Geçtiğimiz Salı günü (30 Mart 2021) Kayıplar Komitesi yetkilileriyle iki okurumuzu buluşturarak, çeşitli olası gömü yerleriyle ilgili birlikte çalışma yaptık, okurlarımız Kayıplar Komitesi yetkilileriyle ve bizimle bildiklerini paylaştılar ve kendilerine ek bilgiler sağladılar.
15 Mart 2021, 21 Kasım 2017 ve 2009 yıllarında bu sayfalarda yayımlanmış, Lefkoşa’daki hapishane arkasından başlayarak Dikomo yöresine kadar uzanan askeri bölge içerisindeki bazı olası gömü yerleriyle ilgili olarak Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Antropolog Okan Oktay, Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi Leonidas Pandelidis ve Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üyesi’nin Danışmanı Nikos Theodosiu’nun sorularını yanıtlayan iki okurumuz, kendilerine çok ayrıntılı bilgiler verdiler.
Sözkonusu okurlarımızdan bir tanesiyle birlikte aynı gün ilerleyen saatlerde sözkonusu bölgeleri ziyaret ettik ve askeri bölgelere girmeksizin, askeri bölgeler dışından bu arazileri uzaktan inceledik, konuyla ilgili olarak okurumuzun verdiği izahatları dinledik. Kayıplar Komitesi’nin ve bizim bu bölgeyle ilgili araştırmalarımıza ışık tutmak üzere yaptığımız bu araştırma ziyaretlerinde öğrendiğimiz kadarıyla, Elektrik Kurumu’nun şu an hapishane yanındaki trafosunun bulunduğu bölgede bir zamanlar Lefkoşa Kıbrıslıtürk Belediyesi’nin hayvan kesimi ardından atıkları attığı bazı kuyular bulunmaktaymış. Trafo bu kuyuların bulunduğu yere inşa edilmiş... Bu konuda belki de Kayıplar Komitesi’nin havadan çekilmiş 1974 öncesi fotoğrafları incelemesi ve bu alanda geçmişte hangi kuyuların bulunduğu hakkında araştırma yapması gerekiyor.
Bu kuyuların önemi şuradan geliyor: 1974’te Lefkoşa Belediyesi’ne ait yandan açılan o dönemin çöp araçlarıyla, 20 Temmuz 1974’te öldürülmüş olan bazı Kıbrıslırumlar’ın ölü bedenleri toplanmış ve bu bölgeye getirilerek, kimi söylentilere göre, belediyenin hayvan atıklarını attığı kuyulara atılmışlar... O nedenle mezbahaya ait bu kuyuları bulmak için Kayıplar Komitesi’ne elbirliğiyle yardımcı olmamız gerekiyor.
Okurumuz, bu kuyuların trafonun olduğu yerde olduğunu söylüyor. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımı isimli veya isimsiz olarak beni 0542 853 8436 numaralı telefonumdan aramaya davet ediyorum. Dileyen okurlarımız da 181 ihbar hattından Kayıplar Komitesi’ni arayabilirler...
Bu konuda Lefkoşa Belediyesi’nin de Kayıplar Komitesi yetkililerine yardım etmesi gerektiğine inanıyoruz – o dönem belediyede kimler çalışmaktaydı, çöp arabalarını kimler kullanmaktaydı, belediyenin mezbahası veya mezbahaları neredeydi ve atıklar hangi kuyulara atılmaktaydı? Bu tür bilgiler, Kayıplar Komitesi’nin işini kolaylaştıracaktır... Belediyenin bizzat bir kurum olarak kendisinin elinde bu tür bilgiler bulunmalıdır – ayrıca geçmişte belediyede çalışmış olanlar da bu konularda yardımcı olabilirler diye düşünüyorum... Bazıları hayatta olmasa dahi, bazıları eminim hayattadır ve birşeyler hatırlıyorlardır...
Hapishane arkasının önemi şuradan kaynaklanıyor: Bu bölgeye tek bir kez değil, çeşitli defalar gömü yapıldığı yönünde tanıklıklar vardır ve şu ana kadar bu bölgede yürütülmüş olan kazılarda ancak 36 “kayıp” şahıstan geride kalanlara ulaşılmış bulunuyor. Oysa bu bölgede en az yüz “kayıp” şahsın daha gömülmüş olduğu tahmin ediliyor...
Uzaktan görebildiğimiz kadarıyla bu “kayıplar”ın bir bölümü, trafonun az ilerisinde bulunan askeri bir atış alanında bulunmuş... Bir diğer bölümü de atış alanının az ilerisinde bulunmuş... Bir grup 20, diğer grup ise 16 “kayıp” şahıstan oluşuyordu bu toplu gömüler ve aralarında askerler de, siviller de vardı fakat aralarında hiç kadın yoktu. Oysa görgü tanıklarının ifadelerinden çıkarabildiğimiz kadarıyla, özellikle Kaymaklı “By-pass”ının bir askeri bölgeyle sonuçlandığı noktada, sola dönüldüğü zaman sağdaki evlerde bazı yaşlı ve yatalak kadınların bazı Kıbrıslıtürk mücahitler tarafından vurularak öldürüldüğü ve bunların da sözkonusu çöp arabalarıyla gömülmek üzere bu bölgelere getirildiği yönünde bilgiler bulunuyor.
Kaymaklı’da FAB Ltd.’in bulunduğu baypass yolu üzerinden ve civardaki evlerden birinci hareket sonrasında cesetleri toplayan bir Kıbrıslıtürk’ün ifadelerini çok ayrıntılı biçimde bu sayfalarda bir değil, birkaç kez yayımlamıştık...
Hapishane arkasından Dikomo’ya kadar uzanan bölge içerisine gerek birinci harekat sonrası, gerekse ikinci harekat sonrası birkaç kez gömü yapılmış olduğu yönündeki tüm bilgileri araştırmak üzere buradayız...
Okurumuzla birlikte, yine bizzat kendisinin bundan dört yıl önce 10 Ekim 2017’de bize ve o dönemin Kayıplar Komitesi yetkilileri olan Murat Soysal ve Ksenofon Kallis’e göstermiş olduğu bazı kuşkulu olası gömü yerlerine tekrar bakmaya gidiyoruz çünkü bu yerler de henüz kazılmamış, herhangi bir kazı listesine konmamış ve gerek Murat Soysal, gerekse Ksenofon Kallis (Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum Üye Asistanları) görevden ayrılmış oldukları için, göreve yeni gelen Kayıplar Komitesi yetkililerine de bu olası gömü yeri olabilecek alanları göstermek istiyoruz.
Okurumuz bize şu an YDÜ karşısındaki askeri kışlanın girişinin, 1974 öncesinde Lefkoşa ve civar köylerden çöplerin döküldüğü çöplük alanına aynı giriş olduğu yönünde bilgi veriyor... O dönem çöpler “Koçero tepeleri” denen bu mıntıkada bazı notkalara dökülmekteymiş... 1974’te savaştan sonra da, birinci ve ikinci harekat arasında da bu çöp bölgesine bazı cesetlerin taşındığı, çöp alanlarına gömülmüş oldukları yönünde bazı söylentiler bulunuyor.
Normal, doğal tepelerin yanısıra birkaç tane de yapay olarak yükseltilmiş ve sonradan Annan Planı döneminde tellenerek askeri bölge içerisine alınmış olan tepecik bulunuyor ve okurumuz bu tepeciklere dikkat çekmek istemişti 2017’de... Şimdi de aynı noktaya dikkat çekmek istiyor ve Kayıplar Komitesi’nin bu tepecikleri araştırmasını istiyor – okurumuz, bu alana bazı “kayıp” şahısların gömülmüş olabileceği yönünde çeşitli kuşkularını ifade ediyor.
Ardından YDÜ yakınında bulunan Su İşleri Dairesi’ne ait deponun bulunduğu bölgeye gidiyoruz... Bu deponun bulunduğu alanın yanı da 1974 öncesi Kıbrıslıtürkler’e ait çöplükmüş...
Okurumuz bize 1974’e kadar Kıbrıslıtürk mevzilerinin en ileri noktasını gösteriyor ve aynı şekilde 1974’e kadar Kıbrıslırum mevzilerinin Kıbrıslıtürk bölgesine en yakın hangi noktada olduğunu da gösteriyor...
Tabiat uyanmış, altıntoplar açmış, annemin çok sevdiği minik mavi-mor unutma beni çiçecikleri topraktan başlarını kaldırmış, ateşi pembe arpa çiçekleri, sapsarı papatyalar, yemyeşil tarlalar bizlere merhaba diyor...
Bir zamanlar Kıbrıslırum mevzisinin bulunduğu noktadan Beşparmaklar’a ve Dikomo’ya doğru baktığınızda manzara nefes kesiyor – burada her şey açıklık ve pırıl pırıl bir güneş, bulutsuz gökyüzü, ufak bir esinti bize hayatta olduğumuzu, bu doğanın parçası olduğumuzu hatırlatıyor...
Okurlarımızın çok değerli katkıları nedeniyle kendilerine sonsuz teşekkürler diyoruz... Kayıplar Komitesi’nin yetkililerine de bu alanlarda araştırmalarını derinleştirerek yeni bilgilere ulaşmak üzere okurlarımızla işbirliği içerisinde gösterdikleri çabalardan ötürü çok teşekkür ediyoruz...
Konuyla ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımı isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı telefonumdan bana ulaşmaya çağırıyorum... Bana ayrıca Facebook, Messenger ve Viber’dan da ulaşabilirsiniz... Kayıplar Komitesi’ne ulaşmak isteyen okurlarım ise 181 ihbar hattını arayarak yetkililere bilgi verebilirler...
Elbirliğiyle çalışırsak, karanlıkta kalmış noktaları aydınlığa çıkarabilir, hala “kayıp” sevdikleri hakkında en ufak bir bilgi kırıntısı bekleyen ızdırap içerisindeki ailelerin bir nebzecik de olsa rahat nefes alabilmelerini sağlayabiliriz... Belki sevdiklerini geri veremeyiz kendilerine ama onlardan geride kalanların bulunup düzgün biçimde defnedilmelerini sağlayabiliriz elbirliğiyle... Böylece bu topraklarda yaşayan insanlar olarak, ister Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsun, tüm “kayıplar”ımızın gömü yerlerinin bulunmasına insani birer katkı yapmış oluruz...
PAZARTESİ DEVAM EDECEK