Tanju KONURALP
Unlu mamul üreticileri, sektör ile ilgili sorunları dile getirdi. Temel tüketim ürünü olan ekmek başta olmak üzere, mutfaklardan eksik olmayan unlu mamul ürünleri konusunda üreticiler, birincil sorun olarak, buğday ve unun, tekelleştirilmesine işaret etti. Ülkede yalnızca iki firmanın ithalat hakkı bulunduğunu belirten üreticiler, bu durumun, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi, serbestleştirilmesi ve herkesin hammadde ithali yapabilmesi şeklinde düzeltilmesi gerektiğinin altını çizdi. Bir diğer husus olarak ise üreticiler, son zamanlarda yapılan elektrik zamlarına işaret ederek; bu konuda dünyadaki örneklere değindi ve yalnızca geceleri çalışan fırınlar için “gece tarifesi” uygulanması gerektiğini açıkladı. Konu ile ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Çıralı Bakeries Direktörü Ömer Çıralı, Hüseyin Bittacı Fırını Direktörü Ertan Bittacı ve Lala Ekmek ve Unlu Mamuller Gıda Ltd. Direktörü Celal Bozan, unlu mamul üreticilerinin sorunlarını ve bu sorunları ne şekilde çözümlenebileceğini dile getirdi.
--------------------------------------
Ömer Çıralı – Çıralı Bakery: “Buğdayın kalitesi denetlenmiyor”
“Bizler temel gıda ürünü üretiyoruz. Temel gıda ürünü üretmenin zor yanlarından birisi, bu ürünlerin en göze batan ürünler arasında yer almasıdır. Ülkede her şeye zam yapılırken; temel gıda ürünü olan ekmeğe zam yaptığınız anda, tüm halk bunu sorun yapmaktadır. Bu bizlerin birinci sorunudur. Diğer bir ana sorunumuz ise temel girdi maddesi olan unun, ülkede tekel olarak getirilmesine olanak sağlayan yasalardır. Bu gün tüm ülkedeki fırınlara un veren yalnızca iki buğday ithalatçısı bulunmaktadır. Bu firmalar ise dünyanın çeşitli ülkelerinden, yine çeşitli kalitelerde buğday getirerek, fırınlara un satmaktadırlar. Ancak getirilen buğdayın kalitesi ile ilgili hiçbir denetim olmaması, biz fırıncıların mağdur olmasına sebep olmaktadır. İthalatçı firmalar bazen çok düşük kalitede buğday getirirken; bazen ise kaliteli buğday ithal etmekte ve bu ürünleri bizlere, sürekli aynı fiyat üzerinden satmaktadır. Konu ile şikayetimiz dile getirdiğimizde ise bizlere verilen cevap “bu buğdayı bulduk, bunu getirdik” oluyor. Ancak ne yazık ki vatandaş ile karşı karşıya olan yine fırıncı oluyor. Bu durum da 35 yıl içerisinde ciddi anlamda bir kartelleşmeye sebep olmuştur. Son olarak Bakanlar Kurulu konu ile ilgili bir karar alarak, un ihtiyacının dörtte biri olan, aylık 500 ton unu getirilmesini onaylarken; Toprak Ürünleri bu konuda yine başarısız oldu ve bu un hiçbir zaman adaya gelmedi. Bunun da sebebi, bahsi geçen iki ithalatçının siyasilere olan baskısı olarak değerlendiriliyor. Haliyle fırıncının, toprak ürünlerine güveni de bitmiş oldu. Özetle söylemek gerekirse bu gün fırıncının en büyük sorunu, un konusundaki tekelleşmedir. Bu konuda Hükümet ile de görüşmelerimiz oldu. “Nasıl çözeriz” şeklinde fikir alışverişlerinde bulunduk. Bu konunun çözümü ise un ve buğday ithalatının serbest kalmasıdır. Her konuda olduğu gibi, unda da serbest piyasanın sağlanmasıdır. Bu gün en geri ülkelerde bile, un ithalatı yapılmaktadır. İthalatın tekel olması ve devletin ilgili kurumlarının denetlemelerinin yetersiz olması sebebi ile biz fırıncılar ciddi mağduriyetler yaşıyoruz. İthalatçı firmaların bizlere sunduğu unların üzerinde, içeriği ile ilgili herhangi bir bilgilendirme olmadığı gibi, denetimsiz köy fırınlarının da her gün çoğalması, bizlerin mağduriyetini daha da arttırıyor. Devletin bizlere, günlük ekmek üzerinde dahi tarih yazması yönündeki talebi olurken; ithalatçı firmalar ve köy fırınları konusunda ise hiçbir denetim yapılmaması, bizleri zor durumda bırakıyor.
--------------------------------
Ertan Bİttacı – Hüseyin Bittacı Fırını: “Zamlar büyük sorun”
“Unlu mamuller sektörünün en önemli sorunu, özellikle son zamanlarda yoğunlaşan zamlardır. Sektörün olmazsa olmazlarından gaz ve susama yapılan zamlar, bir yıl içerisinde yüzde yüz artış gösterdi. Bizler ise temel tüketim ürünü ürettiğimizden dolayı, ürünlerimize zam yapmaya utanıyoruz. Sonuç olarak ta, yaptığımız işten kar edemiyoruz. Geçmişte bir dönem, fırıncılara farklı bir fiyat politikası uygulanıyordu. Buna göre; elektrik ve gaz için, fırınlara farklı bir fiyat uygulanıyordu. En azından bu tür önlemlerin tekrar alınması, biz unlu mamul üreticileri için bir nebze de olsa, teşvik sağlayacaktır…”
--------------------------------
Celal Bozan - Lala Ekmek ve Unlu Mamuller Gıda Ltd.: “Yalnızca iki tüccar var”
“Bu gün itibarı ile her sektörde olduğu gibi, devletin yetersiz teması ve desteğinden kaynaklı sorunlar yaşıyoruz. Kendi sektörümüzle ilgili en ciddi sorun, istikrar olmaması ve ülkede hammadde yetişmemesine bağlı olarak, yurtdışından ithal edilmesidir. Bu konuda en önemli sıkıntımız ise ithalatçı firmaların yalnızca iki tüccardan oluşmasıdır. Bu arkadaşlar ise kimi zaman Çin’den, kimi zaman Brezilya’dan; kısacası dünyanın çeşitli yerlerinden, çeşitli kalitelerde buğday ithal ediyorlar. İthal edilen buğdaylarda maliyetin düşürülmesi adına ise genellikle düşük kaliteli buğday ithal edilmesi ve konunun tekelde olması sebebi ile üreticiler, halka düşük kaliteli unlu mamuller sunmak zorunda kalıyor. Ülkede yerli üretimin olmaması göze alınarak; ithalat konusunun tekrar ele alınması gerekmektedir. İkinci bir nokta ise bu gün; Türkiye’den su getirilmesi konusundur. Getirilecek olan suyun, iyi hesaplanarak dağıtılması halinde, ülkede de buğday üretiminin kalkındırılabileceği unutulmamalıdır. Öte yandan devletin de bizlere bazı desteklerde bulunması gereklidir. Bizler, unlu mamuller sektörü olarak, gece çalışan bir sektörüz. Devletimizin, dünyanın da birçok yerinde uygulandığı üzere, elektrik tüketimi konusunda, gece tarifesi gibi bir uygulamaya gitmesi gereklidir. Ayrıca temel tüketim ürünü olan ekmeğin KDV oranlarını sıfıra çekmeleri de, önemli olan diğer hususlar arasındadır. Bir diğer sıkıntı ise marketlerin her sektöre el atması konusudur. Bu gün bütün büyük marketlerin, kendi fırınlarına sahip olması; hem biz fırıncıların, hem de devletin ciddi zarar etmesine sebep olmaktadır.”