Kıbrıs Türk Petrolleri ihalesi nihayet tamamlandı.
Türlü şaibeler altında devam eden süreç aslında biraz da başladığı gibi aniden ve enteresan bir yöntemle neticelendi.
Dün teklif için son gündü. Teklifler polis nezaretinde Başbakanlığa götürüldü.
Ardından ilk defa bir ihale süreci canlı yayınlandı.
Ama birilerinin ağzını kapatma gailesiyle son derece acemice düzenlendi, bu yayın.
İnkişaf Sandığı yetkilileri zarfları okuyarak teklifleri duyurdular, sonrasına ilişkin sorulara ise cevap veremediler.
O yüzden bir süre kararın kim tarafından, hangi kritere göre verileceği anlaşılamadı.
Sonra sessiz sedasız Bakanlar Kurulu bir karar üretti ve en yüksek teklifi veren iki şirket ortaklığına, Levent Şirketler Grubu ile Hacı Ali İşletmeleri’ne verildiği açıklandı, ihalenin.
Ancak bu kararın, neden tekliflerin polis nezaretinde taşınması sonucu Bakanlar Kurulu tarafından verildiği sorusuna bir cevap bulunamadı.
Neden bu kadar kısa süre içinde sadece iki iş gününe sıkıştırılarak bu kadar önemli bir ihalenin düzenlendiği de cevaplanamadı.
Dahası bu hisselerin neden satıldığı da anlaşılamadı.
Ama hükümet yaptı ve oldu.
Bu süreçte önce “haberim yoktu” diyen ardından da derin bir sessizliğe bürünen Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun sadece müjdeci oldu.
İçişleri Bakanı Çavuşoğlu ise, “devlet para etmeyen hisseleri değerlendirdi” demekle yetindi.
Ama bu şirketin kaç para ettiğini teklifi veren iş insanları bile tam olarak çalışamadıklarını açıkladılar samimiyetle.
İhaleyi alan şirketlere hayırlı olsun demenin ötesinde yapacak fazla bir şey de yok bundan sonra.
İhaleyi alan şirketlerden Levent Şirketler Gurbu Direktörü Mete Boyacı, bir iş insanı olarak bu ihale sürecinin yanlışlığını, bu dar zamanın sakıncalarını dün akşam canlı yayında da dile getirdi, açık yüreklilikle.
Ve aslında son derece de samimiyetle sendikanın hukuki mücadelesine ve bu süreçten çıkacak her türlü sonuca saygılı olacaklarını da ortaya koydu.
Sonuçta bir iş insanı için böylesi belirsiz süreçler çok da tercih edilen tehditler olmasa gerek.
Ancak Boyacı’nın bu sancılı sürecin ardından çalışanların haklarının korunmaya devam edeceğini söyleyerek uzlaşı mesajı vermesi de anlamlı.
Bundan sonra yaşanacak gelişmeleri birlikte göreceğiz.
Ama hükümetin pervasızlığı bu ortamı bir fırsat olarak değerlendirip nispeten ucuza önemli kurumlara sahip olabilecek potansiyeldeki işinsanları için de bir tehdit.
Çoğu işinsanı özellikle havayolu şirketinin kurulamaması sonrası varolan güvenini de yitirmiş durumda. Elinde kendini garantiye alacak yeterli gücü olmayan tek başına adım atmıyor kolay kolay.
Ancak bu süreç, iş insanlarını köşeye sıkıştırdığı gibi aslında siyaset üretenleri ve sendikaları da köşeye sıkıştırıyor.
Sendikaların genel bir ortaklık zemininde hareket edememeleri, kolay kolay etkin eylem kararı üretememeleri hükümetin pervasızlığını daha da besliyor.
Yoksa aslında bu sendikalar geçmiş hükümet döneminde çok daha etkin bir muhalefet süreci yürütmüşlerdi. Ne var ki o dönemden başlayarak kredilerini ve ortaklıklarını yitiren sendikal hareket toplumsal desteği de erozyona uğratınca bugün biraz da karşı ateş karşısında mermisiz kalmış durumda.
Ve özelleştirmeye toptan karşı duran o ateşli sendikalar, çaresiz yetimlere dönüşüyorlar, hükümet karşısında.
Muhalefet partileri de yeterince etkinlik sağlayamadığı sürece, hatta kendi arasında açık fikir ayrılıkları yaşadığı sürece de hükümet kanadı açısından her türlü usulsüzlük de çok kolay taşınabilir oluyor.
Günü geçirecek sıcak para için uyarınca hareket eden hükümet kanadı, biraz sıkışınca topu Türkiye’ye de atarak işin içinden sıyrılıyor, kolaylıkla.
Ve çizdiği yoldan yürümeye devam ediyor.
İşte bir devlet kurumu daha usulsüzce satıldı.
Şimdi sırada başkaları var...
Kıbrıs Türk Petrolleri hisselerinin satışı için açılan ihale tamamlandı. İhale zarfları açılmadan, polis nezaretinde Bakanlar Kurulu’nun toplanacağı Başbakanlık’a taşındı.
Kıbrıs Türk Petrolleri hisselerinin satışı için açılan ihale tamamlandı.
İhale zarfları açılmadan, polis nezaretinde Bakanlar Kurulu’nun toplanacağı Başbakanlık’a taşındı.
Zarflar, Bakanlar Kurulu’nda açılarak, ihale sonuçlandırılacak.
İhaleye teklif veren katılımcılar, bu şekilde bir yöntemin izlenmesine tepki gösterirken, şaibe iddiaları olan ihalede, şaibelerin daha da artacağını savunuyor.