“Koordinasyon ofisi kuracağız, sizi koordine edeceğiz” dediler ama Anayasa Mahkemesi, bu anlaşmanın bir maddesindeki ‘yurtlar’la ilgili fıkranın anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Mecliste onaylanmadan anlaşmaya girdiği gerekçesiyle aykırılık tespit eden Mahkeme, uluslararası bir anlaşmayla ilgili de Cumhurbaşkanı’nın Anayasa Mahkemesi’nden görüş isteyebileceğine de hükmetti.
Şimdi Cumhurbaşkanı’nın anlaşmayı meclise geri göndermesi bekleniyor. Meclis’ten aynen geçer mi, değişiklik yapılır mı, azınlık hükümeti fire vermeden Anayasa’ya rağmen oylattırır mı veya en azından böyle bir denemeye girer mi göreceğiz ancak Anayasa Mahkemesi’nden dönen bir yasa, karar veya kural Mahkemenin görüşü doğrultusunda düzeltilmesi gerekir.
Tabii ki yine yasalarımız gereği uluslararası anlaşmalar tek taraflı düzeltilemeyeceği için hükümetin bu anlaşmayı yeniden Türkiye yetkilileri ile görüşmeleri ve düzenlemeleri gerekiyor ancak karşı cepheden böyle bir uyum beklenebilir mi, olduğu gibi kalmasında diretirler mi, o da UBP-DP azınlık hükümetinin dirayetli durup durmayacağına bağlı.
Ancak sözünü ettiğimiz azınlık hükümetinden böyle bir ‘dirayet’ beklenemeyeceği için iş yine halka ve özellikle gençlere düşecek gibi görünüyor.
Şimdiye kadar süreci takip eden ve sokaklarda ‘reddediyoruz’ diyerek yürüyen, eylem yapan gençlerin bu yeni süreçte sadece beklemeyecekleri çok açık. Onlar yine kendilerini başka yerden ‘koordine’ edecek bir güce ihtiyaçları olmadığını şimdiye kadar ispatladıkları gibi bu ispatlarını sürdüreceğe benziyorlar.
Kumarcılar ihalesi
Kumarcılar Hanı ihalesinde bir garip durum var. Restoresi tamamlanan Kumarcılar Hanı’ndaki dükkânların kiralanması için Turizm ve Çevre Bakanlığı ihale açtı. 28 Temmuz 2016’ya kadar süre tanındı. Teklifler yazıldı, verildi.
Normal ihale koşullarında tekliflerin son verilme saatinde bütün teklifler, teklif verenlerin önünde açılır ve herhangi bir spekülasyona fırsat vermemek için kimlerin ne teklif verdiği herkesin bilgisine getirilir.
Oysa öyle yapılmadı. Aradan 11 gün geçmesine rağmen teklif zarfları Bakanlık Müsteşarı’nın dolabında duruyormuş. Bu durumda ihalenin güvenilir olduğuna kim inanabilir! 11 gündür Müsteşarın yanında duran teklif zarflarının açılmadığına, verilen tekliflerin istenen kişilerle paylaşılmadığına kim güvence verebilir. Kumarcılar Hanı ihalesi bu gelişmelere göre şimdiden usulsüz damgasını yemiştir bile… Bundan sonra Bakanlık, verilen teklif zarflarının açılmadığını teklif verenlere bir şekilde ispatlar mı yoksa ihale tekrarlanır mı onu da görürüz.
‘Demokrasi’ dediler, ‘idam’ istediler
Adına ‘Demokrasi Mitingi’ dediler ama meydandaki insanlara ‘idam’ diye slogan attırdılar, başka bir ülkenin Cumhurbaşkanı’na bağlılık ilan ettiler, sonra da neden Akıncı meydanlarda yok diye de sitem ettirdiler. “Özgürgün oradaymış, Akıncı yokmuş.” Küçülmekten, aşağılanmaktan, bu kadar biat etmekten hoşlanan bir topluluk dünyada hiç yok demek istemiyorum, çok az var diyeyim hade… Günlerce ilan verdiler, bilmem kaç kez cep telefonlarına miting için çağrı attılar, bazı çalışanlar baskıyla alana götürüldü ama gazetemizin yazdığına göre 4 bine yakın kişi gitmiş meydana… Üşenmedim, gazetelere verilen ilanda siyasi parti, üniversite, dernek-birlik adı olarak 118 isim saydım. Bu kadar örgüt ve cılız bir meydan… Zaten dolduramayacaklarını bildikleri için büyük meydan da seçmemişler. Yani demokrasiye bağlılık adı altında bir kişiye bağlılığın mitingi yapılmasına ne denebilir ki!
--------------------------------------------------------------
Zizirolar tükendi mi!
Ağustos böcekleri (ziziro) bu yıl çıkmadılar… Bazı yerlerde veya bölgelerde tek tük ziziro sesi duysam da adı Ağustos böceği olmasına rağmen her yıl Haziran ayında toprağın altından çıkan ve ağaçlara tırmanarak çıkardıkları güçlü sesle eş arayışına giren ziziroların sesini Ağustos’un ortalarına gelmemize rağmen çok az duyar oldum. Neredeyse hiç yok gibi… Daha da önceleri ağaçlara tırmanmak için topraktan çıkan ziziroların toprakta bıraktıkları delikler her yerdeyken, sonraları bu delikler de azaldı. İklim değişiklikleri nedeniyle seslerini duyduğumuz zamanlar da farklılaştı. Bu yıl ise seslerini neredeyse duyamaz oldum. Evet, o kadar bağırıyorlar ki bazen dayanılmaz olabiliyor ama seslerinin kesilmesi de bir o kadar üzücü ve korkutucu… Günden güne bozulan doğamız ağustos böceklerinin de sonunu mu getiriyor acaba!
----------------------------------------------
MERAK
Nasıl karar aldılar?
Gazimağusa Tavla Derneği de mitinge destek verdi, Atık Pil ve E-Atık Toplama Derneği de… Tavlayla, atık toplamayla idam istemenin nasıl ilişkisini kurdular bilemem ama bu gibi dernek ve birliklerin oradaki bir kişinin isimlerini metne kaydetmesiyle olabilecek işlerken bunlar, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, KITOB gibi kuruluşların nasıl bir karar sürecinden geçtiklerini merak ediyorum. Burada da mı baskı vardı yoksa zümresel çıkarlar toplum kaygılarının önüne mi geçti?
----------------------------------------
MERAK 2
Çalışacaklar mı?
Girne Emirnamesi hakkındaki değişikliğin yasa gereği halka sunumu bu haftaya ertelendi ya… Başka türlü olamazdı zaten çünkü yapılması istenen değişiklik ortada yoktu. Şimdi bunu da merak ediyorum; Yapılmasını düşündükleri değişikliği hazırlayıp mı gelecek toplantıya Şehir Planlama Dairesi… Yani Ayyorgi’de 4 kat iznine rağmen 8 kata çıkan Kaya Grubuna “siz yapın da biz hallederiz” diyen siyasileri “sözlerini tuttular” durumuna getirmek için nasıl bir yol bulacaklar? “İşte yasa gereği biz toplantı yaptık, yöre halkı görüşlerini ortaya koydu, değerlendirdik, kahverengiyi maviye döndürmek kararı çıktı” mı denecek? Ne olacak?
-----------------------------------------------------
"İnsanlar hükümetten korktuğu zaman, zorbalık; hükümet insanlardan korktuğu zaman, özgürlük vardır."
Thomas Paine