CTP’nin kurucularından Hüseyin Celal, son dönemde CTP içinde yaşanan olayları Yenidüzen’e değerlendirdi
Ödül Aşık ÜLKER
CTP’nin kurucularından Hüseyin Celal, son dönemde CTP içinde yaşanan olayları değerlendirerek, tüm tarafların susması, konunun partinin organlarında tartışılması gerektiğini belirtti. Celal, “İçinde bulundukları ortam, sağlıklı bir tartışma ortamı değildir” dedi.
Yaşanan olayları hoşgörü ile karşılamadığını da vurgulayan Celal, geçmişte de bazı tartışmalar yaşandığını ancak “kol kırılır, yen içinde kalır” politikasının gayet iyi uygulandığını söyledi. “Gerçekten kol kırıldı ama yen içinde ve göstermedik. Toparlandık, yaralar tedavi edildi ve geçti” diyen Celal, CTP’nin kontrolsüz büyüdüğünü ve büyümenin çok çeşitli insanları, değişik düşünceleri, görüşleri olan, amaçları olan insanları da partiye getirdiğini söyledi.
Celal, “Eğer birilerinin delili varsa onu açıklasın, parti de gereğini yapsın, cezasını versin. Ama bu şimdi yapıldığı şekilde değil, bu yöntemle değil. Bundan parti zarar görmektedir. Önümüzde önemli bir seçim var, fakat kimsenin ona konsantre olduğu yok” diye konuştu.
Celal, tartışmalarla ilgili CTP içinde tarafsız davranabilecek bir akil insanlar heyeti oluşturulmasını önerdi.
“Çıkan ses çok yüksek”
• Soru: Seçim sonrasında hemen hemen tüm partilerde bazı çalkantılar oldu, tartışmalar yaşanıyor. CTP’de de tartışmalar devam ediyor, siz CTP’nin kurucularından biri olarak bu yaşanan süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Celal: Aslında seçim sistemimizi ve partileşme sürecini düşündüğümüzde bu tür sorunları yaşamak normal diye düşünüyorum ancak normal demekle birlikte asla hoşgörü ile karşılamıyorum. Eskiden beri bu olaylar olmuştur, bu ölçüde olmasa da geçmişte de bazı olaylar yaşadık. Ama şimdi çıkan ses çok yüksek. Daha önce de gayet ciddi olaylar olmuştu. Esaslı önlemler hiçbir zaman alınmadı. Geçmişte yaşanan olaylar neredeyse kapatılmıştı, buna göre arkadaşlar görevlendirilmişti ve konuyu kapatmışlardı. Halbuki o zaman üstüne gidilmiş olsaydı, şimdi daha farklı olabilirdi, belki de böyle olaylar da yaşanmazdı. Son iki seçimde, ortada bu kadar gürültü çıkaracak bir olay olduğunu sanmıyorum. Seçim sonuçlarına, sandık sonuçlarına baktığınız zaman bu sonuçlar olabilirdi, böyle olaylarla karşılacağımız da seçim öncesinden belliydi, beklenen birşeydi, “geliyorum” dedi ve yine tedbir alınmadı.
Yaşananlar CTP için son derece üzücü olaylardır. Sürüp gitmesi daha da üzücüdür. Bazı arkadaşlarımızın çıkıp gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda hala bu konuyu konuşması daha da üzücüdür. Biz şimdiye kadar “kol kırılır, yen içinde kalır” politikasını gayet iyi uyguladık. Gerçekten kol kırıldı ama yen içinde ve göstermedik. Toparlandık, yaralar tedavi edildi ve geçti. Şimdi çok konuşuluyor ve bir sonuç almak için değil, kavga etmek için konuşan çok. Elbette bunları kendi içimizde konuşacağız, konuşmalıyız ama bu kadar ortada değil.
“Kontrolsüz büyüme oldu”
• Soru: Geçmişte sizi de etkileyen olaylar oldu, örtbas edildiğini söylüyorsunuz. Neden bu noktaya gelindi, sebepleri neydi?
• Celal: Partinin büyümesi, gelişmesi oldu. Doğal olarak belki de bunlar olacaktı demek lazım ama hayır, diyemiyorum. Geçmişte partili olarak belki de 500 kişiyi geçmeyen insandık ve bir de onların akrabaları. Bu 500 kişi, bu partiyi çok uzun zaman sırtladı. Sırtladı derken bu insanlar bu partiyi çok ağır bir yük olarak sırtında taşıdı. Bu insanlar bizden birşey de istemediler, yavaş yavaş kendi köşelerine çekildiler. Ben şimdi onların üzüntüsünü görüyorum. En çok onlar için üzülüyorum, çünkü bu kadar fedakarlıktan sonra yaratılan bir değer, CTP, bu şekilde harcanmamalıdır. Halkın gözünde yapılan gerçekten CTP’nin harcanmasıdır. Büyüme, kendiliğinden çok çeşitli insanları, değişik düşünceleri, görüşleri olan, amaçları olan insanları da partiye getirdi. Disiplinimizi, kurallarımızı onları da kapsayacak biçimde genişletmeliydik. Kurallarla birlikte büyümeliydik, kurallara titizlikle uymalarını istemek görevimiz olmalıydı. Kontrolsüz büyüme oldu.
• Soru: Tartışmalar aslında çok yeniler arasında değil...
• Celal: Çok yeniler arasında değil ama çok yeniler de kullanılıyor mu acaba? Onlar da kullanılıyor çünkü en fazla gürültü de gördüğüm kadarıyla facebooktadır. Ama genel başkanlık, genel sekreterlik yapmış arkadaşımızın, bazılarına göre çok ölçülü olan açıklaması oldu ancak yine de o bile biraz daha uzak durmalıydı diye düşünüyorum. Gürültüyü daha çok koparanlar yakınlarımızdır. Belediye başkanları için söyleyeyim, belediye başkanlarının yakınları epeyi gürültü koparıyorlar. Çoğu kez söylenenlerin mesnetsiz olduğunu da düşünüyorum.
Bu olayların büyümenin sonucu olduğunu söyledik. Bunun yanında diğer partilerin de etkisi var, bize de bulaşıyor. Ama belki de iletişimin bu kadar yaygınlaşması da bir faktördür. Eskiden bir gazete, bir televizyon, bir radyo vardı. Şimdi çok fazla konuşma imkanı var, düşünceleri, duyguları yayma imkanı var. O yayma imkanı da herkesin elinde, ağzına geleni de söylüyor. O söyleyince, öbürü de söylüyor ve iş büyüyor.
“Geçmişte mağdur olanlar üzüldüler”
• Soru: Geçmiş dönemlerde yaşanan tartışmalarla, şimdiki arasındaki fark nedir?
• Celal: Geçmişte sadece o durumlardan mağdur olanlar biraz üzüldüler. Parti içinde gereken yapılmamıştı, hiçbir zaman yapılmadı. Örneğin benim de mağdur olduğum olayda çok yaygın bir şekilde tercih oy kullandırılmıştı. Bunun failleri de belliydi. Ancak esas faillerin hiç isimleri söylenmedi, birkaç kişiye sureten cezalar verildi, olay kapatıldı. Ben orada seçimi 7 oyla kaybettim, aleyhimde kullanılmış olan birkaç yüz tercih oyu vardı. Ben girdiğim hiçbir seçimde kimseye “bana tercih yap, beni karma listeye koy” demedim. O dönemde dengesiz işlem yapılmıştı, ilk defa söylüyorum, benim partiye üye olmayan kardeşimi bile “tercih kullandın” diyerek disiplin kuruluna vermişlerdi. Kendisi gelmemişti ve kendisini savunmamıştı. Ona da ceza yazmışlardı. Bu çok komikti.
Ancak birilerinin hakkını da vermem lazım. Bir sonraki seçimde aklımda aday olmak hiç olmadığı halde, Mağusa İlçe Örgütü Yönetim Kurulu adaylık konularını konuştuğu toplantıda bana adaylık teklif etme karar aldı. Oktay Kayalp beni arayıp, “Hüseyin abi, böyle bir düşüncemiz var, ne dersin?” demişti. Yanımda bir arkadaşım vardı, ona baktım, o da bana “kabul et” dedi. Ben de kabul etmiştim ve o dönemde tekrar seçilmiştim. Bir nevi düzeltme yapmak istemişlerdi.
“UBP’nin tutumu CTP’yi de zehirlemiştir”
• Soru: Bazı şeylerin CTP’ye diğer partilerden bulaştığını söylediniz. Genel anlamda siyaset nasıl toparlanabilir, insanların güveni nasıl kazanılabilir?
• Celal: Birçok şeyde yozlaşma var. Kamu yönetiminin yozlaşması da bunun bir parçasıdır. Milletvekilliğini iş takipçiliği gibi gören birçok insan var. Ben buna “Hacı Ahmet usulü milletvekilliği” derdim. Ben o tür milletvekillerini bizde de gördüm. Vatandaşı elinden tutsun, dairelere taşısın. Vatandaş da bunu bekliyor, çok da hoşuna gidiyor. Bununla beraber bundan çıkar sağlama da söz konusu oldu. Milletvekilliğiyle ilgili kuralları koymak gerekirdi.
Batı ülkelerinde bunun kuralları var, birşeyden menfaat sağlıyorsan bunu mevkiyi kaybetme bedeliyle de ödeyebilirsin. Bizde hep söylüyoruz ama bu konuda hiçbir gelişme olmamıştır. Eskiden biz başka meslek icra edemezdik. Milletvekili başka meslek icra etmeyecek ve kendisini tamamen buna verecek, mecliste araştıracak, bilgi toplayacak, ona göre bazı raporlar ortaya çıkaracak, yapacak çok iş var. Milletvekilliği herkesin yapabileceği bir iş gibi görünüyor, aslında çalışkan insanların yapabileceği bir iştir. UBP’de çok önceden adam kayırmacılık, kamu yönetimini bir nevi tanıdıkları, taraftarları tatmin etme yeri olarak görme düşüncesi gelişti. UBP’nin bu tutumu bütün sistemi zehirlediği gibi, siyaset sistemimizi de, CTP’yi de zehirlemiştir. Belediye başkanı, milletvekili, bakan olmak bir amaç oldu.
“Hemen sussunlar”
• Soru: CTP şimdi ne yapmalı? Atışmalar hala devam ediyor..
• Celal: Hemen sussunlar. Tüm taraflara hemen sussunlar diyorum. Bu konuyu partinin organlarında tartışsınlar. İçinde bulundukları ortam, sağlıklı bir tartışma ortamı değildir. Partinin sağlayacağı kurallar çerçevesinde oturup, sonuca varmak için ve partinin çıkarları doğrultusunda sonuçlara varmak için iyi niyetle tartışmak gerekiyor. Bunu yapmaları lazım. Partide yapılacak toplantıyı da bir kavga meydanına çevirmemeleri gerekir. Orada herkes oturup CTPli gibi tartışmalıdır. Bizim eskiden yaptığımız gibi. CTP’nin organlarında gerçekten çok şiddetli tartışmalar olurdu. Parti meclisinde, merkez yönetim kurulunda kavgalar çıkardı, toplantıya ara verilirdi. Sakinleyerek tekrar başlardık ve bir sonuca da varırdık. Çok önemli kararlar da aldık. Zamanında cumhuriyete “evet” veya “hayır” diye oylama yaptık, bir farkla “evet” çıktı ama “hayır” diyenler de bu kadar önemli bir kararı savundular. Biz böyle bir partinin mensubuyuz. Böyle bir geçmişten geldik. Dolayısıyla şimdi kim belediye başkanı olacak veya olamadı diye veya kim milletveklili olamadı diye kamuoyu önünde kavga etmek gerçekten partiye çok büyük zarar verir, ayıptır.
“Herkesin bir özür dilemesi gerekecek”
Partide bir mekanizmanın çalışması muhakkak gerekecek. Bazıları da bunu kabul edecek. En azından çıkıp herkesin bir özür dilemesi gerekecek, o istenmelidir. Sonuçların sebepleri de mutlaka tartışılmalı. Çünkü bu sonuçlara soğuk kanlı biçimde baktığınızda “beklenen birşeydi” diyenler de vardır. Verilen örnekler, en azından bana doğru gibi görünüyor, beklenendi. 3-5 arkadaşın bu kadar oyu etkilemesi mümkün değildir. Bu çok gizli bir şekilde yapılan bir iştir. İnsanlar zaten dinlemezler, sonuçta tercihi CTPliye kullandıracaksınız. 1-2 kişi “evet” diyecek, ama 10 kişi “hayır” diyecek ve bu olay anında duyulacak. Eğer birilerinin delili varsa onu açıklasın, parti de gereğini yapsın, cezasını versin. Ama bu şimdi yapıldığı şekilde değil, bu yöntemle değil. Bundan parti zarar görmektedir. Önümüzde önemli bir seçim var, fakat kimsenin ona konsantre olduğu yok.
“CTP bu değildir”
Daha da önemlisi CTP bu değildir. “CTP bu değildir”in hatırına gerekli tedbirleri almak gerekiyor. İcap ederse disiplin işlemleri de uygulanmalıdır. Bizim için parti içinde uzlaşma hepsinden daha önemlidir. Eğer uzlaşırsak, herkes özeleştiri yaparsa, hatasını kabul ederse, bu da yeter. Tarafsız davranabilecek bir heyet, bahsettiğim 500 kişinin içinden, CTP’yi sırtlayan insanlardan bir akil insanlar heyeti oluştursunlar. Partinin toparlanacağını sanıyorum, kötümser değilim ama erken zamanda olmalı, uzatmaya gelmez. Partide yapılacak toplantıya herkes soğuk kanlı bir şekilde gitmeli, şapkasını önüne koymalı “ben nerede hata yaptım” diye düşünmelidir.
(Fotoğraf: Tanju KONURALP)