Covid-19 virüsüne yakalanan ve Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde tedavi gören, şimdi ise taburcu olan ve iki haftalık ev karantinasında bulunan Gündoğar çifti, YENİDÜZEN’e konuştu. Yaşadıklarını anlatan Sertap Yaman Gündoğar ve eşi Evren Gündoğar, geçirdikleri süreci paylaşırken hala bir şaka gibi geldiğini ifade etti.
Hala yaşananların etkisi altında olan Gündoğar çifti, “İnsanlar hastaneye gitmekten korkmasın” derken, “keşke daha iyi bir sağlık sistemimiz olsaydı” demekten de kendini alamıyor…
Önce Sertap Yaman Gündoğar hastalanıyor. “Ağustos sıcağında üşüyerek uyandım” diyen Sertap Yaman Gündoğar, sıcaklığı olduğunu görünce, işe gitmekten vazgeçiyor ve soluğu bölgesindeki sağlık ocağında, ardından Mağusa Devlet Hastanesi’nde alıyor. Covid-19 testi yapılan ve pozitif çıkan Serap Hanım, ardından Lefkoşa Hastanesi’ne sevk ediliyor.
En yakın temaslısı olan eşi Evren Gündoğar’ın ertesi gün yapılan ilk testi de pozitif çıkıyor. Ardından yapılan 6’ya yakın testlerin tümü ise negatif. Buna rağmen hastanede eşiyle kontrol altında kalıyor…
Önce Lefkoşa Hastanesi Pandemi bölümünde başlayan tedavi süreci, karantina oteline taşınıyor ve 9 günlük tedavinin ardından Gündoğar çiftine ‘taburcusunuz’ deniliyor…
Covid-19 virüsü ile verilen fiziksel ve duygusal mücadelesini YENİDÜZEN’e anlatan çift, Covid-19 virüsünün değil de sağlık sistemindeki bazı uygulamaların ve ‘dedikodu mekanizmasının’ vakaları zora soktuğunu anlattı.
“Psikolojik boyutu çok yıpratıcı…”
Taburcu olacaklarını karantina otelinde öğrendiklerini anlatan Sertap Yaman Gündoğar, “Odadan arandık, hazır olun taburcu oluyorsunuz denildi. Hastaneye gittik, kapıdan belgelerimizi aldık, işlemimizi yapıp teslim ettik ve ayrıldık. Doktor bizi çıkarken muayene etmedi. Corona değil de bu sistem, ekonomik kaygı, bu psikoloji insanları sıkıntıya sokuyor” ifadelerine yer veriyor.
Eşi Evren Gündoğar ise dedikodulardan dert yanıyor:
Evren Gündoğar; “Arayıp mahallenize ambulans geldi herkesi aldı falan gibi abartılı dedikodular yayılıyor bunlar bize aktarılıyordu. Test sonucunu bilmediğiniz için arayanların, dedikoduların da önüne geçemiyorsunuz. Hastalara şeffaf davranmak gerek. En azından hasta ile test sonucu hemen paylaşılmalı.” diyor.
“Hastaneye gitmekten korkmayın”
Her şeye rağmen insanların hastaneye gitmekten korkmaması gerektiği mesajını veren Gündoğar çifti:
“İnsanlar hastaneye gitmekten korkmasın, keşke daha iyi bir sağlık sistemimiz olsa da, hastane şartlarımız daha iyi olsa ama her şeye rağmen yine de insanlar korkmasın.” diyor…
Sertap Yaman Gündoğar:
“Bu durumun bizim başımıza geleceğini hiç düşünmüyordum”
Sertap Yaman Gündoğar:
- “Ağustos sıcağında üşüyerek uyandım”
- “Ağrılı, sızılı, fiziksel olarak beni yıpratan bir hastalık yaşamadım”
- “Hala kimden bulaştığımı bilmiyorum”
- “Hastalığın kendi etkisinden çok psikolojik boyutu daha ağırdı”
- “İki hafta sonra insanlara yaklaşımım nasıl olur bilmiyorum”
- “İlk zamanlar nasıl sıkı ve titiz davranıyorsak yine bunlara uymalıyız.”
- ‘Corona değil ama sistem bizi öldürür, dikkatli olmamız lazım’ diyordum, bunu bire bir yaşayıp gördüm”
- “Doktor bizi çıkarken muayene etmedi. Corona değil de bu sistem, ekonomik kaygı, bu psikoloji insanları sıkıntıya sokuyor”
- “Canla başla çalışan doktor ve hemşirelerimiz olabilir ama sitemde iyileştirilmesi gereken şeyler var.”
İlk etapta yaşananların şaşkınlığı içersinde olduklarını ifade eden Sertap Yaman Gündoğar, “Bunun benim başıma geldiğine inanmadım çünkü çok aşırı titiz birisiydim. Hala bir şaka gibi; sanki hastaneye, karantina oteline bir gidip dolandık geldik gibi… Bu durumun bizim başımıza geleceğini hiç düşünmüyordum.”
İki hafta daha ev karantinasında kalacaklarını anlatan Sertap Yaman Gündoğar, başından geçenleri şöyle anlattı:
“Çarşamba günü, bir yaz gününde uyandım ve üşüyordum. Korkmuştum, hemen ateşimi ölçtüm. Sadece biraz halsizliğim vardı. İşe gitmek için hazırlandım, sonra bir şeyim varsa işe gitmem doğru olmaz diye düşündüm ve iş yerimi arayıp hasta olduğumu izah ettim. Covid belirtilerini her yerden okuyorduk, bir an olsun ‘olabilir mi?’ diye düşününce yine de olmaz herhalde, klima çarpmıştır diyerek ama temkinli olmamda fayda var dedim.
Bölgemizdeki sağlık ocağına gittim. Belirtilerim Covid-19’u işaret ettiği için beni Mağusa’ya yönlendirdiler, Mağusa’da test yaptılar, eve gidip test sonucunu bekle, kimseyle de görüşme dediler. Öyle de yaptım. O gün belirtilerim ertesi güne dek sürmüştü. Üst solunum yolu enfeksiyonu olarak da belirtilerim vardı. Ağrım yoktu, öksürük ve tıkanıklığım vardı. Öksürük ve tıkanıklığım biraz daha var, henüz tam geçmedi. Test sonucu çıksın Üst solunum yolu enfeksiyonu için doktora görünün dediler. Ertesi gün test sonucunu almak için hastaneye gittim. Hastane’de bana sonucu söylemediler, yeniden yapılacak, yetersiz dediler. Yine test yaptılar. Biraz bekledim, ardından beni ambulansa aldılar, ileri tetkikler için Lefkoşa’ya gideceğiz dediler. Eşimi de bu sırada eve gönderdiler. Testlerimin ikisinin de pozitif olduğunu Lefkoşa’ya gittiğimizde öğrendim. Oraya bilerek gitmedim, Pozitif olduğumu öğrenince ikinci bir şoku yaşadım.”
“Ağrılı, sızılı, fiziksel olarak beni yıpratan bir hastalık yaşamadım”
“Belki de herhangi bir risk grubunda olmadığım içindi. Ağrılı, sızılı, fiziksel olarak beni yıpratan bir hastalık yaşamadım. Hafif ateşim vardı ama hiç 38’in üzerine çıkmadı.”
“Hala kimden bulaştığımı bilmiyorum”
“Otel çalışanıyım ama insanlarla çok temas içinde olan birisi değildim. Dıştan direkt görüştüğüm hiç kimse yoktu. Olanlar da zaten maskeli ve kısa süreliydi. Hala kimden bulaştığımı bilmiyorum.
Nerden nasıl bulaştığımı çok düşündüm ama yine de çözemedim. Benden eşime bulaşmadı, çevreme de çok şükür bulaşmadı. Sadece kız kardeşimin nişanlısı pozitif çıktı. Onlarla da sadece son gün hastaneye gittiğimde, hastalık belirtilerim olduğunda görmüştüm. Belirti varken görüştüğüm tek insan onlardı.
Bana da pozitif olan ama semptom göstermeyen birisinden bulaştığı tahmin ediliyor. Ama o kim bilmiyoruz. Ben de maske kullanıyordum, el dezenfektanımı hiç eksik etmiyordum. Nasıl olur da bunlar başıma geldi bilmiyorum.”
“Hastalığın kendi etkisinden çok psikolojik boyutu daha ağırdı”
“Hastalıktan hiç korkmadım, daha çok çevremdekileri düşündüm. Onlara bir şey olursa diye korktum. Görüştüğüm insanların içinde arkadaşlarımın küçük çocukları vardı, onlar için çok ama çok endişelendim. Hatalıktan yana sıkıntı yok, sistemden yana sıkıntımız var. Hastane ortamı, yaşananlar çok kötü. O kadar çok yalan dolan yazılıp çizildi ki en son telefonlarımızı sessize aldık. Aramalara bakmıyorduk.
Hastalığın kendi etkisinden çok psikolojik boyutu daha ağırdı. Bunlar beni biraz etkilemişti ama üstesinden geldim. Bir anda çok korkunç bir dedikodu ağı gelişiyor.”
“Doktor bizi çıkarken muayene etmedi”
“Taburcu olacağımızda karantina otelinden arandık, hazır olun taburcu oluyorsunuz denildi. Hastaneye gittik, kapıdan belgelerimizi aldık, işlemimizi yapıp teslim ettik ve ayrıldık. Doktor bizi çıkarken muayene etmedi. Mecbur olmadıkça çıkmayacağımıza dair bize rapor imzalattılar. Hala öksürüyorum ama çıkarken beni doktor görmedi. İş yerine ve sigortalara sunmak için rapor istedik, henüz alamadık. Korona değil de bu sistem, ekonomik kaygı, bu psikoloji insanları sıkıntıya sokuyor.”
“İki hafta sonra insanlara yaklaşımım nasıl olur bilmiyorum”
“Hastaneden geçtiğimiz gün taburcu olduk, bundan sonrasını hiç bilmiyorum. İki hafta evdeyiz. Hiçbir yere çıkmadan, hiç kimseyle temasta bulunmadan yaşıyoruz. Hastanede eşime bile yaklaşmıyordum. Çok korkuyordum. Testlerimizin negatif olduğunu görünce sevinçten bir birimize sarıldık sadece. Başka insanlara da iki hafta sonra yaklaşımım nasıl olur bilmiyorum. İşimi rüyamda görüyorum, normalde çok titiz biriydim. Beni tanıyanlar nasıl olur da bu olay senin başına geldi diyorlar. Ama bunun titizlikle bir alakası yok…
Herkes maskesini taksın, çıkıp işini halletsin, evine geri dönüp banyoya girsin, üzerindeki tüm kıyafetleri çıkarıp kirliye atsın. Dışarıdan geldiğinizde hemen hijyeninizi sağlayın. Sokağa çıkarken hemen maske takın, bir yerin kapısına girmeden değil, çıkar çıkmaz takın. İlk zamanlar nasıl sıkı ve titiz davranıyorsak yine bunlara uymalıyız.”
“İnsanlar da üzerine düşeni yapsın, kalabalık ortamlardan uzak dursun”
“‘Corona değil ama sistem bizi öldürür, dikkatli olmamız lazım’ diyordum, bunu bire bir yaşayıp gördüm. Canla başla çalışan doktor ve hemşirelerimiz olabilir ama sitemde iyileştirilmesi gereken şeyler var.
İnsanlar da üzerine düşeni yapsın, kalabalık ortamlardan uzak dursun. Hatalıktan aşırı korkmaya gerek yok. Kronik rahatsızlığı olanlar daha dikkatli olsun. Gençler de ilk zamanki tedbirini alsın. Mecbur olmadıkça evden çıkılmasın. Özellikle kalabalık etkinliklerin yapılması yasaklanmalı. Sağlık sistemimiz ortada, olanı da zorlamanın anlamı yok. Dikkatli olmalıyız.”
Evren Gündoğar: “İnsanlar hastaneye gitmekten korkmasın”
Evren Gündoğar:
- “İnsanlar hastaneye gitmekten korkmasın”
- “Keşke daha iyi bir sağlık sistemimiz olsaydı”
- “Arayıp ‘mahallenize ambulans geldi herkesi aldı’ falan gibi abartılı dedikodular yayılıyor bunlar bize aktarılıyordu”
- “Test sonucunu bilmediğiniz için arayanların, dedikoduların da önüne geçemiyorsunuz.”
Sertap Yaman Gündoğar’ın ardından testi pozitif çıkan eşi Evren Gündoğar da eşiyle birlikte tedaviye alındığı günleri anlattı.
Her şeye rağmen hastaneden ve orada verilen hizmetten memnuniyet dile getiren Gündoğar, tüm dünya gibi ülkemizin de buna hazırlıksız yakalandığını kaydetti.
Bu süreçte sağlık zincirindeki bazı aşamaların bireysel sorumluluğa bırakılmış olduğu ise Evren Gündoğar’ın konuşmalarındaki satır aralarında gizliydi…
“Gelen telefonlardan bir panik havası hissettim…”
Yaşadıklarını paylaşan Evren Gündoğar, özetle şunları anlattı:
“Bana da test yaptılar, eve gidip izole olman gerekiyor dediler. Aracıma binip evime geldim. Evde beklemeye başladım. Ertesi gün arayıp sizi karantinaya alacağız dediler. Otele gelebilecek aracınız var mı diye sordular, var dedim. Bana hazırlanıp Girne’ye gitmem için 3 saat verdiler. Evden çıkarken yanıma suyumu falan da aldım. Ne olursa olsun kimseyle bir temasım olsun istemedim. Hatta ‘beni polis durdurursa ne yaparım, herhalde camı hiç açmadan, ben Pozitifim, hastaneye gidiyorum’ deyip sürerdim’ diye düşündüm… Aklımdan pek çok şey geçirdim.
Yola çıktım, ben yoldayken beni yeniden aradılar, çıktım mı neredeyim diye sordular, yoldayım dedim. Sonra yine aradılar, otelde sizi bir hemşire karşılayacak ve sizi hastaneye getirecek dediler. Ben bu sırada sonucumu hala bilmiyordum. Sürekli sordum ama cevap alamadım. Gelen telefonlardan bir panik havası hissettim ve buradan kendim pozitif olduğumu tahmin ettim. En son yine aradılar ve pozitif olduğumu, hastanede olmama gerektiğini söylediler. Hastanede pozitifsin dediler ve tedaviye başladılar. Beş gün hap kullandık. Kesin bir tedavi zaten yok ama…”
“Mağusa’da pozitiftim. Sanırım yanlış bir sonuçtu”
“Hastanede yapılan ikinci testim negatif çıktı, doktorlar olamaz dedi, yine test yaptılar ama o da negatif çıktı. Eşim pozitifti ve benim de pozitif olacağım beklentisi çok yüksekti. Sürekli bana test yapıldı. 5, 6 test yapıldı, tümü negatif çıktı. Yapılan ilk testin pozitif olmasıyla ilgili ‘hata payı olabilir’ dendi.
Mağusa’da pozitiftim. Sanırım yanlış bir sonuçtu. Normal şartlarda 2 kes test yapılıyor, ikisi de pozitifse hastaneye alınıyorsunuz, akabinde iki kez üst üste negatif çıktığınız zaman taburcu olabiliyorsunuz. Bende pozitif bir test vardı ama eşimde iki pozitif, o nedenle ben de hastaneye alındım. Zaten eşim de oradaydı, ben de orada kalmaktan şikayetçi olmadım. Ben de 8 gün hastanede kaldım.”
“…her şeye rağmen yine de insanlar korkmasın”
“Hastalıktan yana korkacak bir şey yok. Hala eşim nasıl bu virüsü taşıdı da bana bulaştırmadı aklım almıyor. Çünkü süreçte hep birlikteydik, aynı bardaktan da su içtik. Bu nasıl olur anlamıyorum. Risk grubunda olanlar hastalıktan korkmasın, biraz sakin olan kişiler bu süreci sorunsuz atlatabilir ama 3, 4 gün sonra panik olan insanlar bunu psikolojik olarak daha zor geçirebiliyor.
Hastanede test yapılıyor, sonucunu soruyoruz, hemşireler söylemekten çekiniyor ama diğer taraftan bizi tanıyanlar arayıp pozitifmişsin diyor. Hatta arayıp mahallenize ambulans geldi herkesi aldı falan gibi abartılı dedikodular yayılıyor. Test sonucunu bilmediğiniz için arayanların, dedikoduların da önüne geçemiyorsunuz.
Hastalara şeffaf davranmak gerek. En azından hasta ile test sonucu hemen paylaşılmalı.
İnsanlar hastaneye gitmekten korkmasın, keşke daha iyi bir sağlık sistemimiz olsa da, hastane şartlarımız daha iyi olsa ama her şeye rağmen yine de insanlar korkmasın.”