Hayatın motoru insandır

Cenk Mutluyakalı



-Münih-
İnsan dünyanın neresine gitse yaşadığı yeri sırtında taşır.
Memleketi için hayaller kurar.
Yakınır, sızlanır, öykünür.
“Neden biz yapamıyoruz” der, “Niye biz başaramıyoruz.”
-Neyimiz eksik.”

*  *  *

Yine de umutsuz yine de hayalsiz yaşanmaz.

*  *  *

İkinci dünya savaşından hayal edemediğimiz büyük acılarla çıktılar.
Öyle ölçüsü, benzerliği, kıyası olmaz, herhangi bir terazide karşılıklı tartılmaz.
Elbette her toplum kendi acısını bilir, kendi ağrısını yaşar.
5 milyondan fazla genç kaybettiler.
Beş milyon!
Yine de yaşadıkları ya da yaşattıkları acıyı geleceklerine “bataklık” yapmadılar.
Öfke ya da kin yerine hayatı büyüttüler.

*  *  *

İki geçiş noktası açacağız, halen “horoz dövüşü” gibi egemenlik yarıştırıyor, içten içe güç tokuşturuyoruz!
Bu lafın adresinin kim olduğu fark etmez, güney ya da kuzey!
Bu ada medeniyetin onca gerisinde kalıyorsa, Türkçe ya da Rumca hastalıklı zihniyetlerden kurtulamadığı içindir!
Yüzleşemediği, affedemediği ve ötekinin duygusunu hissedemediği için!

*  *  *

Dünyanın en iyisi olarak gösterilen BMW fabrikasını geziyoruz.
Üretimin her aşamasında robotlar var!
Sözcüklerle anlatamam.
Çok etkileyici...
Ve bir o kadar düşündürücü...
Çünkü dünyanın bu pahalı oyuncakları neredeyse insan eli dokunmadan üretiliyor.
İnsanlar tasarlıyor!

*  *  *

Motor departmanına geldiğimiz zaman rehberimiz müjdeyi veriyor: Şimdi daha çok insan ve daha az robot göreceksiniz!

*  *  *

Hayatın motoru insandır.
Yarınları tasarlayan, hayal eden, inatla direnen, yenilmeyen insandır.
İnsandır robotları yaratan!
İnsandır, robotlaşan...
Öldüren, yıkan, yakan ama yeniden ayağa kalkmasını bilen insandır.
Yaratan insandır!

*  *  *

Çalışmadan olmaz!
Üretmeden olmaz!
İnanmadan olmaz!
Ve illaki hayatın motoru insandır.
İnsandır duvarları yıkan!