Hellimden nefret edenler  şeftali kebabını bilmeyenler!

Serhat İncirli

Kara para aklanan bir coğrafya!
Ruslar – Ukraynalılar çeteleşmiş, birbirilerini de öldürüyor!
Kripto meselesi ayrı bir “sıkıntı!”...
Afrikalılar “tam kayıt dışı!”...

-*-*-

Türkiye’nin mafyası burada, Türkiye’nin tarikatları da burada...

-*-*-

Ülkenin en büyük hatta tek enerji üreteni Kıb – Tek, Türkiye’den soyuluyor...

-*-*-

KKTC Cumhurbaşkanı “mal” satıyor; kaça sattığını, ne kadar vergi verdiğini, hatta parayı yurt dışına “kaçırıp” kaçırmadığını açıklamıyor!
Kimse umursamıyor!

-*-*-

Hiç bir ihale “anlaşılan” veya “belirlenen” miktara tamamlanamıyor!
Aslında hiç bir ihale tamamlanamıyor!

-*-*-

Ülkede ilaç kalmamış; doktorların ve eczacıların itibarıyla uğraşılıyor!
Reçete filmi vizyona konmuş!

-*-*-

Hastane yok!
Yıllardır iki ilçedeki hastaneler bitirilemiyor ama yalancıktan başka hastane sözü de veriliyor!
Ülkede sağlam okul sayısı, en iyi ihtimalle yarı yarıya!
Yani Kıbrıslı deyişiyle, “Allah gomasın, aman da aha sallandık” durumu hasıl olsa, okulların yarısı “kum yığını!”...

-*-*-

Kim oldukları, ne oldukları, ne yapacakları belli olmayan insan yağmuru var ülkede!
“Polis tutuyor, bazılarını sınıra bırakıyor; devletin sınır dışı edecek parası bulunmuyor”!
Ülkede, bariz ve aleni bir şekilde insan kaçakçılığı yapılıyor!

-*-*-

Ülkede istihdam olanakları belli; ama nüfus belli değil...
Giren – çıkan asla sorgulanmıyor ve akabinde her türlü suç ama en başta fuhuş, hırsızlık ve cinayet artıyor!

-*-*-

Yine ülkede otomobil kullanmayı bilmeyen, kural tanımayan, sigorta çıkarmayan, seyrüsefere gerek duymayan sürücüler dolaşıyor!
Yaya dolaşsalar sorun yok; çoğu ağır vasıta da kullanıyor!
Onlarca kişi kullanmalarına izin veriyor!

-*-*-

Bu arada “yepiz yeni” havaalanında turistlerin, yolcuların valizlerini soyan üç kişi tutuklanıyor!

-*-*-

Ve diyorum ki; bütün bunların sadece iki sebebi vardır:
1 – Kimse KKTC diye bir devleti tanımıyor, takmıyor!
2 – Kıbrıs’ın Kuzey coğrafyasında yaşam süren ve sayısı bilinmeyen insanların kesinlikle 50 – 60 binden sonraki kısmı, “Kıbrıs” diye bir Ada’ya asla bağlılık hissetmiyor!
(Bir başka deyişle, hellimden nefret eden, şeftali kebabının, molohiyanın, gologasın, zivaniyanın, Kıbrıs gonyağının, köfterin ve Kıbrıs köftesinin tadını hatta adını bilmeyen, 10 binlerce kişi yaşıyor buralarda...)

-*-*-

Ve bazı utanmazlar; tüm bu pislik işler, tüm bu mafya oyunları, tüm bu kara para aklamalar, tüm mafya ilişkileri devam etsin diye; “egemen eşit bir devletiz” diyor...

-*-*-

Dünya’dan ve Kıbrıslı Rumlardan da, “bu iğrenç mafya oluşumunu kabullenmesi” talep ediliyor!
Hade ya hu!


İstifa et! Yeter bu 
kadar maskaralık!

Vatan borcu nedir?
Google denen arama motoruna sordum, “askerlik” diye yanıtladı!

-*-*-

İnsan vatana borcunu nasıl öder?
Askerlik görevini yaparak!

-*-*-

Defalarca yazdım, vicdani red bambaşka bir konudur, saygım sonsuzudur...
Vatan borcunu para ile ödemek de yasa ile düzenlenmiştir ve kesinlikle haktır!

-*-*-

Bir tek şikayetim var; ya da bir tek itirazım söz konusudur; o da Türk milliyetçilerinin vatan borcunu parayla ödemiş olması!
Gerçek bir Türk milliyetçisi, askerlik görevini parayla satmaz!
Bu, namus işidir!

-*-*-

“Vergi vermek” nedir?
Vergi vermek de bir vatan borcudur, vatandaşlık görevidir, yurttaşlık sorumluluğudur!
Namus meselesidir tabii ki!

-*-*-

Vergi vermek, kısaca, “... vatandaşların devletin görevlerini yerine getirebilmesi için mali gücüne göre devlete ödedikleri paradır”...

-*-*-

Kim vergi vermez?
Vergi kaçıran!
Kim vergiden kaçar?
Yaşadığı ülkeyi sevmeyen ve soymaya çalışan!

-*-*-

Peki itibar nedir?
İtibar, “... saygı görme, değerli bulunma, güvenilir olma”dır...

-*-*-

Askerlik yükümlülüğünü veya en kutsal vatan borcunu parayla satın alıp milliyetçilik taslayan itibar sahibi olabilir mi?

-*-*-

Ülkesine, devletine, vatanına, geliri oranında “vergi borcunu” ödemeyen kişi ya da kişiler sizce itibarlı mı?

-*-*-

İlgisi alakası var mı yok mu bilemem ama yukarıdaki sorulara üç ayrı argo cümle ile yanıt veriyorum: (Sakın, bunca terbiyesizlik karşısında susup ses çıkarmayanlar, ‘Serhat terbiyesizce yazılar yazıyor’ demesin; sakın!)
Evet “yüklemlerini oldukça yumuşattığım” argo yanıtlarım şöyledir:

-*-*-

1 – Arsızın g.tüne kazık çakmışlar, “nereden geliyor bu tıkırtı?” demiş?
2 -  Hayallerle yaşayanı gerçekler öper!
3 – Tavukla siftah yapmamış horoz, rüyasında kartalı şey yaparmış!

-*-*-

Not: Bu yazının ana fikri: İstifa et! Yeter bu kadar maskaralık!


Bu fotoğrafı, internette Gadara Medya adlı haber sitesinden aldım... Başlık her şeyi anlatıyor; gayet açık... Gaziveren köyümüzün gururları... Celal Sekmen (21) ve Cemal Zurnacı (19) rüzgar sörfünde Kıbrıs Cumhuriyeti şampiyonlukları, ikincilikleri, üçüncülükleri olan iki genç... Su Öz (14), geçtiğimiz hafta Hırvatistan’da düzenlenen yarışmada Miss Fitness oldu... Yani o da bir şampiyon... Özlem Soydan (12), yaş grubunda Türkiye yüksek Atlama birincisi... 60 metre ikincisi... Uzun atlama altıncısı... Ve Bartu Güzen (14), kendi yaş grubunda 60 metre birincisi, Türkiye rekortmeni... Gurur duyduk...