Yasaklar kalkınca ve bu sisli ortam aydınlanınca göreceğiz gerçeği.
Binlerce insan işsiz kalınca, evine götürecek aşı olmayınca,
İşletmeler batınca, kepenkler inince,
Ekonominin çarkları artık çok zor dönmeye başladığında, belki de daha uzun bir süre dönemediğini anladığımızda,
Sosyal Sigortalar ve Çalışma Dairesi’nde yaşanacak yığılmayı,
İşsizlik maaşı almak için sıraya girenleri,
Ancak hükümetin yapacağı düzenlemeler ile bu insanların da açlığa terkedileceklerini,
Ödenemeyecek kiraları, üniversite harçlarını, yargıda yaşanacak hacizleri, icraları, yığılacak dosyaları,
İnsanların çaresizlikten asgari ücretin altında çalışmaya mecbur bırakıldığını göreceğiz hep birlikte,
Emek sömürüsünün alasını yaşayacağız örneğin,
İşletmeler kepenklerini kaldırmak için tekrar sermayeye ihtiyaç duyduklarında, ve bulamadıklarında o krediyi bankalarda,
Geriye dönüşün, tekrar işletmeyi eski haline getirmek için daha çok zamana ihtiyaçları olduğunu gördüklerinde,
Çocuklara daha iyi bir gelecek kuramama umutsuzluğu çöktüğünde içimize,
Küçük işletme sahibi kendisi ayakta dursun diye, yanında çalıştırdığı asgari ücretli çalışanı işten durdurmak zorunda kaldığında,
Ve o çalışan işsizlik maaşı için devlete başvuramadığında,
İşten durdurma yasak olduğundan,
bu ikilemi yaşayarak göreceğiz.
Devlet kendi sorumluluğundan kurtulmak ve işsizlik maaşı ödememek için küçük ve orta ölçekli işletmeleri batmaya terk ettiğinde,
İşyerleri kapalı, özel sektör batmış, işçiler ödeneksiz, devlet şatafatlı sözlerle ayakta kalmaya çırpındığında göreceğiz elbet.
Kamu maliyesi gittikçe daraldığında, bankalar kredileri tahsil edemediğinde, insanlar daha da çaresizliğe düştüklerinde göreceğiz.
Bütün dünyada elbette devlet bütçeleri bu salgın nedeniyle ciddi zorluklarla yüz yüze.
Ama 37 yıldır ayakta durduğu iddia edilen bu kurulu düzenin kendi vatandaşlarına dahi faydası olmadığını görmeyenler de artık görüyorlardır umarız.
KKTC, bu kurulu düzenin kendisi, kendi vatandaşlarını ‘kimsesiz ve çaresiz’ bırakan, kayıp yıllarımızın kendisi adeta.
Bununla yüzleşme zamanıdır.
Siz, bu adına devlet dediğiniz kurulu düzenin yılmaz bekçileri.
Evine aş götüremeyecek insanlara artık devlet var diyemezsiniz.
Gelecek planları, yatırımları, umutları yok olan vatandaşlarınıza en zor zamanda uzatabileceğiniz bir eliniz bile yokken, onlardan hiç bir şey bekleyemezsiniz.
Adına 37 yıldır devlet dediğiniz kurulu düzenin büyük bir gürültüyle çaresizlikle yıkıldığını seyrediyoruz.
Yakında ülkemizi nasıl bir harabenin beklediğini hep birlikte göreceğiz.
Sizlere ihtiyaç olmadığını da.
Bu ülke tekrar ayağa kalkacaksa, bu kurulu düzeni savunan sizler sayesinde değil, size rağmen olacak.
O da sadece dayanışma ile olacak.