Bir süre önce yayınladığım, “Temiz toplum, açık siyaset!” başlıklı yazımda siyasi yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzeni üzerinde durmuştum. Kısaca...
“Kleptokrasi, siyasi yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzeninin adıdır. Monarşi veya oligarşi düzeninde olduğu gibi, demokrasilerde de siyasi yozlaşma söz konusu olabilir. Karar verme yetkisine sahip olan siyasal aktörlerin, kamusal yetki ve gücü, mevcut yasa, norm ve ahlak kurallarına aykırı olarak kullanmasından kaynaklanmaktadır. Kamu zararına özel çıkar sağlamak veya siyasi aktörlerin, sahip oldukları gücü kendi kişisel çıkarına dönüşecek şekilde kullanmasıdır, yozlaşmayı ortaya çıkarmaktadır.”
“Sistemi değiştirmek isteyenler, aynı zamanda sistemi ayakta tutan, sistemden beslenen güç odakları ise hesaplaşmak zorundadırlar. On yıllardır yaratılan şükran edebiyatı ile, vatan hainliği hamaseti ile toplumun gözünü karartanlarla sivilleşme ve demokratikleşme mücadelesi verirken bir diğer yandan dünyaya entegre olmanın ortak paydasını yaratacağız, yaratmak zorundayız.”
Değerli milletvekili Sonay Adem’in pazar günü Havadis Gazatetesi’nde yayınlanan söyleşisi oldukça önemlidir. Temiz toplum iddiasında olan her bir birey, örgüt ve siyasetçinin önemle üzerinde durması gereken bazı konular vardır. Bunların başında siyasi yozlaşma konuları gelir.
Bir süre önce, Cumhurbaşkanı ile ilgili Mecliste gündeme getirdiği iddiaların temize havale edilmesi hepimiz için önemlidir. Burada şunu açıkça ortaya koymalıyız ki, iddia konusu kişinin makamı ve siyasi partisinin önemi yoktur. Siyasetin çözüm üretmesi ve toplumsal güveni yeniden kazanması için her türlü iddianın ele alınması, değerlendirilip soruşturulması gerekir.
Yine Sonay Adem’in aynı söyleşide dile getirdiği çok önemli bir konu daha vardır, o da, dünden bugüne başta CTP olmak üzere, tüm siyasilerin mal beyanlarının incelenmesi konusudur.
UBP ile ilgili her iddia karşısında CTP’yi öne çıkaranlara verilecek en etkili cevap budur ! Siyaseten yozlaşmayı önlemek ve temiz toplum yolunda, herşeyin açık ve şeffaf olması, hesap verilebilirliğin herkes için geçerli olan temel hukuksal ilkeye dönüşmesi gerekir.
Demokrasi ve dünyaya entegre olma yolunda adım atarken öncelikle siyasetin önünde oluşmuş her türlü ekonomik, siyasal ve kültürel kirlenmeyi ortadan kaldırmamız lazım.
İddiası bile siyaseti temelden sarsması gereken bir konu çeşitli güçler tarafından bastırılmaya, gizlenmeye, göz ardı edilmeye çalışılıyor. Ve bunun adına “devletçilik” deniyor.
Siyasetin öneminin farkında olan başta siyasiler, medya ve stö’ler olmak üzere her bir birey, topraklarımızda umudun yeşermesi için, hukukun çalışmasını ve her türlü iddianın araştırılmasını hep birlikte sağlamamız gerekiyor.
Siyasi yozlaşmayı yaratanların ve halkı mutluzluğa sevkeden “bunların tümü aynı” türküsünü okutanların peşini bırakmayacağız.