Hanedan zihniyetinin baş mimarı Derviş Eroğlu baktı gördü ki, seçim elden gidiyor. Belki 0.005 point pirim yaparım düşüncesiyle, TFF başkanı Demirören’i arabulucularla medazori Saray’a çağırıp, KTFF başkanı Sertoğlu ile bir araya getirdi. Sözde “BAL” ligine giden oyuncuların problemini çözecekmiş. Halbuki, Kıbrıs Türk futbolunda o kadar Eroğlu’laşmış problem var ki, BAL ligi bu problemler karşısında minnacık kalır.
Seçim yatırımlı senaryonun haberini önceden almıştım. Bu yüzden Futbol Federasyonu yeni mekanına hayatımda ilk kez geçen Cuma gidip Hasan Sertoğlu’nu ziyaret ettim. Cumartesi de yorum yazdım. Ne demişim yorumumda; “Dünyada uluslararası hukuk denilen bir gerçek var. Biz de bu hukuğun dışındayız. Bu yüzden TFF, KTFF ile protokol imzalamaz. Bırakın protokolü, görüşme talebimize olumlu bakmaz. Baksa bile, siyasilerin baskısı ile randevu, o da 30 dakika görüşür ve baştan salar. Geçmişte hep böyle oldu. Bundan sonra da aynisi olur”.
Devamında ne demişim; “Sertoğlu ve Demirören’in imzası olmayan hiç bir protokolun Kıbrıs Türk Futbolu için geçerliliği yoktur. Kendi kendimizi kandırmaya, hayal aleminde koşmaya, macera aramaya gerek yok. Yıllardır kandırıldık. Yine kandırılırız! Uluslararası hukuk buna izin vermez. Türkiye Futbol Federasyonu bu hukuğun dışına çıkamaz. Çıksaydı, 1983 sonra ispatlardı”.
Uluslararası hukuk dediğimiz ne? FIFA kuralları... Demirören ne dedi? FIFA kuralları çerçevesinde çözüm. Karpaz’daki eşşek bile Demirören’in verdiği mesajı aldı. Hala almayan varsa bilemiyorum!
Demirören’in adaya gelişi Eroğlu’nun siyasi şovudur ve fos çıkmıştır. Eroğlu Kıbrıs Türk futbolunu düşünmüş olsaydı, KTFF’nun KOP görüşmelerinde Hasan Sertoğlu ve ekibine destek verirdi. Ancak Eroğlu destek yerine köstek olmayı, Kıbrıs Türk gençliğinin kendi sınırları içerisinde erimesini, köle olup, el öperek futbol yaşantılarına devam etmesini arzulamıştır.
Eroğlu, seçim yatırımında Hasan Sertoğlu’nu kendi senaryosunun bir parçası yaptı. Serdar Denktaş’ı kullanıldığı gibi Sertoğlu’nu da kullandı. Futbol ailesinin diğer bireyleri de senaryonun ikinci parçası oldu.
Eroğlu’nun vermeye çalıştığı mesaj çok net. “Beş yıllık Cumhurbaşkanlığım döneminde futbolla ilgilenemedim. KOP’la yakınlaşmaya karşı çıktım. Hala çıkıyorum. FIFA kuralları beni ilgilendirmez. KKTC kuralları en büyük değerdir. Bu yüzden federasyonlar kukla görevine devam etmeli”
TFF başkanı Demirören, Saray’da yapılan siyasi şov sonrası herkesin bildiği gerçeği söyleyerek FIFA kurallarının dışına çıkılmayacağını açıkladı. Yani nezaketen, Eroğlu’na mesaj verdi. “Anavatan-yavru vatan bir kenara, sen FIFA’ya inanmamaya devam et. Ama bizlerin dünyaya karşı bir sorumluluğumuz var” dedi.
FIFA kelimesini toplumda futbolla ilgilenen her birey biliyor. FIFA, Lefkoşa’daki hanedan zihniyetine benzemez. Yaz ayında bin bir güçlükle FIFA’ya ulaşılırken, futbolun siyasetten arınacağı garantisini vermiştik. Sertoğlu, Kıbrıs Türk futbolunu siyasete bulaştırmakla yanlış yaptı. Kıbrıs Türk futbolu Derviş Eroğlu ve Serdar Denktaş’ın oyuncağı olamaz. Sertoğlu’nun uluslararası alanda yakaladığı ivme ile, Saray’daki sessizliği, misafir koltuğundaki oturuşu ve “mahsum” rolü KTFF başkanına yakışmadı. Doğru yolun FIFA nezninde KOP olduğunu kendisi bizden daha iyi biliyor. Türkiye’de Beşiktaş’ı batıran, Türk futbolunu ayaklar altına alan, siyasi darbe sonucu sırf gazeteleri var diye TFF’nin başına getirtilen bir şahsiyetle Kıbrıs Türk futboluna çare Saray’da, hele hele Derviş Eroğlu ve Serdar Denktaş’ın önünde hiç bulunmaz. Futbol sorunlarının çözüleceği yer federasyonlardır. Saraylar HANEDANLAR içindir. Hanedanlar da toplumun geleceğinden çok, bireyleri kullanıp kendi gelecekleri ile ilgilenir.