Filiz Uzun
Boş oturmayan, üreten, sadece kendi gelişimi değil, etrafındaki insanların gelişimi için de kaygı duyan insanlara ne kadar çok ihtiyacımız var aslında. Son dönemlerde çok fazla ‘benci’ olduk. Bunun zararlarını da toplumca görüyoruz. Yardımlaşmanın, birlikte üretmenin ve dayanışmanın olduğu dönemleri geride bıraktığımız bir yüzyılda yaşarken, tüketmekten çok üretmeye değer veren duyarlı insanların varlığını görmek nasıl mutlu ediyor beni anlatamam.
Çocukluğumuzda bir karış toprağa evimizin mutfağı için domates, marul, bakla ekerdi anne-babalarımız. Dönemin sebzelerini bahçemizden toplar, salatamızı yapardık. Tertemiz bir su ve katkısız, ilaçsız yetiştirdiğimiz sebze meyvelerin kokusu bile başkaydı. Benim çocukluğum böyle geçti Güzelyurt’taki evimizde.
Annem salata yapmadan önce bahçemizden taze soğan, luvana, domates keser öyle yapardı. Onca çocuğa, onca işe rağmen. Ne zaman bıraktık üretmeyi? Ne kadar hızlı oldu bu süreç! Peki yardımlaşmayı ne ara bıraktık? Bizim bahçede olmayan sebze meyve için komşununkinden izin bile almadan toplamak. Güzel bir çocukluk yaşamışız bizler. Şimdilerde ise bir bağ maydanoza dünyanın parasını ödüyoruz. Bir dal naneye de öyle.
En son ne zaman yediniz mis gibi kokan domates ya da salatalık? Ben kokularını bile unuttum bu sebze meyvelerin. Annelerimizden canımızın çektiği meyveyi istediğimizde “o bu dönem olmaz kışın çıkar” derdi. Şimdi ise başka ülkelerden geliyor ve bir dolu para ile alıp yiyoruz ne olduğu belirsiz sebze meyveleri.
Çocuğuma anlatıyorum çocukluğumu, şaşıyor sanki yüzyıllar öncesini anlatıyormuşum gibi. Oysa geçen sadece 20-30 yıl. Ne kadar çabuk değiştik öyle. Üretmeden, sevmeden, paylaşmadan.
Sadece tüketerek. Her şeyi. Sebzeyi, meyveyi, arkadaşlıkları, dostlukları, akrabalık ilişkilerini… Tüketiyoruz! aslında kendimizi, toplumumuzu, kültürümüzü.
Bu haftaki konuklarım Beşparmaklar Derneği Başkanı Alpay Çelebi ve dernek yönetim kurulu üyesi Diyetisyen Melis Keyfiala Görüş. Bu insanların tek derdi etrafındakileri üretmeye teşvik etmek. Sağlıklı olmak için sağlıklı ürünler üretip tüketmeye teşvik etmek.
Kutluyorum onları ve sizlerle paylaşarak örnek olsunlar istiyorum.
Ne olur artık kendimize gelelim. Tüketmeden önce düşünelim. Üretelim ve paylaşalım. Ne olur…
ESAS AMAÇ
F.U: Beşparmaklar Derneğini kurmaktaki esas amacınız neydi?
Alpay Çelebi: Kıbrıs’ta lisanla ilgili sıkıntılarımız olduğunu hep gözlemliyordum. İnsanlarımızın yabancı dil konuşmakta sıkıntılı olduğundan ülkemizdeki yabancılarla iletişim kurmakta zorlanıyorlar. Bu da ilişkileri olumsuz etkiliyor. Özellikle Kıbrıslı Rumlarla veya Kıbrıs’ta yaşayan yabancılarla. Derneğimizi kurarken 5 amaçla kurmaya karar verdik. İlk amacımız İngilizce ve Rumca kurslar açıp birçok kişiye olanak sağlamaktı amacımız. Yabancı dil eğitimlerimiz bir yıl sürdü. Yaz aylarında ara verdik ekim ayında İngilizce ve Rumca dil eğitimlerimiz tekrardan devam edecektir.
F.U: Alpay bey Dernek başkanı sizsiniz sanırım. Esas mesleğiniz ne?
A.Ç: Evet derneğimizin başkanı benim. Esas mesleğim Vergi Memuruyum. 25 yıldır da Vergi Dairesinde çalışıyorum.
F.U: Beşparmaklar Derneğini ne zaman kurdunuz?
A.Ç: 27 Eylül 2013 yılında kurduk.
F.U: Beşparmaklar Derneğinin yönetiminde sadece Dikmen ve bölgesinde yaşayanlar mı var?
A.Ç: Hayır. Bölgeden de Lefkoşa’dan da hem yönetimde hem de üyelerimiz vardır.
F.U: Yabancı dil eğitimlerinizin haricinde diğer amaçlarınız neydi?
A.Ç: Ekonomiye katkı sağlamak amaçlarımızdan bir diğeridir. Bu amacımız doğrultusunda yerel ürünleri çoğaltmak, üretimi artırmak ve tüketimini sağlamaktı. Bunun yanında sağlık hizmetleri vermek ki şu an diyetisyen hizmeti veriyoruz. Derneğimizin Diyetisyeni sağlıklı beslenme ve hastalıklarda doğru beslenme amacıyla hizmet veriyor. Diğer bir amacımız ise çevre bilincini geliştirmek ve çevremizi güzelleştirmekti. Bu amaçlar doğrultusunda derneğimizi kurduk ve 2 yıldır da bu uğurda faaliyetler yapıyoruz.
F.U: Faaliyetlerinizi nerede gerçekleştiriyorsunuz?
A.Ç: Derneğimize ait bir bina kiraladık Dikmen’de. Burası eski bir evdi. Belediyemiz binamızı yaşanır hale getirmek için onarımında bize katkı sağladı. Buradan Belediye başkanımıza da teşekkür etmek isteriz. Şu an dil eğitimlerimiz, diyetisyen hizmetlerimiz ve amaçlarımız doğrultusunda halkımızı bilinçlendirmek adına düzenlediğimiz seminer ve toplantılarımızı da dernek binamızda gerçekleştiriyoruz.
BESLENME DANIŞMANLIĞI
F.U: Melis seni tanıyabilir miyiz?
M.K.G: Melis Keyfiala Görüş adım. Diyetisyenim. Dernek kurucu üyelerindenim ve yönetimdeyim de ayrıca. Derneğimizde diyetisyen hizmeti veriyorum.
F.U: Bölgenizde diyetisyen hizmeti gerekli gördüğünüz için mi böyle bir hizmete başladınız?
M.K.G: Sağlıklı beslenme herkesin bilmesi gereken bir durumdur. Diyetisyen hizmeti dediğimiz zaman sadece kilo vermek amacıyla hizmet vermiyoruz. Kronik hastalıklarda beslenme danışmanlığı, diyabet, hipertansiyon ve özellikle tiroid hastalarına danışmanlık yapıyorum. Özellikle fast food beslenmeyi tercih eden çocuklarla çalışıp sağlıklı beslenme konusunda eğitimler veriyorum. Danışmanlık yapıyorum. Tabii ki kilo vermek amacı ile de danışmaya gelenler oluyor.
F.U: Her gün dernekte oluyor musun yoksa randevu ile mi çalışıyorsun?
M.K.G: Genellikle haftanın 3 günü Dikmen’deki dernek binamızda oluyorum. Ve randevu usulü çalışıyorum. Ben dernek adına çalışıyorum o yüzden danışmaya gelen dernek üyelerimizden derneğe yardım amaçlı cüzi bir ücret alınıyor. Dernek üyesi olmak için de 10 tl üyelerimizden aidat alıyoruz.
F.U: Sana en çok ne tür danışanlar geliyor?
M.K.G: Ülkemizde sayıları gittikçe artan diyabet hastaları ve tiroid hastaları bana danışmaya geliyor. Genellikle de doktorları yönlendiriyor.
FARKINDALIK SEMİNERLERİ
F.U: Dil eğitimleri ve diyetisyen hizmetleri dışında farkındalık seminerleriniz de oluyor bildiğim kadarıyla. Hangi konularda seminerleriniz oldu şimdiye kadar?
A.Ç: İlk seminerimiz yerel ürünlerimiz ve bu ürünleri tüketmek için farkındalık seminerimiz oldu. İlk seminerimize atölye tarzında üretim yapan küçük üreticileri çağırdık seminer vermek için. Üç kişi gelmişti seminer vermek için; Şenay Ekingen… Haruptan likörler üreten bir konuğumuz olmuştu. Amacımız Kıbrıs’ta insanları üretmeye teşvik etmek, üretmeyen tüketicilerimize de yerli mallarını tüketmeleri için farkındalık yaratmaktı. Daha sonra eski eserlerin benzerlerini yapan bölgemizde bir işletmesi olan Gavur Ali’yi davet ettik seminer vermek için. Diğer bir farkındalık seminerimizde de daha büyük bir işletme olan Con Trading Ltd. sahiplerini çağırdık konuk olarak. Bize işletmesini nasıl kurduğunu, nasıl ürettiklerini anlattılar.
F.U: Bu sizin kişisel derdiniz miydi? Yerli üretimi desteklemek ve çoğaltmak?
A.Ç: Toplumumuz üretmekten çok tüketime yönelmiş bir toplumdur. Üretim konusunda bir gailemiz yok. Hatta üretilen ürünlerimize de değer vermiyoruz. Markete gittiğinde birçok vatandaşımız ambalajı şaşalı olan yabancı ürünleri tercih ediyor. Oysa daha uygun fiyata yerli üretilen özellikle gıda ürünlerimiz var. Katkı maddesi de daha az. Çünkü yabancı ürünler taşınırken daha dayanıklı olması açısından katkı maddesi ekleniyor bir çok ürüne.
F.U: Bu akşamki seminerinizin konusu ne?
A.Ç: Kıbrıs’ta bitkisel üretim ve ekonomimize katkısıdır konumuz. Konuşmacı olarak Tarım Dairesi Müdürü Sn. Emine Solyalı, Biyologlar Derneği Başkanı Niyazi Türkseven ve diyetisyenimiz Melis hanım da bitkisel ürünlerin sağlığımıza etkilerini tartışacak bizimle.
F.U: Sanırım Farkındalık Seminerlerinize Işık Kitabevi de katılıp kitap tanıtımı ve satımı yapıyor.
A.Ç: Evet Sevgili Nahide seminerlerimize katkı koyuyor ve halkımızın kitaba kolay ulaşması da sağlanıyor. Bu anlamda ona da çok teşekkür ediyoruz.
F.U: Seminerlerinize katılan sayıdan memnun musunuz?
A.Ç: Aslında çok iyi duyuru yapmadığımız halde 30-40 civarı katılan oluyor. Bundan sonra basını daha çok kullanma amacındayız. Belediyeden de anons yapmasını rica edeceğiz.
F.U: İngilizce ve Rumca eğitimlerinize katılım nasıl?
A.Ç: İngilizce eğitimimiz 30 kişilik bir grupla başladı, yıl içerisinde azalsa da en çok İngilizce eğitimimize katılan oldu. Rumca eğitimine ise 10 kişilik bir grupla başladık. Bu yıl ekim ayında da devam edeceğiz.
F.U: Eğitmenleriniz yabancılar mı yoksa İngilizce Rumca bilen Türk eğitmenler mi?
A.Ç: Geçtiğimiz yıl İskoç bir bayan geliyordu eğitmen olarak İngilizce eğitimimiz için… Rumca derslerimiz için de Güney Kıbrıs’tan eğitimci bir Rum arkadaşımız geliyordu. Biz ana dili olanlardan eğitim amaçladık daha da etkili olduğunu düşünüyoruz. Yetişkin öğrencilerimizin yanında çocuklara da İngilizce dil eğitimimiz oldu geçtiğimiz yıl, bu yıl da devam edecek.
F.U: Diyetisyen eğitimleriniz için obeziteye karşı okullarla işbirliğiniz var mı?
M.K.G: Şu ana kadar okullarla işbirliğimiz olmadı ancak bu konuda sıkıntılı olan çocukların aileleri bize danışmaya geliyor. Ancak okullarla işbirliği yapmak hedeflerimiz arasındadır. Daha çok köyde bir spor salonumuz var oradaki spor eğitmenleri beslenme danışmanlığı için bize yönlendiriyorlar. Aynı şekilde bizler de spora yönlendirdiğimiz danışanlarımız oluyor.
*****************************************************************
HEDEFLER: BEDAVA KURSALAR, SAĞLIKLI YEMEKLER, GELİR GETİRİCİ BÜFE
F.U: Hedefleriniz arasında neler var?
A.Ç: İlk hedefimiz ilkokul çocuklarına İngilizce eğitiminde destek olmak. Eğitim için gelen hocalarımıza bir miktar ücret ödediğimiz için kursa gelenlerden de bir miktar kurs ücret almak durumundayız. Çünkü henüz yeni bir derneğiz. Ancak finansla ilgili destek bulabilirsek dil kurslarımızı özellikle çocuklara bedava yapmayı hedefliyoruz.
F.U: Diyetisyen olarak başka projelerin var mı?
M.K.G: İlerde bütçemizi artırabilirsek dernek binamızda bir spor tesisi açmak olabilir. Plates, yoga veya fitness salonu açmak hedeflerimiz arasındadır. Diğer bir projemiz derneğimizin binasında mutfağı büyütüp haftanın bir günü sağlıklı yemekler yapmak. Özellikle çocukların ilgisini çekecek sebze yemekleri yapmak ya da yaşlıların yiyebileceği yemekler oluşturmak.
F.U: Derneğinizin başka hedefleri var mı?
A.Ç: Çevreyi tüketmeden geliştirmek amaçlarımız arasındaydı. Bu anlamda güzel bir çevre oluşturmak ve böyle alanlar yaratmak hedeflerimiz arasında. Bir alan temin ederek bir park yapmayı çok istiyoruz. İçinde bisiklet parkuru olan, insanların gelip oturup çayını kahvesini içebileceği bir yer yaratmayı istiyoruz. Bunun için bir çalışma başlattık. Kendimize ait birkaç dönümlük bir alan bulabilirsek bu projemizi gerçekleştireceğiz. Askere ait bir alan için Kaymakamlığa başvuru yaptık henüz cevap alamadık. Eğer bu projemizi gerçekleştirebilirsek büfesinden elde ettiğimiz gelirle daha çok projeler yapabileceğimize inanıyoruz.
F.U: Bundan sonraki farkındalık seminerleriniz belli mi?
A.Ç: Yaz bitmeden “hayvansal ürünler” hakkında bir seminer daha planlıyoruz. Hellim, peynir üretimi hakkında.