Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), “Güven Artıcı Önlemlerle ilgili Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği nezdinde diplomatik istişareler yürütülmesini" istedi.
“Kapalı Maraş, Mağusa Limanı, Ercan Havaalanı ve hidrokarbon paylaşımını da kapsadığı iddia edilen yeni Güven Artırıcı Önlemler"i reddetmek yerine, siyasi partiler ve paydaşlarla da istişare etmek gereğine dikkat çeken CTP, Kıbrıs sorununa ilişkin çözümün federasyon olduğunu da anımsattı.
CTP açıklamasında, “Federasyon, Kıbrıs’ta çözümün adıdır, mümkün olandır, uzlaşı alanıdır” sözlerine yer verildi.
Yazılı bir açıklama ile Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulunan CTP, “Etki gücü yüksek olan söz konusu önlemlerin, federal çözüm kapsamında ve iki toplumluluk ekseninde kurgulanması için başta BM ve AB’ye de büyük görev düşmektedir” değerlendirmesini yaptı.
Açıklamada “Nisan 2021 ayında gerçekleşen gayri resmi 5+BM toplantısı sonrasından itibaren gündeme getirilen ve aralarında kapalı Maraş, Mağusa Limanı, Ercan Havaalanı ve hidrokarbon paylaşımını kapsadığı iddia edilen yeni Güven Artırıcı Önlemler, gerek karşılıklı güvenin tesis edilmesi, toplumlar arası entegrasyonun sağlanması, gerekse Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik kalkınması ve var olan statükonun her iki tarafta yarattığı istikrarsızlığın aşındırılması bakımından oldukça önemlidir” denildi.
İşte CTP açıklaması
Kıbrıs’ta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları ve parametrelerine bağlı, iki toplumlu, iki bölgeli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon zemininde yürütülen barış tesisi sürecinde, Güven Artırıcı Önlemlerin önemli bir kaldıraç niteliğinde olduğu kanıtlanmış bir gerçektir.
Güven Artırıcı Önlemler, kapsamlı çözümün önündeki zorlukların hafifletilmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin tesis edilmesi, iş birliği ve günlük yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan önlemlerdir.
Güven Artırıcı Önlemler, kapsamlı çözümü ikame etmeye yönelik değildir ve hiçbir zaman olmamıştır.
Güven Artırıcı Önlemler, siyasi sorun kaynaklı sınırlamaların hafifletilmesine ve böylelikle toplumları yakınlaştırmaya yönelik önlemlerdir. Geçiş noktalarından Yeşil Hat Ticaretine kadar, mobil iletişimde iş birliği ve elektrik şebeklerinin kalıcı bağlantısı başta olmak üzere birçok Güven Artırıcı Önlemlerin toplumlara neler kazandırdığı herkes tarafından takdirle idrak edilmektedir.
Nisan 2021 ayında gerçekleşen gayri resmi 5+BM toplantısı sonrasından itibaren gündeme getirilen ve aralarında kapalı Maraş, Mağusa Limanı, Ercan Havaalanı ve hidrokarbon paylaşımını kapsadığı iddia edilen yeni Güven Artırıcı Önlemler, gerek karşılıklı güvenin tesis edilmesi, toplumlar arası entegrasyonun sağlanması, gerekse Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik kalkınması ve var olan statükonun her iki tarafta yarattığı istikrarsızlığın aşındırılması bakımından oldukça önemlidir. Bu noktada, söz konusu Güven Artıcı Önlemlerin mutlak kazanım sağlamaları hedefiyle, başta BM ve AB olmak üzere uluslararası güçler nezdinde diplomatik istişareler yürütülmesi gerekmektedir.
Ayrıca, önerilen Güven Artırıcı Önlemleri reddetmek yerine, ilgili tüm detayları siyasi partilerimiz ve paydaşlarla da istişare etmek şarttır. Etki gücü yüksek olan söz konusu önlemlerin, federal çözüm kapsamında ve iki toplumluluk ekseninde kurgulanması için başta BM ve AB’ye de büyük görev düşmektedir.
CTP, 24 Nisan 2004 tarihinde, Kıbrıslı Türklerin tarihinde ilk kez yaptıkları referandumla onayladıkları, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm yapısına dair iradenin canlı olduğunu, bizi yarına taşıyacak güce sahip olduğuna inanmaktadır. Federasyon, Kıbrıs’ta çözümün adıdır. Mümkün olandır, uzlaşı alanıdır.