Tam da Kıbrıs’ın gerçeğiyle yakından ilgili bir gelişme yaşadık aslında…
Hani kimileri ‘masallar’ anlatıyor ya!
“Masaya iki devletli çözümü koyacağız” diyorlar.
Halk da bunu istiyormuş.
Liderlik dediğin topluma neyin mümkün olduğunu anlatmaktır, gerçekçi seçeneklerden söz etmektir.
Kandırmak değil.
Öyle ‘ankette sorduk, çoğunluk bunu istiyor’ gibi hayalcilikle olmuyor.
Ankette sor istersen, herkes, bakan maaşı ister.
Niye vermiyorsun o zaman?
Çünkü ‘kasada’ yok!
Dünyanın aklına da girmiyor senin ‘devlet.’
***
Ne diyecektim.
Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, yeni görevine başladı.
Ne söyledi?
"Meselelere ülkemin değil BM'nin bakış açısıyla bakacağım"
Hem de ne sordular?
Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan gerginliği!
“Birleşmiş Milletler tarafsız olmak zorunda” dedi, “Bu tür durumlara ülkemin değil BM'nin bakış açısıyla bakacağım” diye ekleyerek.
***
Biliyoruz aslında, tarafsızlık da masal.
Ama dünyanın hakikatleri var.
Sizin kendi kendinizi kandırmanızın ötesidir bu!
***
Çok açık, nettir.
Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm”ü savunanlar, aslında, kuzeyin Türkiye’ye ilhakını istiyor.
Bunu söyleyemiyorlar.
Gizliyorlar!
Çünkü tepki alacaklarını biliyorlar.
“İlhak” ya da “entegrasyon”a “iki ayrı devletli çözüm” elbisesi giydiriyorlar.
Çoğunluk istiyor.
***
Hadi, Birleşmiş Milletler’in genel kurulunda Başkan şimdi bir Türk!
“İki ayrı devlet” dediğinize göre...
O ayrı devlet tanınacak demektir.
Samimiyseniz eğer çağrı yapınız da başkan gündeme alsın hemen!
Et deyiniz, tırnak yeyiniz hadi!
“KKTC’nin tanınmasını istiyoruz” deyiniz.
Öyle “iki ayır devlet” gibi anket sorularıyla algı yönetmeyiniz.
Başkanı tebrik ediniz ve niyetinizi açık açık dile getiriniz:
“Biz masada federal çözüm istemiyoruz. İki ayrı devlet istiyoruz. KKTC’yi tanıyacaksınız” deyiniz.
Ey milliyetçiler!
Ey sağ siyasetin anlı şanlı kahramanları!
Ey ‘federal çözüm’ demeye ürkenler!
Başkanı aradınız mı sahi?
***
"Meselelere ülkemin değil BM'nin bakış açısıyla bakacağım" diyecektir size…
Hazır mısınız gerçeği işitmeye?
Dünya Sağlık Örgütü: Okulları açınız
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, "Covid-19 vakalarının yüzde 10'undan azının ve virüs kaynaklı ölümlerin yüzde 0,2'sinden azının 20 yaşın altındaki kişilerde görüldüğünü" söylüyor.
"Okulları açınız" diyor, Dünya Sağlık Örgütü.
Buna katılıyorum.
Çocuklar hasta olacak mı?
Elbette olacak, hepimiz, okula gittiğinde çocuklarımızın hasta olduğunu biliyoruz zaten... 'Kimse de hasta olmayacak' modundan ya da Covid-19'a 'ölüm' muamelesi yapmaktan vazgeçmeliyiz.
(Evet, yönetenler çözüm değil sorun üretiyor ama bu başka...)
Ve evet, evlatlarımız...
Ama onları sürekli eve kapatarak mı koruyacağız?
Böyle giderse hem bağışıklıkları hiç olmayacak, çok daha açık olacaklar hastalığa, hem de biz, nasıl korunacağımıza dair bir sistem kuramayacağız.
En önemlisi de eğitimsiz kalacağız.
Online eğitim bu ülkede yalandır, eşitsizliktir, geride kalmaktır.
Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisi: Okulları açınız!
Hani diyorduk ya, yolumuzu bilim çizsin diye...
Öyle yapalım, derim.
Çünkü 'korunmayı' öğrenemeyeceğiz böyle giderse, yeniden yapılanamayacağız, yeni süreçlere göre...