Hak, hukuk, adalet, kardeşlik, sanat, çevre ve sevgiden yana taraf olan Altın Koza törenle başladı

Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Merkez Park Amfi Tiyatro’da oyuncu Volkan Severcan’ın sunuculuğunu yaptığı törenle başladı.

Murat OBENLER / ADANA

Bu yıl 31. Kez hem Adanalılar ile sinemayı buluşturan hem de sinema dünyasını bir hafta boyunca Adana’da biraraya getiren Türkiye’nin en saygın festivallerinden Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Merkez Park Amfi Tiyatro’da oyuncu Volkan Severcan’ın sunuculuğunu yaptığı törenle başladı.

Sanat Nilüfer’in de sahne aldığı gecede festivalin bu yılki teması olan “Şiddete Dur” kapsamında konuşmalar yapıldı ve festivalin hak, hukuk, adalet, kardeşlik, halk, sanat, çevre ve sevgiden yana taraf olduğu ve sanatla bu değerler çerçevesinde mücadelesini sürdürdüğü vurgulandı.

Samancılar: “Şiddete karşı ezilenlerin yanındayız”

Açılış konuşmasını yapan Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, bu yıl festivalin temasının “Şiddete Dur” olduğunu belirterek kadın ve çocuk katliamlarının son bulmasını istedi. Samancılar, “Temelimiz vicdanımız. Yaşamın her alanındaki, Gazze’de yaşanan insanlık dışı katliama da ‘dur’ diyoruz. Dünyanın her yanında sömürülen insanların yanındayız. Katledilen sokak hayvanlarının da, çocukların da, kadınların da yanındayız” dedi. Samancılar, hayatını kaybeden Tomris Giritlioğlu’nu da anarak, “Böyle bir meslektaşla yol yürüdüğüm için mutluyum ve acımız büyük” diyerek onun anılarını festival olarak yaşatacaklarını da sözlerine ekledi.

Karalar: “Her türlü sanat birleştirici güçtür. Bu yüzden sinemaya emek veriyoruz”
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Bu sene festivalimizde rengârenk balonlar var. Bir sinema klasiği olan Albert Lamorisse’in Kırmızı Balon filmine Adana’dan bir gönderme yaptık. Filmde dünyanın acımasızlığı karşısında bir çocuk kırmızı bir balonun dostluğuna sarılır. Çocukların yüreği geniştir. Çocuklara kıymayın efendiler. Afişe karar verdiğimizde küçük Narin köyünde yaşıyordu.Acımasız bir vahşet onu balonla oynayacak yaşta hayattan kopardı” diyerek, “Sinema, tarih boyunca Narin ve arkadaşlarının başına gelenleri tüm çıplaklığıyla aktardı, aktarmaya devam edecek. Dünya kardeşliğine, barışa hizmet etmeye devam edecek. Her türlü sanat birleştirici güçtür. Bu yüzden sinemaya emek veriyoruz” dedi.
Umudun her zaman var olduğunu belirterek ölümünün 40. yılında Yılmaz Güney’e selam gönderen Karalar, “Ülkemizin ve dünyamızın geldiği noktada en çok ihtiyacımız olan şey, tasa ve sevinçte bir arada olabilmek. Biz hak,hukuk ve adaletten yana mücadelemize devam edeceğiz” diye ekledi.

Skolimowski: “Adana’da festivalde olmak bir onur. Bundan sonra yine buraya dönüp uzun yaşam ödülünü almak da istiyorum”

Yaşam Boyu Başarı Ödülü Polonyalı usta yönetmen Jerzy Skolimowski’ye verildi. Ödülünü alan Skolimowski, “Burada olmak bir onur. Ama küçük bir problem var. Yaşam boyu ödülde küçük bir espri var. Güle güle demek anlamına da geliyor. Bundan sonra buraya dönüp ekstra uzun yaşam ödülünü almak istiyorum” dedi.

Orhan Kemal Emek Ödülleri Hiçdurmaz, Ökten ve Kiper’e verildi
Açılış töreninde, Orhan Kemal’in anısına sinemaya katkısı bulunan sinema emekçilerine verilen Orhan Kemal Emek Ödülleri de sahiplerine takdim edildi. Ödüller bu yıl Muzaffer Hiçdurmaz, Güler Ökten ve Mazlum Kiper’e verildi. Ödülünü alan Muzaffer Hiçdurmaz, Güler Ökten ve Mazlum Kiper de konuşmalarında sinema adına verdikleri emeğe, sinemadaki arkadaşlıklara dostluklara, mücadelelere ve güzel günlere dikkat çektiler.
Oyuncu Güler Ökten’e ödülünü oyuncu Halil Ergün verdi. Ökten: "Çocukken dahil olduğum bu büyülü dünyadaki yolculuğumda, Yaşar Kemal’in memleketinde, ünlü yazarımız Orhan Kemal’in adını taşıyan ve iki tane sevdiğim arkadaşımdan aldığım ödül beni çok mutlu etti. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum"
Tiyatro Yönetmeni ve Seslendirme Sanatçısı Mazlum Kiper’e ödülünü Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü verdi. Mazlum Kiper, “ 5 yaşımdan beri zamanın Tepebaşı Dram Tiyatrosu’nda babamın da oynadığı Muhsin Ertuğrul’un rejisörlüğünü yaptığı o provaları seyrettim. Yıllar sonra o tiyatroda ben de oynadım. Ondan sonra o tiyatro da yıkıldı gitti ama ben oyuncu oldum ve bugünlere geldik. Bugün burada olmaktan ve bu ödülü almaktan dolayı çok mutluyum.” dedi.

Gören: “Muzaffer tam bir sinema emekçisi ve sendika mücadelesinde de en uzun yürüyendi.”
Sinema emekçisi ve yönetmen Muzaffer Hiçdurmaz’ın ödülünü yönetmen Şerif Gören verdi. Gören, “Onunla 60 yıllık uzun bir yolculuk yaptık. Bunun içinde sendika mücadelesinde en uzun yürüyen Muzaffer’di. Sinemanın her alanında emek verdi. Hocalık hayatı var. Onu gösterdiği emekle sinemada muzafferdir. Hepimiz muzafferiz. Yaşasın sinema” dedi.

Hiçdurmaz: “Hep dürüst olduk, doğrudan ve emekten yana olduk.”

Ödülünü alan Hiçdurmaz ise “ 3 yaşımda sinema ile tanıştım. 7 yaşımda İstanbul’a kaçarak geldim. 14 yaşımda sinema ile tanıştım. Karagümrük’te Lütfü Ömer Akat’ın film setinde hep peşlerinden gittim. Bir hafta sonra beni sete aldılar. Ondan sonra ışıkçılık, kamera asistanlığı, ondan sonra yönetmen yardımcılığı yaptım. O dönemlerde yönetmen yardımcısı olmak büyük onurdu. En sevdiğim filmlerden biri Yol. Sinema sendikasını kurarak birçok sinema emekçisinin emekli olması için mücadele ettik. Kendimize bir şey yapmadık. Hep dürüst olduk, doğrudan ve emekten yana olduk. Hep işçi filmi yapmak istedim. Çark diye bir film getirdiler. Tek bir film yaptım. Ondan sonra yapmak istediğim bir film vardı. Alpagut olayı. Bir maden ocağı öyküsüydü ama bu filmi yaptırmadılar.” dedi.

Kültür & Sanat Haberleri