Hangi vekiller bu işin içinde?

Kanal SİM’de yayınlanan, Mert Özdağ ile Ertuğrul Senova’nın sunduğu Haber Toplantısı programına konuşan HP Genel Başkanı Kudret Özersay, sahte diploma soruşturması ile ilgili çarpıcı iddiaları gündeme taşıdı.

YENİDÜZEN ve Kanal SİM ekranlarında yayınlanan, Mert Özdağ ile Ertuğrul Senova’nın sunduğu Haber Toplantısı programına konuşan HP Genel Başkanı Kudret Özersay, sahte diploma soruşturması kapsamında 1 yıldır ‘hükümsüz tutuklu’ olarak cezaevinde bulunan KSTÜ’nün küçük ortağı Serdal Gündüz’ün “bu işin içinde rüşvet ve UBP’li vekiller var” iddiasına dikkat çekerek, bazı UBP’li vekillerin üniversiteyle sahte diploma alanlar arasında köprü görevi gördüğünü söyledi.

Özersay, soruşturmanın sadece ‘sahte diploma aldığı iddiasıyla’ hakkında soruşturma başlatılan UBP’li vekil Emrah Yeşilırmak ile sınırlandırılmaması gerektiğini vurgulayarak, “Bu sahtekârlık çetesinin bütünü çökertilmeli” dedi.

 

YENİDÜZEN VE GÜNDÜZ’E “RET”

“Kudret Özersay ile görüşmek istiyorum, anlatmak istiyorum” diyen Serdal Gündüz’ün, Özersay ile görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe sunduğu ve bu dilekçenin ‘idare tarafından’ reddedildiği ortaya çıktı.

Öte yandan YENİDÜZEN ise, Gündüz ile röportaj yapmak üzere geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı’na yazılı dilekçe sundu, bu talep ‘sözlü’ şekilde reddedildi.

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) devam eden “sahte diploma” ve “usulsüzlük” soruşturması kapsamında 1 yılı aşkın süredir Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunan üniversitenin küçük ortağı Serdal Gündüz’ün, mahkeme salonu önünde sarf ettiği; “bu işin içinde rüşvet var, UBP’li vekiller var” ifadelerinin yankıları sürüyor…

Son olarak mahkeme salonu önünde çeşitli iddialar ortaya atan ve “Kudret Özersay ile görüşmek istiyorum, anlatmak istiyorum” diyen Gündüz’ün, Özersay ile görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe sunduğu ve bu dilekçenin reddedildiği ortaya çıktı.

Öte yandan YENİDÜZEN ise, Gündüz ile röportaj yapmak üzere geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanlığı’na yazılı dilekçe sundu, bu talep ‘sözlü’ şekilde reddedildi.

Söz konusu gelişme üzerine YENİDÜZEN’in ulaştığı Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan ise “İçişleri Bakanlığı’nın, YENİDÜZEN’e, Serdal Gündüz ile röportaj yapmasına izin vereceğini mi sanıyordunuz? Bu siyasi bir konu. İçişleri Bakanlığı verse, ben izin vermem” yanıtını verdi.

Yaşananlar üzerine kişisel sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Gündüz’ün kendisi ile görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na yazdığı dilekçenin neden reddedildiğini sorguladı, “Bu gelişmeler soru işaretlerini artırmaktadır. Kişinin kendi talebiyle görüşmeyi istemesine ve yasal bir engel olmamasına rağmen idare bizimle görüşmesini neden uygun bulmadı?” sorusunu sordu.

Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamanın ardından, Kanal SİM ve YENİDÜZEN’de yayınlanan, gazeteciler Mert Özdağ ve Ertuğrul Senova’nın sunduğu ‘Haber Toplantısı’ programına telefonla bağlanan Özersay, kendi sorduğu sorunun yanıtını şu şekilde verdi:

“Yüzde 100 emin olduğum bir konu var; sahte diploma alanlarla üniversite arasında köprü görevi gören farklı siyasetçiler var. Bunu sadece ben söylemiyorum, sanık konumundaki şahıs da (Serdal Gündüz) söylüyor.”

 

NELER YAŞANDI?

Gündüz ne demişti?

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde (KSTÜ) devam eden “sahte diploma” ve “usulsüzlük” soruşturması kapsamında 1 yılı aşkın süredir Merkezi Cezaevi’nde hükümsüz tutuklu olarak bulunan üniversitenin küçük ortağı Serdal Gündüz’ün, mahkeme salonu önünde sarf ettiği; “bu işin içinde rüşvet var, UBP’li vekiller var” ifadeleri üzerine YENİDÜZEN, Gündüz ile röportaj için önceki hafta girişim başlattı.

Gündüz, mahkeme salonu önünde yaptığı açıklamada, 1 yıldır hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunmasının ‘kendine göre’ nedenlerini şöyle anlatmıştı:

“Mesele neden ilerlemiyor biliyor musunuz? İşin sonu UBP vekillerine dayandığı için ilerlemiyor Ortada alınan rüşvetler var. Hiçbiri ortada yok. Sadece sahte diplomayı söylüyorlar. Sahte diplomaların hiçbirinde benim imzam yok. Ama bir yıldır cezaevindeyim. Çünkü bir tane günah keçisine ihtiyaç var. O günah keçisi de ben oldum. Nerede her hafta üniversiteden ayrılmayan sayın vekiller? Her hafta üniversitede kalıp, pazar günü sabah kahvaltısı yapan, cuma günü akşam yemeği yiyen, yukarıda Kemal Dürüst ile alkol içip sarhoş olan vekiller nerede? Niye hiçbiri ortalarda yok? Üniversiteye Hamitköy’de büyük bir arsa verildi, dönemin bakanı üniversiteden rüşvet aldı. “Ben adil bir şekilde yargılanmak istiyorum. Herkes dışarıda teminatla gezerken ben cezaevindeyim. Niye? Çünkü benim konuşmamı istemiyorlar. Çünkü ben konuşursam taşlar yerinden oynayacak. Bunlar bunun farkındalar. Ya cezaevinde beni öldürecekler ya da yolda gidip gelirken polis aracında öldürecekler.”

 

“İçişleri Bakanlığı’nın, YENİDÜZEN’e, Serdal Gündüz ile röportaj yapmasına izin vereceğini mi sanıyordunuz?”

Gündüz’ün bu söylemleri üzerine YENİDÜZEN’in başlattığı röportaj girişimine, 1 haftanın sonunda ‘sözlü’ yanıt geldi.

İçişleri Bakanlığı yetkilisi, ‘Bakan Dursun Oğuz’un röportaja izin vermediğini, çünkü bu talebin Serdal Gündüz’den gelmesi gerektiğini söyleyerek, Gündüz’e ulaşılması yönünde öneri sundu.

Bunun üzerine YENİDÜZEN, Merkezi Cezaevi Müdürü Fatih Erdoğan’ı aradı, Gündüz’e röportaj talebinin iletilmesini talep etti.

Erdoğan ise, “İçişleri Bakanlığı’nın, YENİDÜZEN’e, Serdal Gündüz ile röportaj yapmasına izin vereceğini mi sanıyordunuz? Bu siyasi bir konu. İçişleri Bakanlığı verse, ben izin vermem” yanıtını verdi.

 

Özersay: “Gündüz’ün dilekçesi ‘idare’ tarafından reddedildi”

Tüm bu gelişmeler üzerine, Halkın Partisi Genel Başkanı Kuderet Özersay, Gündüz’ün kendisi ile görüşmek için İçişleri Bakanlığı’na dilekçe sunduğunu ancak bu talebin ‘idare’ tarafından reddedildiğini açıkladı.

Özersay, yaşananlar üzerine, “Bu gelişmeler soru işaretlerini artırmaktadır. Kişinin kendi talebiyle görüşmeyi istemesine ve yasal bir engel olmamasına rağmen idare bizimle görüşmesini neden uygun bulmadı?” sorusunu sordu.

Özersay, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Sahte diploma sürecinde sanık konumunda olan kişinin basına açıklama yaparak bizimle görüşmek istemesi ertesinde bizimle yasalarımız çerçevesinde görüşmeyi talep etmesi durumunda kendisiyle görüşebileceğimizi açıklamıştık. Şimdi öğrendiğimize göre bahse konu kişi bizimle cezaevinde görüşmek için yazılı dilekçe vermiş ancak talebi idare tarafından (İçişleri Bakanlığı mı yoksa Cezaevi Müdürlüğü mü bilmiyorum) reddedilmiş. Bahse konu sanık bu gelişme üzerine cezaevinde görüşme talebinden vazgeçmiş. Bu gelişmeler soru işaretlerini artırmaktadır. Kişinin kendi talebiyle görüşmeyi istemesine ve yasal bir engel olmamasına rağmen İDARE bizimle görüşmesini neden uygun bulmadı? Birileri bir şeyler bilinmesin ve duyulmasın mı istiyor? Bahse konu kişi görüşme talebini sonradan neden geri çekti ve duruşma gününü beklemeyi tercih etti? Kim kiminle neyin pazarlığında bilmiyoruz ancak sahte diploma olayında sadece tutuklu olanların ve kendisine dava okunanların değil dışarıda serbestçe dolaşan başka isimlerin de bağlantısı olduğundan adımız gibi eminiz. Bunun gizli kalmaması için de uğraşmaya devam edeceğiz!”

 

“Sanık konumundaki şahıs, hükümette bulunan UBP’nin birden fazla vekilinin bu işle bağlantısı olduğunu söylüyor”

Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamanın ardından, Kanal SİM ve YENİDÜZEN’de yayınlanan, gazeteciler Mert Özdağ ve Ertuğrul Senova’nın sunduğu ‘Haber Toplantısı’ programına telefonla bağlanan Özersay,  “Açıklama yapan kişi hayatının tehlike altında olduğunu söylüyor. Pek çok UBP’li vekile işaret ederek olayla bağlantılı olduklarını söylüyor. İddialarını izahat etmek istediğini söylüyor. Biz bu iddiaların doğru olduğunu kabul etmiyoruz ama ortada bir iddia varsa, bunun ciddiye alınması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

Özersay, “Sanık konumundaki şahıs, hükümette bulunan UBP’nin birden fazla vekilinin bu işle bağlantısı olduğunu söylüyor. Çoğul ifade kullanıyor. Sadece, sahte diploma aldığı iddiasıyla hakkında soruşturma bulunan UBP’li vekili değil; başka vekillerin de bu işle bağlantısı olduğuna dikkat çekiyor. Bunu açıkça söylüyor” şeklinde konuştu.

 

“Çarkın parçası olan başka siyasi isimler var”

“Yüzde 100 emin olduğum bir konu var; sahte diploma alanların büyük bir kısmıyla ilgili polis soruşturmaları yargı aşamasına kadar geldi. Ancak bu ilişkilere giren, ‘gel sana da diploma hazırlatıp verelim’ diyen başka siyasiler de var. Bu isimlere belli ki henüz dava okunmadı. Ama üniversite ile sahte diploma alanlar arasında esas bağlantıyı kuran, pazarlığı yapan onlardı. Hatta belki de sanık olan bu şahsa ‘diploma hazırlaması’ yönünde talimat veriliyordu. Burada bildiğimiz net bir şey var; bu çarkın parçası olan başka siyasi isimler de var. Muhtemelen onlarla devam eden bir diyalog var ve saklamaya çalışıyorlar. Bunu sadece ben söylemiyorum, sanık olan kişi de söylüyor. Ortada çok daha büyük bir düzenek var. Ve bu düzenek, bir paçasından yakalanmış durumda. Eğer süreç bir kişiye indirgenirse bu fırsat yitirilecek. Bu sahtekârlık çetesinin bütünü çökertilmeli. Burada sadece UBP Milletvekillerinden mi bahsediyoruz? Hayır. Siyasiler tarafından atanan üst düzey kamu görevlilerinden de söz ediyoruz”

Özel Haber Haberleri