YENİDÜZEN'in gündeme getirdiği 'insansız hava aracı' konusunda Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun'la konuşma fırsatı yakaladım.
Komutanın çok rahat ve kendinden emin olduğunu belirtmek istiyorum.
Bu güne kadar birçok kez GKK'yı eleştirmiş bir gazeteci olarak ilk kez böylesi bir yöntem kullanıldığını gördüğümü de söylemeden geçemeyeceğim.
Bir GKK Komutanı'nın bir gazeteciye bizzat ulaşarak bilgi verdiğine ilk kez şahit oluyorum.
Bunu kendisi ile de paylaştım, “Bundan sonra böyle” diye ekledi, gülümsedi, asker açısından iyi bir durum…
Umarım enformasyon açısından çok değerli ve anlamlı bulduğum bu duruş devamlı hale gelir, kurumsallaşır.
Bu tavır ve yaklaşımından dolayı kendisine yeniden teşekkür etmek isterim.
***
Tümgeneral Erhan Uzun aracın bulunması ve olayın kamuoyuna geç açıklanması konusunda detaylı bilgiler verdi.
GKK Komutanı Uzun ‘olayın gizlenmesinin’ söz konusu olmadığına vurgu yapıyor özellikle...
Dünkü yorumumda olayın gizlendiğine işaret ettiğime dikkat çeken Uzun “Asla olayın gizlenmesi diye bir şey yok. Biz olayı çok fazla önemli büyütecek değerde görmediğimiz için açıklamadık” diye konuşuyor.
Uzun insansız hava aracının 26 Aralık'ta bulunduğunu, GKK'nın sivil uzmanlar tarafından aldığı destekle özel oluşturulan bir ekip tarafından incelendiğini anlatıyor.
İşte Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun'la yaptığım sohbetten satır başları:
ÜZERİNDE PAS İZLERİ…
• Araç çok yıpranmış, kırık ve kullanılamaz halde bulundu. Bu çok önceden düştüğünü gösteriyor. Zaten aracın çürümeye başladığını, üzerinde pas olduğunu da gördük.
• Kesin bir şey var ki; bizim sorumluluk alanımızda düşmedi, açık denizde düştü, Tatlısu kıyılarına kadar sürüklendi.
• GKK tarafından oluşturulan uzman bir ekip tarafından inceleme yapıldı. Bu incelemede bu araçların üretim aşamasında yer alan sivilden uzman bir de ekip yer aldı.
HAFIZA KARTI İNCELENDİ: KIBRIS KAYDI YOK!
• Yapılan inceleme sonucunda aracın üzerinde hangi ülkeye ait olduğuna dair en ufak bir ibare bulunmadı. Ancak hafıza kartı incelemesinde Kıbrıs adasına ait bir kayıt olmadığı görüldü. Bu da demek oluyor ki araç bizim topraklarımızı değil, başka ülkeleri incelemek üzere programlanmış. Şu da çok açık ki araç GKK ya da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait değil.
• Böylesi araçların bölgemizde bulunmasını normal karşılıyoruz. Siz de takdir edersiniz ki Suriye'deki iç savaş, Türkiye-Rusya gerginliği ve buna benzer siyasal gerginlikler Kıbrıs’ın da içinde bulunduğu toprakları sıcak çatışma alanı haline sokmuştur. Bu açıdan bakıldığında samimiyetle söylemek isterim ki bu aracın düşüşü, ya da kıyılarımıza kadar sürüklenmesi güvenliğimiz açısından bir tehdit içermiyor.
İNCELEME DEVAM EDECEK
• Araç üzerindeki inceleme henüz tamamlanmadı. Elbette biz aracı çok daha ileri aşamada incelemeye devam edeceğiz. Ancak şunu söylemek isterim ki; halkımız güvenliğinden endişe etmesin. GKK 'olayı gizliyor' diye bir eleştiriyi kabul etmiyoruz. Bizler halkımızın gereksiz yere panik olmaması için, endişeye kapılmaması için olayı açıklama yoluna gitmedik. Ta ki YENİDÜZEN'de söz konusu haber yayınlanana kadar.
• Haber yayınlandıktan sonra o kadar fazla soru aldık ki yazılı bir açıklama yapmak zorunda kaldık. Bu durumun gereksiz yere büyütülmemesi gerektiğine inanıyorum. Halkımız Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, ekonomik sıkıntılar, uyuşturucu ve buna benzer sorunlarla boğuşurken bu derece küçük bir olayla sıkıntı yaşamasın, huzuru kaçmasın istiyoruz. Ve gerçekten samimiyetle söylüyorum ki bu olay büyütülecek, üzerinde kafa yoracak kadar büyük bir olay değil.
• Kıbrıs adası küçük bir coğrafya… Burada her olay bir anda ülkenin birinci gündemi haline gelebiliyor. Halkın güvenliğini korumakla görevli GKK her olaya müdahale edebilecek konumda ve donanımdadır. Ancak bu aracın kıyılarımıza ulaşmasını çok küçük, münferit bir olay olarak değerlendiriyoruz.
HAVADA OLSAYDI RADARLARIMIZ TESPİT EDERDİ
• Eğer güvenliğimizi tehdit edecek bir durum olsaydı, emin olun ki bizim radarlarımız, deniz radarlarımız bu aracı sorumluluk alanımıza girdiği anda tespit edecekti. Belli ki bu araç açıkta düştü ve kıyılarımıza kadar sürüklendi. Biliyorsunuz ki adanın kuzeyinde çok ciddi su akıntıları mevcut.
• Halkımızın her ferdinin güvenliği bizler için önemlidir. Bizler Mert Özdağ'ın da güvenliğinden sorumluyuz, başka bir vatandaşın da… En büyük gücümüz tarafsızlığımızdır. Herkese eşit mesafedeyiz, her vatandaşın endişeleri bizim için önemlidir, kayda değerdir. Mert Özdağ'ın bir gazeteci duyarlılığı ile yazdığı yazı da emin olun ki GKK için önemlidir. Bu açından baktığımda yayınlarınızın yararlı olduğunu düşünüyorum.
KISA BİR ANI: EŞİMLE BÖCEKLERİ GİZLİCE ÇIKARIRDIK
• Size bir anımı anlatmak da istiyorum… İlk kez Kıbrıs'ta görev yapmaya başladığımda, sanırım 1992 yılıydı, çocuklarımız Kıbrıs'ta olan bir böcekten çok korkuyordu. Bazen bu böcekler bizim evimize de giriyordu. Bu böceklerden evimize girdiğinde eşimle beraber bu böcekleri gizlice alır evden dışarıya atardık. Ancak böceklerin evimize girdiğini çocuklarımıza söylemezdik. Korkmasınlar, endişelenmesinler, rahat uyusunlar diye bunu yapardık. Şimdi bu insansız hava aracı konusunu da böcek mevzusuna benzetiyorum. Bizler GKK olarak halkımızın güvenliği için sorumluluk alanımızla ilgili çok hassasız. Belki çok ilginç bir benzetme oldu ama halkımız endişe etmesin, rahat uyusun diye elimizden gelen her türlü hassasiyeti gösterme konusunda kararlı olduğumuzu belirtmek isterim.