Çok basit bir matematik yapmıştım, dün...
Başhekimin açıklaması üzerine...
“Poliklinikte bir yılda 180 bin kişiye hizmet verildi” denmişti...
Ve “140 uzman, 19 asistan hekim” gibi bir de sayı...
“180 bin kişiye hizmet verilmişse, bir senede... Bir güne 493 hasta düşüyor… Geliniz bunu uzman hekim sayısına bölelim… 3… Evet, ÜÇ... Yani her gün, her hekime, 3 hasta!.. Bilemedin, 4, 5, 6...”
Evet, böyle demiştim...
İlk önce hekimler öfkelendi tabii...
Hele de, özverinin en üst sınırında çalışan kimileri, canı yandı, içi acıdı...
... “Bu işin pansumanı var, ameliyatı var, acili var” diye sıraladılar sitemlerini...
Öyle... Çünkü “matematik” bir başına anlatmıyor, sistemi ya da sistemsizliği...
Ve doğrusu, hastanelerdeki “sistemsizliğin”, uzun yıllardır süren “organizasyon eksikliğinin” mağduru, sadece hastalar değil ki...
Hekimler de mağdur...
Hele kimileri...
Yaptığımız “matematiğe” uyanlar yok mu?
Yine gelen tepkilerden anladık ki, var!
***
Bir türlü ‘malzeme eksikliği’ giderilmemişse...
Ya ‘tahliller’ yapılamıyorsa, ya ilaç eksikliği varsa, ya da yine arızalıysa röntgen cihazı...
Pek çok hizmeti aksatan “altyapı sorunları” çözülmemişse...
Her yağmurda, su basıyorsa en önemli sağlık merkezimizi...
Çalışma saatleri, özel-kamu keşmekeşi, sigortalı-sigortasız adaletsizliği sürüyorsa...
Ve hizmeti alan da şikayetçiyse, veren de...
İlk ‘sorumlu’, bu sistemi yönetmekle yükümlü olanlardır pek tabii...
***
Böylesi bir “sağlıksız” yapıda, yine de hekimler, hemşireler şanslı...
En azından “örgütleri” var onların ve haklarını savunabiliyorlar...
Seslerini duyurabiliyorlar...
Oysa ki ‘hastalar’ örgütsüz...
Hasta Hakları ya da “hastaların gözüyle verimlilik, sorunlar, sıkıntılar” açısından çok daha az bilgi sahibi olabiliyoruz, ne acı...
Böyle olunca da...
Hasta da dert yanıyor bize...
Hekim de...
Hemşire de...
Siyasetçi mi?
Onların lafı bol, icraatı yok genelde...