Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali, Genç TV’de “Merhaba Yeni Gün” programına katılarak Baykan Gürses Özdağ’ın sorularını yanıtladı.
Hazırlanan hükümet programının icraat programı olduğuna değinen Bakan Şahali, hükümet programında pek çok yapısal dönüşüme işaret eden unsurlar bulunduğunu söyledi.
Şahali, Hükümet programında tarımın yıllardır devam eden kısır döngü içerisinde kalmış sorunlarına dokunarak, aşmaya yönelik yapısal önerilerin yer aldığını belirtti.
Bakan Şahali, “Tarımda en büyük hedef; hem üretim süreçlerinde hem de üretilen ürünlerin tüketilmesinde, pazarlanmasında standartları belirlemek ve devletin tarım sektörüne sağladığı destekleri bu standartların tutturulması kaydıyla verilmesinin önünü açacak yeni bir yaklaşımı ortaya koymaktır” diye konuştu.
Kamuoyunda özellikle tarımın bir miktar tabulaştırıldığını ve sadece tarımla ilgilenenlerin önemsediği ve diğerlerinin çok sıcak bakmadığı bir alan olarak değerlendirildiğini de dile getiren Erkut Şahali, ancak hayatın başlangıcını ve insan yaşamının kalitesini etkileyen tarımın herkes tarafından takip edilip sorgulanması gerektiğini söyledi.
Bakan Şahali, bütçe büyüklüğü bakımından tarımsal kesime sağlanan mevcut destek sistemini “devenin tüyü kadar” olarak nitelendirdi.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakan Şahali konuşmasında şu ifadelere yer verdi.
“Devletin hem maaş ve özlük haklarına hem de sosyal transferlere ilişkin yapmakta olduğu toplam ödemenin bir aylık tutarının 3’de 1’i kadardır tarıma 1 yıl boyunca ödenen tüm destek. Bu kadar cüzi bir rakamdır ve kamuoyunu da sürekli meşgul eder alacak- verecek tartışması. Dolayısıyla tarım kesimi sürekli olarak devletten destek talep eden ve bazı kesimler tarafından da üstelik haksız destek talep edermiş gibi görülür bu doğru bir imaj değildir.”
Hedeflenenin üreticiler için yeterli bütçe olanaklarının yaratılması olduğunu söyleyen Bakan Şahali, bu hedef için hem devletin hem de üreticinin üzerine düşen sorumlulukları bulunduğuna vurgu yaptı.
Erkut Şahali, “Şuanda devlet sorumluluklarını eksik yerine getirmektedir. Devlet sorumluluklarını yerine getirmediği için üreticiler de kendi mükellefiyetlerini ya yerine getirmemekte yada getirememektedir. Uygulamada kaynak eksikliği, denetim eksikliği bir sorundur. Kuralların önceden açıklamamış olması da bir sorundur. Dolayısıyla hep eksik yükümlülük söz konusu olduğu için sorumlululuklar da hep eksik yerine getirildiğinden tarımı düzenli çalışan ve disiplin altında hareket eden bir sektör haline getiremedik” dedi.
Bakan Şahali tarım sektöründe ortaya koydukları vizyonun gıda güvenliğini esas alarak, kayıtlılık, güçlü bir idari yapılanma ve mevzuatla yönetilmesi olduğunu ifade etti.
Bakan Şahali bir soru üzerine, 21 aylık sürede geçmiş hükümet döneminde su konusunda önemli bir ilerleme sağlanmadığını söyledi.
Şahali, “Su İşleri Dairesi bizim bıraktığımız noktanın ötesine geçecek bir faaliyet içerisinde bulunmadı. Dolayısıyla muhalefet döneminde ortaya koyduğum değerlendirmenin doğru olduğunu görebiliyorum. Bizim dönemimizde örneğin sulama suyu ile ilgili yapmış olduğumuz uygulama projesi öncesi avam çalışmalar halen olduğu yerde duruyor. Tarım suyunun hangi bölgelere hangi miktarda ne şekilde ulaşacağı bir vizyon ifadesi olarak duruyor. Ancak geride kalan 21 aylık dönemde örneğin bu vizyonun uygulama projesine dönüşmesiyle ilgili herhangi bir somut adım atılmadı. Bizim yetki ve sorumluluğumuzdaki sulama suyu ile ilgili ihalenin açılması, sonuçlandırılması ve yapım işlerinin yüklenicilere teslim edilmesi ile ilgili aşamanın henüz çok gerisindeyiz” diye konuştu.
Sulama tünelinin inşaası ile ilgili ihalenin Türkiye’de açılıp kapatıldığını ve bunu dönemin Tarım Bakanı Çavuşoğlu’nun Türkiye ziyareti sonrasında “müjde veren değil müjde alan” bakan olarak açıklamasını eleştirdiğini anımsatan Şahali, bugün bu konudaki haklığının Su İşleri Dairesi’nin sorumluluğundaki su konusunda halen herhangi bir uygulama projesinin hazırlanmaması ile ortaya çıktığını ifade etti.
Bakan Şahali bir soru üzerine, Türkiye’den KKTC’ye yıllık olarak ulaşan 75 milyon metreküp suyun tek bir damlasını israf etmeden hayatın parçası haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Enerji maliyetine ihtiyaç duyulmadan ülkeye gelen suyun fazlasının denize aktığını ve bu suyun heba edilmemesi gerektiğini kaydeden Şahali, “Suyun Güzelyalı terfi merkezinde denize sıfır noktasında bırakılması yerine Geçitköy tarafından yeraltı kaynaklarına katkı sağlaması bakımından mümkün olabiliyorsa ona bakıp, değerlendireceğiz”şeklinde konuştu
Gıda güvenliği konusunda Tarım Dairesi’ndeki kısıtlı insan kaynağına rağmen olumlu adım atıldığını da söyleyen Şahali, “Tarım Dairesi hem tarım kesiminin eğitilmesi hem de tarım ürünlerinin denetlenmesi ve güvenliğinin saptanması konusunda ciddi bir gayret içerisinde oldu” dedi.
Avrupa Birliği ortalamasının çok üzerinde yapılan denetimlerle sağlanan gıda güvenliğinin ülkemizde ekonomik kayba neden olduğunu belirten Şahali, bu konuda yapılması gerekenin kaynakta sorunun çözümlenerek, doğru yöntemlerle ve girdilerle güvenli üretim faaliyetini sağlamak olduğunu söyledi.
Bakan Şahali, ortaya koydukları temel vizyonun sertifikasyon sistemine bağlı üretim mekanizmasını oluşturmak olduğunu belirtti.