Bu bir ‘siyasi kültür.’
Doğrusu ‘rezil’ bir kültür...
Ve bu kültürün yaratılmasında payı olanlar, şimdi kendileri ağlıyor.
Tıpkı, bugün gülenlerin, gün gele ağlayacakları gibi...
***
Meğerse cuma günü “sosyal yardım” çekleri dağıtılmış, Maliye’de...
‘Cuma’nın mübarek gün olduğundan falan değil...
Son gün ayıbı...
Demek ki, bütçe döneminde Başbakan’ın “örtülü ödeneği” boşuna artırılmamış...
Sosyal yardım dedikleri bu işte...
***
Peki ama ne yapıyor SAYIŞTAY...
Tüm diğer ‘denetim’ organları ne yapıyor...
Şimdi Meclis’te “soruşturma önergesi” verilir mi, son gün kimlere “sosyal yardım” ödemesi yapılmış?!
Neymiş bu insanların ihtiyacı ?!
İstismar var mı?!
***
“Delege sistemi rezil bir sistem” dedim, deneyimli bir siyasetçi büyüğüme...
“Üye olsa ne fark eder” dedi, “eğer kültür buysa...”
Haklı...
Önemli olan kültür...
Eğer ortada bir “duruş” yoksa...
Ve değerler, ilkeler bütünü...
“Bireysel çıkarlar” üzerine bir dağıtım düzeni, iğrenç bir “faydacı” anlayış varsa...
Yani kültür değişmezse...
İstediğiniz kadar sistemi, tüzükleri, yasaları değiştiriniz, ne fark edecek ki!..
***
Bırakınız “başkanlık” seçimini, ocak kongrelerinde dahi “kavgalar” yaşanıyor.
Ve demokrasi kültüründeki hastalıktan, her kesim, kendi payına düşeni alıyor az ya da çok...
***
Elbette ‘turuncu’ ayıpla kıyası olmaz, olamaz hiç birinin...
Şöyle bir hayal ediniz mesela..
Örneğin, CTP Kurultayı’nda, bir aday lehine Türkiye’den bakanlar gelse ve telkinde bulunsaydı...
O adayın, ne şansı olurdu ki?..
Ya da ‘kurultay’ istihdamları yapsa, ‘sosyal yardım’ çekleri dağıtsa....
Öylesine “ayıplanırdı” ki, ilgili başkan adayı pişman olurdu adaylığına...
Bu bir kültür farkı...
Ama yine de...
Bu ‘hastalıklı’ yapı kurutulmazsa...
Herkes alacaktır payını, az ya da çok...
Ve ‘ektiğini biçer’ herkes, günün sonunda...