► Toplumda şiddet vakaları her geçen gün artıyor. Basına ve kamuoyuna yansıyan olaylar, ‘güvenlik’ tehdidini yeniden gündeme getirdi.
Ayşe GÜLER
Toplumda şiddet vakaları her geçen gün artıyor.
Basına ve kamuoyuna yansıyan olaylar, ülkedeki ‘güvenlik’ tehdidini yeniden gündeme getirdi.
Son günlerde silahlı saldırı, kadına şiddet, darp, adam kaçırma, tehdit gibi olaylar ardı ardına yaşandı, tutuklanan zanlılar yargı huzuruna çıkarıldı.
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı, suçların önlenmesi için yalnızca cezaların artırılmasının yeterli olmadığını kaydetti, “Suçun meydana geliş sebebi doğru şekilde analiz edilip, engelleyici tedbir alınmalı” şeklinde konuştu.
Şiddet olaylarının üzerinde çok ciddiye durulması gerektiğini ancak yüzeysel geçiştirildiğini vurgulayan Esendağlı, “Polisin sadece şiddet suçunu işleyen kişileri tespit edip mahkemeye aktarması, mahkemenin de yargılayarak ceza vermesi ile yetinildiği görülüyor” dedi.
Esendağlı, şiddet suçlarının doğru analizlerinin yapılarak, sebeplerinin ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çekti, muhaceret kontrolleri, göç ve vatandaşlık politikalarının ele alınmasının önemine değindi.
Öte yandan Sosyolog ve Siyasi Bilimler Uzmanı Hakan Gündüz, şiddet vakalarının temel nedeninin toplumun kontrolsüz bir biçimde büyümesi ve değişimi olduğunu söyledi, “O kadar ki biz bu kaotik değişimin ne şekilde olduğunun detaylarına bile hakim değiliz” dedi.
Gündüz, kaos ortamının her türlü toplumsal sapmanın da oluşmasına neden olduğunu vurguladı, şiddetin de bunlardan biri olduğunu kaydetti.
Suç örgütlerinin devlete bile sızdığının hep birlikte gözlemlendiğini ifade eden Gündüz,
“Her türlü yolsuzluk ve yağmayı her gün görüyoruz. Kumar, uyuşturucu, insan ticareti gibi en ciddi suç unsurları misli ile yaşanıyor” dedi.
Hükümetin ne gibi adımlar atması gerektiğine ilişkin tartışmaların gereksiz olduğunu, bu konuların gündemlerinde yer almadığını dile getiren Gündüz, “Normal bir devlet yapısında bu durumlarda güvenlik alarmı verilir ve tedbir alır. Güvenlik zaten devletin var olma amaçlarının başında gelir” şeklinde konuştu.
Gündüz, ülkede oluşan son idari yapılarda güvenliğin önceliğinin söz konusu olmadığını kaydederek,
Aksine şiddet ve düzensizliğe neden olan her türlü unsurdan nemalanan bir yapı olduğuna dikkat çekti.
Sosyolog ve Siyasi Bilimler Uzmanı Hakan Gündüz:
“Şiddet vakalarının nedeni, toplumun kontrolsüz şekilde büyüyüp, değişmesi”
Sosyolog ve Siyasi Bilimler Uzmanı Hakan Gündüz, şiddet vakalarının temel nedeninin toplumun kontrolsüz bir biçimde büyümesi ve değişimi olduğunu söyledi, “O kadar ki biz bu kaotik değişimin ne şekilde olduğunun detaylarına bile hakim değiliz” dedi.
Gündüz, kaos ortamının her türlü toplumsal sapmanın da oluşmasına neden olduğunu vurguladı, şiddetin de bunlardan biri olduğunu kaydetti.
“Cinsel şiddet, çocuğa şiddet, kadına şiddet, her türlü saldırı, hırsızlık, cinayet, gasp, yaralama toplumumuzda misli ile gözlemlediğimiz anomalilerdir” değerlendirmesinde bulunan Gündüz, ekonomik kriz dönemlerinde bu sapmaların daha sık görüldüğünü ifade etti.
Gündüz, ekonomik krizin yarattığı toplumsal ve bireysel baskı, çaresizlik ile umutsuzluğun şiddeti
tetikleyen etmenler olduğunu kaydetti.
“Normalde güvenlik alarmı verilip, tedbir alınır”
Hükümetin ne gibi adımlar atması gerektiğine ilişkin tartışmaların gereksiz olduğunu, bu konuların gündemlerinde yer almadığını dile getiren Gündüz, “Normal bir devlet yapısında bu durumlarda güvenlik alarmı verilir ve tedbir alır. Güvenlik zaten devletin var olma amaçlarının başında gelir” şeklinde konuştu.
Gündüz, ülkede oluşan son idari yapılarda güvenliğin önceliğinin söz konusu olmadığını kaydederek,
Aksine şiddet ve düzensizliğe neden olan her türlü unsurdan nemalanan bir yapı olduğuna dikkat çekti.
“Suç örgütleri, devlete bile sızdı…”
Suç örgütlerinin devlete bile sızdığının hep birlikte gözlemlendiğini ifade eden Gündüz,
“Her türlü yolsuzluk ve yağmayı her gün görüyoruz. Kumar, uyuşturucu, insan ticareti gibi en ciddi suç unsurları misli ile yaşanıyor” dedi.
Gündüz, küçücük bir ülkede suçun bu kadar olağan olmasının bireylerin de kontrolsüz davranmasına neden olduğunu söyleyerek, “Vatandaşlar arasında bizi yönetenler bile yapıyor ben de her türlüsünü yaparım düşüncesi yaygınlaşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Şiddetin de bunların başında geldiğini dile getiren Gündüz, şöyle devam etti: Devlet olan yapı bunların tedbirini alır. Suç unsurlarını yapabildiği ölçüde suç ile mücadele eder. Bizim devletimizde bu söz konusu bile değil. Tüm bu kaos ortamını yaşamaya devam edeceğiz. Üzücü ama gerçek bu…
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı:
“Muhaceret kontrolleri, göç ve vatandaşlık politikaları dikkatli şekilde ele alınmalı
Barolar Birliği Başkanı, Avukat Hasan Esendağlı, yalnızca cezaların artmasının suçların önlenmesi için yeterli olmadığını kaydetti, “Suçun meydana geliş sebebi doğru şekilde analiz edilip, engelleyici tedbir alınmalı” şeklinde konuştu.
Şiddet olaylarının üzerinde çok ciddiye durulması gerektiğini ancak yüzeysel geçiştirildiğini vurgulayan Esendağlı, “Polisin sadece şiddet suçunu işleyen kişileri tespit edip mahkemeye aktarması, mahkemenin de yargılayarak ceza vermesi ile yetinildiği görülüyor” dedi.
Esendağlı, şiddet suçlarının doğru analizlerinin yapılarak, sebeplerinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, “Suçlarda yurt dışından gelen insanlardan alakalı olan oranlar ve zafiyet olup olmadığı analiz edilmeli” şeklinde konuştu.
Muhaceret kontrolleri, göç ve vatandaşlık politikalarının dikkatli şekilde ele alınmasının şart olduğunu ifade eden Esendağlı, “Yurt dışından gelen nüfus kanalı ile artma eğilimi gösteren suçların önüne geçilmesi adımlarıyla birlikte suça karışan KKTC vatandaşlarına yönelik sosyo-ekonomik, psikolojik tespitler yapılmalı. Bunlar yapılmadıktan sonra polis, mahkeme ve polis üçgeninde suçların önlenmesi pek mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.
BASINA YANSITAN BAZI ŞİDDET HABERLERİ…
Avukata silahlı saldırı…
Girne’de Avukat Seyhan Yıldırım, 11 Temmuz’da bürosunda silahlı saldırıya uğramıştı.
Yıldırım, ayağından yaralanmıştı.
Olayla ilgili 21 yaşındaki Y.B, Ercan Havalimanı’nda ülkeden kaçmaya çalışırken polis tarafından tespit edilmişti.
Yüzünde bira şişesi kırdı
Lefkoşa'da 11 Temmuz’da kız arkadaşına baktığı gerekçesiyle A.M.’nin yüzünde bira şişesi kırıp darp eden İ.B tutuklanmıştı.
Zanlı 22 Temmuz’da tespit edilip, tutuklanmıştı.
Eşini ve 2 polisi darp etti…
Bostancı'da 31 Temmuz’da eşini ve 2 polisi darp eden Ş.G tutuklanmıştı.
“Şiddet Tehdidi”, “Kadına Karşı Şiddet”, “Polisi Darp, Görevinden Men”, “Sarhoşluk”, “Uygunsuz Tavır-ı Hareket ve Rahatsızlık” suçlamasıyla mahkemeye çıkarılmıştı.
Polis, zanlının daha önceden de benzer suçları işlediğini açıklamış, 21 günü aşmayacak süreyle cezaevine gönderilmişti.
‘Çocuğunun yemeğini yediği’ gerekçesiyle kız arkadaşını darp etmişti
Aydınköy’de 2 Ağustos’ta ‘çocuğunun yemeğini yediği’ gerekçesi ile tartıştığı kız arkadaşı G.T.’yi darp eden A.C tutuklanmıştı.
Mahkeme, zanlının yurtdışına çıkışının yasaklanması ve 100 bin TL tutarında şahsi kefalet senedi imzalaması şartıyla tutuksuz yargılanmasına emir vermişti.
Elmacık kemiği ve dişini kırdı
Mağusa'da 3 Ağustos tarihinde saat 22.30 sıralarında 15 Ağustos Bulvarı üzerinde, aralarında yaşanan tartışma sonucu 27 yaşındaki B.Y, 33 yaşındaki DP’yi (E) darp ederek sağ elmacık kemiği ve dişini kırmıştı.
D.P’nin aracının arka sileceğini de kasten kırarak hasara uğratan B.Y, olayın polisin bilgisine gelmesinin ardından tutuklanmıştı.
Adam kaçırma, darp, tehdit…
Girne’de 4 Ağustos’ta Muhammed Roknuzzaman’ı zorla kaçırıp, eve kilitleyen ardından da ciddi şekilde darp eden 3 zanlı tutuklanmıştı.
Zanlılar, Roknuzzaman’ı darp ettiklerine dair görüntüleri yurt dışında bulunan ailesine göndererek,
“5 bin Euro göndermek için iki gününüz var, parayı göndermezseniz Muhammed’i öldürüp denize atacağız” demek sureti ile de şiddet kullanma tehdidinde bulunmuştu.
Polis, olayla ilgili 2 kişinin daha arandığını açıklamıştı.