Yıl başından beri yaşanan %30 oranında bir devalüasyon vardır...
Malı satın alan tüccar veya çiftçi veya üretici borcunu ödeyebilmesi için, maliyet üzerine %50 koyup mu satacak ?
Satmazsa nasıl borç ödeyecek?
Ödeyemez...
Peki ya halk?
Halkın halini hiç konuşmayalım...!
Bu süreç zarfında ise, bankaların kârlarının devam etmesi akıl kârı mı?
Ekonomiden bankalar sistemine giren paralar, bankalar tarafından yatırımda kullanılmıyor...
Öyle bir sektör düşünün ki, kârları bütün sektörlerden yüksek ...
Hesapsız ve kitapsız bir borç verme müessesesi ...
12 milyarlık Merkez Bankası sermayesinin 9 milyarı borç !
KKTC ağır bir borç yükünün altına girerken, işletmeler birer birer kapanıyor ...
Hangi banka yatırımcı kuruluşlara %50 ortak ?
BORÇLAR GİDEREK ARTIYOR
Ekonomi yönetmeliği için birinci önceliğin kamu borçlarının çevrilebilmesi olduğunu biliyoruz; doğrudur...
Ama daha verimli bir Borca Dayalı Bankacılık formülü çoktur; olabilir...
Bu formülleri düşünmek bizim işimiz değildir...
Örneğin, özel sektör yatırımlarının devam ettirilebilmesi de, sadece devlete düşen bir vazife değildir...
Bu, daha çok bankacılarımıza düşen bir vazifedir...
Ancak maalesef bankacılar bu konuda görevlerini yapmıyorlar...
Altından kalkılmaz bir borç yükünün altına girilmiştir ülkemizde!
Hatta bu borç azalmayacak; aksine, bu sistem değişmediği sürece de anormal şekilde artacak ...
LİKIIDİTE MEKANİZMASI
Sonuçta devletin borçları sadece devleti alâkadar eder...
Burada asıl önemli olan, binden fazla işletmenin kapatılması işidir...
Düşünülmesi gereken konu, ülkemizde küçülen bir ekonomi modeli söz konusu iken, bankalar nasıl kâr ediyorlar?!
Ve işletmelere ilâç olabilecek olan,
Hani likid mekanizmasının hayata geçirilmesi?!