Hare Ergen
İyi Pazarlar Sevgili Okuyucularım,
Bahar mevsiminin tüm renkleri ve kokusu şu an bizi sarıp sarmalıyor.
Gelin hep birlikte şu an kim olduğumuzu, ne olduğumuzu unutalım,
Üzerimizde her ne varsa bir bir çıkaralım, ismimizi, yaşımızı, mesleğimizi,
Tıpkı kendi halinde köksüz bir şekilde var olan, ismini dahi hiç bilmediğimiz herhangi bir göldeki nilüfer olalım,
Gözlerimizde biriken, yüreğimizde oluşan hüzün ve kırılmışlıkları kader deyip içimizde tutmayıp, içinde bulunduğumuz yaşam nehrine atalım…
Sadece kendimize ait olalım,
İçimizdeki ışığı ve enerjiyi hissedelim,
Bazen Rabbimin bizleri her şeye rağmen neden sevdiğini düşündüğümde verdiğim cevabı, ışık bakan gözlerimle görüyor insanları sevimli, komik ve çocuksu buluyorum.
Çoğu zaman insanların telaşlı halleri sevimli ve masum geliyor ama dün ışık gören gözlerim geceye dönüktü…
Bu koşuşmalar, yürüyüşler çekilmez, yorucu ve kurşuni renk gibi geldi.
Anladım ki hayat kalp ritmi gibi bir şey işte…
Bendeki ve sizdeki gibi inişli çıkışlı, geceli gündüzlü…
Yaşamda bu dengesizlikler dengeyi kurma ve istikrarda tutma açısından belki de hep var olacak.
Her insanın içinde ışık ve karanlık var. Bu mücadele ışığın ve karanlığın mücadelesidir aslında.
Kimi zaman yorucu, kimi zaman coşkulu ve keyifli, kimi zaman ise maceralı…
İçimizdeki güzel ışığın üzerine, kimsenin küçük bir toz zerresi bile atmasına müsaade etmeyelim.
Olur ve bir gün içimizdeki ışığımız solarsa biz yine de kapalı kapılar ardından bir küçük yerden dahi içeriye sızan, minicik çırpınan ışığı, ışıkları görelim.
Bu bizim kendimize olan inancımız ve umudumuzdur.
Yaşadığımız yeri, bulunduğumuz evi temizlerken, gönül ve kalp evlerimizi de temizleyelim.
Enerjimizi çoğaltalım, coşturalım, büyütelim…
Kendi ışığımız ve inançlarımızla.
Hayatımız öğrendiklerimiz ve okuduklarımızla oluşuyor.
Her gün evden işe, işten eve giderken şükrediyorum.
İşimin ve yaşadığım yerin arası yaklaşık otuz dakika, şehir dışında.
Her mevsimin kendine göre döngülerini izlemişimdir gelip gidişlerimde…
Sabahın yeni doğan ışıklarını, renklerini izlerken bu güzellikleri görebildiğim için teşekkür etmişimdir.
Hayatımıza giren her insan, kesişen her yoldur.
Ne sen onu, ne de o insan seni değiştirebilir.
Aslına bakarsan üstat ben kimseyi değiştirmek istemiyorum...
Hayat bunlarla uğraşmayacak kadar kısa ve keyifli. Kimse kimse için tek yol değil, çıkmaz yol hele hiç değildir. Sağlıklı isen ve sevdiklerin yanındaysa şükret, unutma ki her an her şey olabilir; hayat sürprizlerle, mucizelerle tatlanıyor.
Yaşamakta olduğumuz keyifli ve kısa hayatımızı daha çok şekerle, daha çok sevdiğimiz her ne varsa tatlandıralım ve bu bizim için milat olsun...( bu arada "tatlandırmak" kelimesini sevdim )