Geçen yazımda Anastasiadis’in bir devi uyandırdığını yazmıştım.
Gerçekten de öyle oldu.
Lokmacı’daki eylemde güneyin polisi orantısız güç kullandı, cop kullandı, biber gazı kullandı ama coplar, biber gazları uyanan öfkenin daha da büyümesine neden oluyor…
Barış arayışlarında, meydanlarda hep bu taraflardan haberler, olaylar duyduk ve yazdık yakın zamanlara kadar ama bundan sonra anlaşılıyor ki güneyden de katkı geliyor…
Haksızlık etmek istemem Kıbrıs’ın güneyindeki barışseverlere ancak Annan Planı dönemi ve Kıbrıs’ta çözüm arayışları çerçevesinde büyük kalabalıklar, barış arayışında güçlü baskılar görmemiş, hissetmemiştik…
Daha çok ufak çapta eylemler, söylemler geldi gündeme Kıbrıs’ın güneyinden…
Şimdi de Lokmacı özelinde görülebilir Kıbrıslı Rum barışseverlerin barikatları yıkışları ama getirdiği ses büyüktür, yankısı geniştir.
Kıbrıs’ın güneyinden kaynaklı bugüne uzatılan dört barikatın kapalı kalması durumunu protesto eden Kıbrıslılar Lokmacı’nın iki tarafında toplandılar…
Barikatlar yine zorlandı, bu kez polis daha hazırlıklıydı…
Coplarla, biber gazlarıyla gelmişlerdi.
Bu orantısız güç kullanımından Kıbrıslılar etkilendi, barışseverlerin yanında görevlerini yapmak için orada bulunan gazeteciler de olumsuz etkilendi.
Polis dağıttı sanabilir, Anastasiadis eylemi önledi gibi görebilir belki ama yanıldıkları iki taraftan birleşen ellerin çoğalmasından belli oluyor…
***
Kapıların kapanması zaten hataydı, anlamsızdı…
Kapılar bir haftalığına kapatılmıştı, yani geçtiğimiz Cumartesi günü açılması lazımdı ancak iki gün daha uzattılar, Pazartesi’ne yani bugüne kadar kapalı kalacak… Tabii bugün yine başka uzatma kararı almazlarsa!.. Gerekçe koronavirüs olarak sunulmuştu bu kararı alırlarken… Hatta hükümet üyeleri arasında ‘gereksiz’ diyenler de olmuş ama Anastasiadis tek başına bu kararı almış gibiydi…
Diyelim kapılar bugün açıldı!.. Koronavirüs tehlikesi bugünden sonra geçiyor mu ki, kapılar bugün açılacak? Açılmasın diye söylemiyorum tabii ama bugün kapılar açılacaksa koronavirüs tehlikesi geçti demektir! “Diğer açık kalan kapılarda önlemler yoğunlaştırıldı, daha iyi sağlık hizmeti vermek için bazı kapıların kapatılması gerekliydi” gibi de düşünülebilir ancak Kermiya’dan geçtim, geldim bir-iki gün önce… Ben hiçbir önleme rastlamadım.
Daha önce nasılsaydı aynı şekilde geçtim, döndüm.
Kaldı ki Kıbrıs Sağlık Bakanı bir açıklama daha yapmıştı yine birkaç gün önce ve kapıların kapanmasının nedeni olarak kapılarda görevlendirilecek hemşire ve polis eksikliğini göstermişti. Hani kapatma gerekçesi koronavirüs’tü! peki… Yani o taraftaki hükümetin de bu taraftaki hükümetten aşağı kalır yanı yok!
Onlar böyle devam ettikçe, iki toplumu olumsuz etkileyen kararlar siyasi anlamda bazı yerlere mesajlar vermek veya bu tarafa kısmi anlamda akan ekonomiyi (kumarhane, akaryakıt vb) önlemek için alınıyorsa bu kararlarının hata olduğunu anlamak uzun zaman almayacaktır.
Yol ne zaman?
Alsancak-Lapta yolunun genişletme çalışmaları n’oldu? Bugünlerde çalışma başlayacak denildi ama henüz bir girişim yok. Aslında daha önce başlayacaktı, Maliye Bakanlığı yol çalışması için bütçe de ayırmıştı ama ‘ha şimdi, ha başladı, ha başlayacak’ diye diye zaten sıkışık olan trafik şimdi yaz yaklaşırken daha da sıkışmaya başladı. Trafik sıkışıklığının okulların açılmasıyla ilgili olduğu söyleniyor ama o zaman yaz aylarında kapalı olan okullar nedeniyle trafiğin de rahatlaması beklenir. Yaz aylarında belki sabahleyin işin başlangıç saatlerinde belli bir rahatlık olabilir ama akşam iş çıkışında trafik duracak şekilde tıkanmaya başlar… Bu da esnafın, özel iş sahibi olanların yaz aylarında belli bir saate göre değil de güneşin batma durumuna göre işyerini kapamasından kaynaklanıyor… Kış aylarında güneş daha erken battığından sıkışan trafik daha erken açılabiliyor ama yaz aylarında akşamüzeri güneşin batmasını bekleyen özel sektör trafiğin geç saatlere kadar sıkışık kalmasına neden olabiliyor… Onun için de yol çalışmasının hemen başlaması gerekiyor… Başlaması, genişlemesi, aydınlatmanın yapılması, bölgenin karanlıktan kurtulması ve bölge halkının yıllardan sonra artık rahatlaması, kendini biraz ‘insan’ gibi hissetmesi zamanı gelmedi mi!
Not: Fotoğraf, sıkışıklıktan dolayı trafik durduğu için çekilebildi… Trafik yürürken çekim yapılmadı.
Birileri paylaşır, birileri kaçmak zorunda kalır…
Türkiye ile Rusya buluştular, Suriye’de kim nerede duracak, kim ne alacak anlaştılar, ateşkes ilan ettiler… Ölen niçin öldü, aileler bu acıyı neden yaşadı! Filler kavga etti, çimenler ezildi. Ülkesi paylaşılan ülke Suriye neredeydi peki bu anlaşmalar yapılırken? Tabii ki Rusya masada Suriye’yi de temsil ediyordu ama sonuçta ülkeleri üzerinde pazarlık eden başkaları yüzünden Suriyeliler de başka ülkelere göç etmek, denizlerde boğulmak zorunda kalıyorlardı…
Tatar’ın kapıları…
UBP de barışseverlerin yanında olma fırsatını buldu Anastasiadis’in kapı kapatma kararından istifade ederek… Kargalar beyaz olmadı ama UBP, barışseverlere karşı yapılan Rum polisinin coplu saldırısını ve biber gazı kullanımını protesto etti, zarar görenlere geçmiş olsun dileğinde bulundu. O kadar barışı savunur oldular ki kapıları kendilerinin açtığını bile! söyledi Tatar…
Okudum, unuttum, gördüm, hatırladım, yaptım, öğrendim.
Konfüçyüs