Guterres'ten liderlere: Sonuçları iyi değerlendirin

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Crans- Montana’da hayal kırıklığı yaratan sonucun ardından Kıbrıslı liderler, Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis’in sonuçları iyi değerlendirmeleri ve olası yol haritası üzerinde düşünmelerini istedi

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Crans- Montana’da hayal kırıklığı yaratan sonucun ardından Kıbrıslı liderler, Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis’in sonuçları iyi değerlendirmeleri ve olası yol haritası üzerinde düşünmelerini istedi.

Genel Sekreter, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki görev süresi ile ilgili raporuna dahil ettiği özel referansta, BM’nin müzakere sürecini kolaylaştırmak için tüm tarafların yanında olmaya devam ettiğini ifade etti.

Raporun taslağı, dün akşam (Pazartesi) tüm Güvenlik Konseyi üyelerine verildi. Guterres raporunda, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün mevcut yetkisiyle, görev süresinin 6 ay daha, 31 Ocak 2018 tarihine kadar uzatılmasını tavsiye etti.



BM Genel Sekreterinin UNFICYP ile ilgili gayrı resmi raporu GK üyelerine verildi 


BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü (UNFICYP) ile ilgili raporunun sonuçlarına referansla, tüm taraflara ve özellikle de iki lidere, Crans-Montana’da elde edilen olumsuz sonuçları dikkate alarak, bu sonuçlar ve önlerine bulunan yol konusunda derinlemesine düşünmelerini teşvik ederek, “Birleşmiş Milletler olarak, müzakereler çerçevesinde örgütün rolü, süreci kolaylaştırmak ve tarafların hizmetinde bulunmak” olduğunu belirtti.

Kıbrıs Haber Ajansı'nın (CNA) haberine göre gayrı resmi rapor, pazartesi gün öğleden sonra BM Güvenlik Konsey (GK) üyelerine verildi. Genel Sekreter, Güvenlik Konseyinden, UNFICYP’in Kıbrıs’taki hizmetlerinin mevcut gücüyle altı ay daha, 31 Ocak 2018’e,  uzatmasını istedi.

Rapor 16 Aralık 2016’dan 22 Temmuz 2017’e kadar dönemi kapsamasına rağmen, gerek kararlar, gerekse Genel Kurulda, UNFICYP ile ilgili finansların onaylanmasıyla ilgili son gelişmeleri de kapsamaktadır.
BM Genel Sekreteri, Kıbrıslı Rum lider Anastasiades ve Kıbrıs Türk lider Mustafa Akıncı’yı, “liderlerin, iki yıldan fazla bir zamandır süren müzakerelere bağımlılığı ve garantör güçlerin, ortak kabul edilebilir bir çözüm için taraflarla işbirliği yapmaları"ndan dolayı tebrik etti, “müzakerelerin talihi onların ellinde bulunuyor” dedi.

Guterres raporunda, müzakerelerin tarihi öneme sahip anlar yaşadığını, sürecin, 28 Haziran’dan 6 Temmuza kadar, Crans- Montana’daki çok taraflı görüşmelerle kritik bir noktaya ulaştığını belirtti. 

Raporda şu ifadeler de yer aldı:
“Birleşik bir Kıbrıs için BM’in güçlü bağımlılığını yansıtarak, şahsen ben, Kıbrıs sorununa stratejik bir anlaşma bulunmasına yardımcı olmak amacıyla, 30 Haziran ve 6 Temmuz’da garantör güçlerle tüm taraflar arasındaki toplantılara katıldım. İsviçre’nin Crans-Montana beldesinde 7 Temmuz sabahı erken saatlerinde basında yayınlanan açıklamalarımda da belirttiğim gibi, Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk tarafının bağımlılığıyla ve Yunanistan, Türkiye ve Britanya temsilcilerinin ve gözetimci olarak AB’nin katılımıyla gerçekleştirilen Kıbrısla ilgili uzun ve yoğun konferans bir anlaşmaya varılamadan kapandı.” 

Antonio Guterres rapor kararlarını, BM ile yerel ortaklar ve bölgesel ve uluslararası etkenler için “Kıbrıs’taki çabalar kritik” olarak niteleyerek, bu ortaklara ve özellikle de Avrupa Konseyine bu dönemde, aralarında Kültürel Miras için Teknik Komite ve Kayıpları Araştırma Komitesinin de bulunduğu bazı alanlarda sunduğu yardımlar ve BM’in iyi niyet hizmetleri misyonu himayesinde, müzakerelere sunduğu kolaylıklardan dolayı teşekkür etti.

BM Genel Sekreteri, son altı aydır siyasi gelişmelerle ilgili olarak, Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasiades ve Kıbrıs Türk lideri Mustafa Akıncı arasındaki müzakerelerin bazı dönemlerde, yüksek yoğunluklu ve eşi görülmemiş ilerlemeler kaydettiğini ama aynı zamanda bazı dönemlerde zorluklar ve durgun anlardan da geçtiğini söyledi.


Guterres, garantör güçler olarak, Türkiye, Yunanistan ve Britanya’nın ve gözetimci olarak AB’nin katılımıyla, 12 Ocakta, Cenevre’de gerçekleştirilen konferansa vurgu yaparak “Kıbrısla ilgili konferans, Kıbrıs müzakerelerinde tarihi ve kararlı bir aşama kaydetti. İlk defa yukarıda isimleri geçen oyuncular, güvenlik ve garantiler başlıklarını tartışmak amacıyla bir araya geldi” dedi.

Guterres, Cenevre sonrası dönemde, tarafların, özellikle altı başlıktan dördünde - yönetim, yetki değişimi, ekonomi, mülkiyet, AB konularında,- liderlerin ve müzakere gruplarının sık görüşmelerle adada çalışmaya devam ettiklerini ve uzamanlar düzeyinde çalışmalar da yapıldığını anımsattı.

“16 Şubat ve 11 Nisan arasındaki dönemde, Kıbrıs Cumhuriyeti Parlamentosunun, 1950 Yunanistan’la Enosis referandumu yıldönümünün okullarda kutlanmasıyla ilgili kararı nedeniyle, taraflar arasında bir anlaşmazlık patlak verdi. 11 Nisanda müzakereler yeniden başladı ve liderler ve müzakereciler sık sık bir araya gelerek, yavaş da olsa, bir ilerleme kaydetmeyi başardılar”.

Raporda, 4 Haziranda, siyasi düzeyde Kıbrısla ilgili Cenevre konferansı kararının alındığı, iki liderle Genel Sekreter arasında gerçekleştirilen yemeğe de yer verilmektedir.

Güvenlik ve garantiler başlıklarındaki ilerlemenin, kapsamlı bir çözüm ve gelecekteki güvenceleriyle ilgili olarak, iki toplum arasında güven inşası için önemli bir unsur oluşturduğu belirtilerek, aynı zamanda, toprak, mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı gibi diğer açık konularda iki toplumlu görüşmelerin devam etmesi üzerinde anlaşmaya varıldı.
 
BM Genel Sekreteri, UNFICYP’in, Kıbrıs’ta sakin ve güvenilir bir çevrenin korunmasında ve bölünmüş bölgeler arasında iletişimin kolaylaştırılmasında önemli bir rol oynamaya devam ettiğini vurguladı.
Guterres aynı zamanda, iki toplumu, iki bölge arasında, daha fazla ekonomik ve sosyal eşitliğin sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla, ekonomik, sosyal, kültürel, spor bağları ve temaslarını derinleştirecek ve ticaret beklentisini teşvik edecek çabalarda bulunmaya davet etti.

“Bu tür temaslar, toplumlar arası güveni güçlendirerek ve tecrit/ izolasyon konusunda Kıbrıslı Türklerin kaygılarının göğüslenmesine yardımcı olur. İki lideri, bu konuların ele alınması konusunda ısrar etmeye çağırıyorum”.
Güvenlik Konseyinin daveti üzerine, UNFICYP tarafından oluşturulan ve İyi Niyet Misyonunu içeren ve BM yetkili bölümü tarafından desteklenen çalışma gruplarıyla ilgili olarak, güç, uygulamaya geçiş için ilgili bir tasarım yapmaya devam etmektedir.
Bu programlama, Kasım 2016’da müzakerelerin başında alınan karara göre, bir anlaşma sonrası, BM’nin çeşitli temel alanlarda sunacağı desteğe odaklanmaktadır. Raporun kapsadığı dönemlerde, taraflar arasında yapılan çoğu görüşmede, bir anlaşmanın uygulanması durumunda, Birleşmiş Milletlerin katılımı konusuna çok az yer verilmektedir”. 

Kayıplarla ilgili olarak raporda, 15 Haziran 2017’ye kadar her iki taraftan toplam iki bin bir kişiden, 1229 kişinin kemiklerine ulaşıldığı, bunlardan 764’nün kimliklerinin belirlenerek ailelerine iade edildikleri belirtilmektedir. 14 kişinin ise son altı ayla bağlantılı olduğu kaydedilmektedir.  

Kayıp Kişiler Komitesinde, BM dosyalarının açılması konusuna özel referans yapılmaktadır.

“24 Nisandan 5 Mayısa kadar, Kayıp Kişiler Komitesi arşivler personeli üyeleri ve üçüncü üye, kayıpların muhtemelen gömülü olabileceği yerlerle ilgili ek bilgilere ulaşmak amacıyla, Birleşmiş Milletler arşivlerinde bulunan 1963’ten 1964’e kadar ve 1974’le ilgili UNFICYP belgelerini incelediler. Lefkoşa’daki UNFICYP arşivlerinde devam eden bir inceleme sonucu, Komite üyeleri arasında, pek çok ilgili belge değiş tokuşu gerçekleştirildi.  
Başvurulan dönemler sürecinde, Komite ayrıca, ilgili arşivlerin bulunabileceği bazı ülkelerle de temas içinde bulundu. Gerek ailelerin gerekse tanıkların ilerleyen yaşları ışığında, komitenin en erken zamanda gerekli araç ve bilgilere ve aynı zamanda arşivlere ulaşabilmelerini ayarlayabilmesi çok önemli. 

Genel Sekreter raporunda, 2015-2016 döneminde, “kuzeyde” din hizmetleri sayısının azaltılmasından ve ibadettin engellenmesi ve kısıtlanması konusunda UNFICYP’in duyduğu endişelere de yer vermektedir.

Genel Sekreter, “İbadet konusunda, dini alanlara ulaşım da içinde olmak özere, tüm kısıtlamalar kaldırılmalıdır” diye vurgulamaktadır.

Raporda ayrıca, yedi geçiş noktası nedeniyle özgür geçişlerin kolaylaştırılmasına rağmen, dini alanların, kullanım için daima ulaşılabilir olmadığı vurgulanmaktadır.


“Dini ayinler, kuzeydeki bazı kiliselerde sadece yılda bir kez yapılabilmektedir. Ayrıca, dini etkinlikler sırasında kullanılacak dini ikonların güneyden kuzeye geçirilmesinde zorluklar yaşanmaktadır. Güneyde, camilerde kısıtlı dini ibadet geçerli olmaya devam etmektedir”.
 
Karpaz’da yaşayan 33 enklav Kıbrıslı Rumla ilgili olaylar kaydedilmezken, özgür bölgelerde yaşanan Kıbrıslı Türklerle ilgili olarak, UNFICYP’in, Larnaka, Limasol ve Baf’ta sağlık, sosyal ve eğitim hizmetlerine erişim ile ilgili sorunları tespit etmek amacıyla yetkili makamlarla işbirliği yapmaya devam ettiğine yer verilmektedir.  
Ayrıca, Türkçe konuşan öğrencilerin, şehirdeki ilkokul ve ortaokullarda Türkçe derslere ulaşımlarına rağmen, Limasol’da Türkçe dilde bir okul kurulması konusunda bir gelişme olmadığı kaydedilmektedir.

“Kasım 2015’te, Kıbrıslı Türklere ait iki arabanın Kıbrıslı Rum gençler tarafından hedef alınarak, taş yağmuruna tutulmasıyla ilgili yaşanan olaylar konusunda, misyon, bu olaylarla ilgili suçlanan insanların mahkemelerinin sonbaharda yer alacağı konusunda bilgilendirildi. Bu gibi durumlarda, açık çözünürlük, iki toplum arasında, güven inşa etmeye hizmet edecek ve bu tür eylemlere Kıbrıs’ta müsamaha gösterilmeyeceğini vurgulayacaktır”.
 
Rapor, yapılan tüm çabalara rağmen, adanın bölünmüş olmasının,  bağımsız bölge içinde ve ötesinde, kanunların uygulanması konusunda zorluklar doğurmaya devam ettiğine yer vermektedir. Buna örnek olarak Ocak 2017’de Pile’de yaşanan olaylar ve uzun yıllardır yasa dışı faaliyet gösteren sekiz gazinoda araştırma yapılması için, UNFICYP’in  “her iki taraftan polislere eşlilik etmesi” konusunda oynadığı rol verilmektedir.
“Bu araştırmalar sonunda söz konusu kumarhaneler kapatılmış olmasına rağmen, bu kumarhanelerin çalışma koşullarında büyük düzeyde değişen bir şey olmadığı için, bunlar yeniden çalışmaya açıldılar” dendi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberler Haberleri