Halk Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt  alınmasının hırsızlık olduğunu iyi biliyor

Serhat İncirli

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası EL-SEN, dün düzenlediği basın toplantısıyla, “Kamuoyunun Enerji Politikalarına İlişkin Görüşleri ve Kıb-Tek Algısı” konusunda yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı… 

-*-*-

Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Lokali’ndeki basın toplantısına katılamadım ama araştırma sonuçlarını aldım…

-*-*-

Çok ilginç sonuçlar var…
Ama en ilginç olan; övünerek yazacağım; aylardır yanlışlığını dile getirdiğim, Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt alımı…
Vatandaş, neredeyse yüzde 100’e varan bir çoğunlukla, doğrudan akaryakıt alımına karşı…
Neden karşı?
Çünkü herkes bunun hırsızlık olduğunu ve birilerinin bu işten ciddi paralar götürdüğünü biliyor…

-*-*-

KIB-TEK’in “elektrik kesintilerinin yaşanmaması” gerekçesiyle bir süredir gerçekleştirdiği
ihalesiz yakıt alımına halk onay vermiyor… 
Bu şekilde yapılan alımlara karşı olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 78. İhalesiz alımı desteklediğini ifade edenlerse sadece yüzde 6…

-*-*-

EL-SEN tarafından yaptırılan kamuoyu araştırmasının sonuçları, basın toplantısı sırasında çalışmayı gerçekleştiren Metron Araştırma Kurumu’nun Direktörü Gürdal Hüdaoğlu tarafından açıklandı.
Bana göre öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:

-*-*-

Halk, elektrik konusunda genel ve yaygın bir memnuniyetsizlik içinde…
Dün Ozanköy’de elektrikler kesikti…
Evden çalışmak zorunda olan oğlum aradı…
“Şu saatte geleceği söylendi hala gelmedi” dedi ve üzgünüm, sadece Türk Küfür Dili ve Edebiyatı değil, İngiliz Küfür Dili ve Edebiyatı’ndan inciler sıraladı…
Kime sıraladı?
Egemen eşit devletin hırsızlarına tabii ki!

-*-*-

Halkın  yüzde 88’i KKTC’yi “elektrik sorunu olan bir ülke” olarak görüyor. (Egemen eşit değil, elektrik sorunlu bir ülke…)
Oranı yüzde 77’ye ulaşan büyük bir çoğunluk, zaman zaman meydana gelen elektrik kesintilerini “normal ölçülerin dışında” görüyor ve “büyük bir sorun” olarak tanımlıyor.

-*-*-

Hükümetin enerji politikasının başarısız olduğunu düşünenlerin oranı da yüzde 77 düzeyinde.
“Hükümet başarılı” diyenler yüzde 8’in altında kalıyor.

-*-*-

KIB-TEK hakkında olumsuz düşünenlerin oranı yüzde 70’e yaklaşırken, olumlu değerlendirme yapanlar yüzde 13 düzeyinde kalıyor. 

-*-*-

Elektrik fiyatlarını “normal” görenler yüzde 11 olarak saptanırken, “fiyatlar yüksek” diyenlerin oranı yüzde 88’i buluyor. 
Elektrik fiyatlarının “düşük” olduğunu düşünen hiç kimse bulunmuyor.
Halka göre elektriğin pahalı olmasının en büyük nedeni “kötü yönetim.”

-*-*-

EL-SEN Genel Başkanı Ahmet Tuğcu’nun sözleri de çok çarpıcı…
Bakın özetle ne diyor:
“… KIB-TEK, ne yazık ki siyasetin iki dudağı arasına hapsedildi…
“Enerji alanındaki eğitim, bilgi birikimi ve deneyim değil, sadece ‘sağlam bir partili’
olmanın esas alındığı atamalarla yönetilen kurum, toplumun çıkarlarına değil,
politikacıların kendi siyasi çıkarlarına hizmet eder hale getirildi…”

-*-*-

“… Başta santraller olmak üzere yeni yatırımlarla korunup geliştirilebileceği
halde, tam aksine ve de bilinçli bir şekilde, KIB-TEK’in üretim kapasitesi dolaylı olarak
küçültülmüş, özel sermayeye bağımlı hale getirilmiştir.”

-*-*-

“… 2000’li yıllarından başından itibaren sırtımıza ‘kambur’ olan AKSA’nın KIB-TEK’i, dolayısıyla da halkın parasını sömüren bir yapıya kavuşturulması, bu bahsettiğimiz bilinçli politikaların bir sonucudur”…

-*-*-

“… Siyaset, defalarca verdiği sözleri tutmayıp KIB-TEK’e santral yatırımı yapmayarak,
aslında toplumun ihtiyacı olan enerjiyi üretmesini engelledi ve ülkeyi AKSA’ya
muhtaç bıraktı…” 

-*-*-

“… AKSA’ya muhtaç olmak demek, maliyetine üretim yapan KIB-TEK’ten değil de, çok daha pahalıya üretim yapan AKSA’dan elektrik satın almak demektir. Yani çok daha pahalı elektrik faturaları demektir”…

-*-*-

“Siyasi akılla değil, bilimsel akılla yönetilecek bir yapıyla, AKSA’ya akan milyon dolarlar, Teknecik’e yeni santral yatırımı olarak dönmelidir”…


Araç kullanırken telefonda konuşmak yasak!

Trafik cezası almaktan öyle bir korkuyoruz ki; geçenlerde yürürken karşıma polis çıktı, az kaldı telefonu fırlatıyordum!

-*-*-

Korkmak lazım!
Cezalar yenilir yutulur değil!
Ayrıca insan yaşamı adına dikkatli olmak da bir görev!

-*-*-

Ve evet, alkollü araç kullanmanın cezası artırılmalı!

-*-*-

Tecrübeyle sabittir ki içkili araç kullanmak demek; ölüme ve tabii ki öldürmeye meydan okumanın ta kendisidir!

-*-*-

Ne kadar dikkatli araç kullansanız da, alkol o dikkati kesinlikle dağıtıyor!

-*-*-

Beni asla etkilemez de demeyin!
Risk almayın!
Ceza da almayın!

-*-*-

Taksi alın!

-*-*-

Evet, araç kullanırken telefonla da konuşmayalım…
Polis açıkladı; 2023 yılında sürüş esnasında cep telefonu kullandığı tespit edilen 12 bin 322 araç sürücüsü rapor edilmiş…
2024 yılında ise (1 Ocak - 28 Nisan 2024) 5 bin 906 araç sürücüsünün, sürüş esnasında cep telefonu kullandığı tespit edilmiş…
Polis diyor ki, “telefon yasağının temel dayanağı kazaların önlenmesidir…” 

-*-*-

Ve gerçekten bilmiyordum; şunu da dün TAK Ajansı’ndaki haberden öğrendim; “… Polis, sürüş sırasında cep telefonu kullanma yasağının, sadece telefonu kulağa götürerek konuşmayı değil, aynı zamanda hoparlör, kulaklık veya bluetooth üzerinden yapılan konuşmaları, mesaj yazmayı, bir şeyler izlemek gibi davranışları da kapsadığını vurguladı…”

-*-*-

Vallahi bilmiyordum!
Elde telefonu tutmayıp konuşursan tamamdır sanıyordum!
Ayıptır söylemesi, polis durdursa, tartışmaya da girecektim!