Bugün müzakereler başlıyor…
Bilmem kaçıncı defa!
Yine umutlanıyoruz, yine ‘hade hayırlısı olsun’ diyoruz,
Bilmem kaçıncı defa!
Umut önemlidir…
30, 40, 50 yıldır umudumuzu kaybetmeden bekliyoruz.
O umuttur ki hiçbir zaman tamamen bitirmedi Kıbrıs’taki sorunun çözüm sürecini…
Daha önce defalarca kesilmesine rağmen, tekrar tekrar yeniden başlarken, süreç ilerlerken hep koruduk umudumuzu…
Evet, liderlerin niyeti olmalı, arkalarında iki toplumun da desteği olmalı… Ancak bu da yeterli olmuyor. Genellikle olumsuz algılıyoruz dıştan baskıları ama şimdiki gibi dıştan baskılar olmazsa da yürütemiyoruz süreçleri…
***
Yeni süreç başlayacakken Eroğlu, müzakereci olarak Kudret Özersay’ı görevlendirdi. Özersay yaklaşık 2 yıl önce özel temsilcilik görevinden görüş ayrılığı nedeniyle ayrılmıştı. Kendi açıklamasına göre ‘müzakereler hiçbir yere gitmediği’ için görevinden ayrılmıştı Özersay, şimdi yeniden müzakerecilik görevine başlarken…
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Özersay’ı bu göreve atamasındaki nedenlerden biri 2015’teki seçimler… Bu döneme Eroğlu, barışı isteyen, zorlayan kişi olarak girmek istiyor çünkü halkın çoğunluğunun ‘barış’ı arzuladığını biliyor. Bu barışçı kimliği Osman Ertuğ’la götürmenin mümkün olmadığını görmüş olmalı ki daha önceki dönemde Talat’ın da ekibinde bulunan Kudret Özersay’ın bu kimliği kendisine kazandıracağını hesapladı.
Buna bağlı olarak bu isim değişikliğinde son yayınlanan ankette Mehmet Ali Talat’ın önde çıkmasının da rolü var. Gittiği yerlerde, gezdiği köylerde barışı anlatan, müzakere sürecinin başlaması gerektiğini belirten Talat’ın ankette önde görülmesi Eroğlu’nun bu isim değişikliğini yapmasını kendince gerekli kılmıştır.
***
Uzun zamandır üzerinde uzlaşılması beklenen ortak metin’de Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin gazetemizi ziyaretinde söylediği gibi daha önce uzlaşılamayan bazı noktaların da uzlaşısı var. Onun için de müzakereler, uzlaşılan ortak metinle birlikte devam edeceği için süreç de uzlaşılamayan noktalar azalmış bir şekilde başlayacaktır. Onun için ortak metinle geçen bu süreyi de bir kazanç olarak değerlendirmek ve müzakerelere olumlu ve sorunu çözme niyetiyle başlamak mutlaka ki süreci kolaylaştıracaktır.
***
Başta da söylediğim gibi hep umutluyum, umudumu hiç kaybetmedim.
Doğduğumuz günler sorunlu bir ülkeye rast geldi, sorunlu bir ülkede yaşamaya devam ediyoruz, sorunlu bir ülkeye köklerimizi saldık, dallarımızı da bu sorunlu ülkede verdik.
O dalların yapraklanması, daha da dallar atması ve uzayıp gitmesi için bu sorunların biteceği günleri umutla beklemeye devam edeceğim.
Elbette ki sadece beklemek olmaz, sürece katkı koymak, barışı zorlamak için herkesin yapacağı şeyler vardır.