7 Temmuz 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kentinde Kıbrıs’la ilgili yapılan Konferansın kapanmasından ve 28 Eylül 2017’de (S/2017/814) yayımlanan kendisinin iyi niyet misyonuyla ilgili rapordan bu yana tarafların, kapsamlı bir çözüme ulaşılması, yeniden anlamlı bir süreç için koşulların oluşup oluşmayacağını veya ne zaman oluşacağını değerlendirebilmelerine yönelik derinlemesine düşünme dönemi geçirdiklerini de anımsattı.