Hep bu Rum – Yunan ikilisi!

Serhat İncirli

Akaryakıt ihalesi?

Olmadı!

Çooook büyük sorun var!

Hırsızlık var, kazık var!

-*-*-

Çöplük ihalesi?

Karışık!

Ve ülke resmen zehirleniyor!

-*-*-

Girne Hastanesi ihalesi?

Orada kazığı daha iki yıl öncesinden yedik!

Şimdi mi?

Eksik evraklar, şartları uygun olmayan başvurular ve torpil iddiaları havada uçuşuyor!

-*-*-

Peki taşeron temizlik ihalesi?

İhalede sıkıntı yok ama mesele çok sıkıntılı!

-*-*-

Hangi yol tamamlandı?

Hiç!

Hepsi yarım!

Girne – Lapta yolu yarım!

Çatalköy – Değirmenlik Dağ Yolu yarım!

Lefkoşa Çevre Yolu yarım!

-*-*-

Hangi işimizde hayır var?

Hiçbir işimizde hayır yok!

-*-*-

Peki neden?

Rum – Yunan ikilisinin yüzünden tabii ki!

Yoksa Seymenbaşı Üçurup İzzet Dayım, geçerdi Bakanlar Kurulu’nun başına, yönetirdi iki, hadi bilemediniz üç toplantıyı, her şey tamamlanırdı canım!

-*-*-

Rum – Yunan ikilisi işte…

Onlar engellemese, Girne Tarihi Liman şu anda ihya olmuştu, ihya!

-*-*-

Sahi, o limanda sorumluluk hangi kurumda?

Belli değil!

Rum – Yunan İkilisi engellemeseydi, belli olacaktı oysa!

Hep bu Rumlar!

Bu yüzden birlikte yaşayamayız değil mi?

-*-*-

Anavatanlı yetkililer yine hastane sözü verdi dün!

Lefkoşa’ya 500 yataklı bir hastane yolda, geliyor!

Parasını ödeyeceğiz elbette bir şekilde, acil durum hastanesinde olduğu gibi tabii ki!

Umarım Rum – Yunan ikilisi engellemez!


Asıl zavallı ve garip olan biz miyiz?

Gelin beş yıl öncesine gidelim…

Beş yıl önce 1 İngiliz Sterlini, 5 TL’nin azıcık altındaydı…

5 diyelim…

Yuvarlak hesap…

Bu günlerde 21 küsuratlarda dolaşıyor.

Yuvarlaklaştıralım ve 20 diyelim…

-*-*-

Ve bir örnek verelim:

Beş yıl önce aylık Sterlin borcu taksitiniz 200…

Şu anda da aylık Sterlin borcu taksitiniz 200…

Peki TL cinsi karşılığı?

Beş yıl önce 1000 TL…

Şimdi 4000 TL…

-*-*-

Ev kiranız beş yıl önce 350 Sterlin miydi?

1750 TL’ye denk geliyordu!

Şimdi ev kiranız 350 Sterlin mi?

7000 TL!

-*-*-

Dolar ve Euro da Sterlin gibi yaşamımızın pratik anlamda çok önemli para birimleri…

Ülkeye ithal edilen ve marketlerde satılan her ürün “Dolar” ile satın alınıyor…

Haliyle hem bir yandan Dolar cinsi alış fiyatı artıyor hem de TL’nin değer kaybından dolayı, marketteki fiyat, kalp durduran – beyin donduran miktarlarla karşımıza çıkıyor!

-*-*-

“Aynı beş yıllık dönemde Asgari Ücret de dövizle benzer oranlarda arttı” diyenler olabilir…

Doğrudur; o da arttı ama domatesin fiyatı, ekmeğin fiyatı, etin fiyatı, sütün fiyatı, suyun fiyatı, alkolün fiyatı, donun fiyatı, dondurmanın fiyatı, yoğurdun fiyatı, son beş yılda en az on katına yükselirken, asgari ücretteki artış, insanların temel gıda satın almasını – mutfak masrafını karşılamasını çok daha zor hale getirdi…

Hatta imkansız kıldı!

Okuldu, kıyafetti, ulaşımdı, petroldü, gazdı, elektrikti derken, yaşam zorlaştıkça zorlaştı…

Altından kalkılmaz bir hal aldı!

-*-*-

Ne mi yapmak lazım?

Buna çare üretmek lazım!

-*-*-

Peki nasıl?

Ve kim bu çareyi üretecek?

Tabii ki devleti yönetenler…

Cumhurbaşkanı ve hükümet…

-*-*-

Ne yapıyorlar?

Hükümet, hiçbir şey yapmıyor!

Cumhurbaşkanı ise hamaset adına, bağırarak konuşmayı maharet sayıyor; abukluk ve sabuklukla uğraşıyor!

Gülünç duruma düşmekten rahatsız olmuyor!

Güldürüyor!

Seviyesiz Türkiye gezmeleri, düğün, cenaze ve bir de Maraş’la eğleniyor!

-*-*-

Ekonomist ya!

Ve de hesap uzmanı!

Geçenlerde Erzincan’daydı, hesapla değil ama hamasetle alakalı yine tarihi konuşmalarından birini yaptı ve dedi ki; “… İngiliz sömürge yönetimi Ada’ya ciddi miktarda nüfus taşıdı!”

-*-*-

Saçma desem değil!

Ya da saçma bile değil bu söylediği!

Hatta tarihle ilgili her söylediği benzer garipliklerle dolu!

Ya birileri kasten yanlış yazıyor adamın konuşmasını; ya doğru yazılanları okumuyor; ya da konuşmasını yazanlar hiçbir şey bilmiyor!

Veya birileri hem kendisiyle, hem dinleyenlerle ama en başta da bizimle dalga geçiyor!

-*-*-

Haaa piyasanın ucuzlatılması mı?

Yine bir TC Sağlık Bakanı, en az 20’nci kez olacak; Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane sözü verdi!

Önce külliye bitsin; Rum – Yunan ikilisi haddini bilsin; eminim Seymenbaşı Ersin bey, sadece iki konuşmayla piyasayı ucuzlatacak; TL’yi de Dolar ile eşitleyecek İnşallah!

-*-*-

Şaka bir yana!

Zavallı bir grup garip insandan çok ciddi sorunlar için çözüm bekliyoruz…

Aslında sanırım zavallı olan bizleriz!

Hepimizde bir gariplik olduğu kesin!

-*-*-

İzlemeye devam!

İzliyoruz!

Sessizce!

Netflix dizisi gibi!

Haaa bir de bol bol eleştiriyoruz!

O kadar!


Gerginlikten, savaştan,  söz edildiği bu günlerde Yunanistan ve Türkiye arasında feribot seferleri başladı. Feribot pazartesi, çarşamba ve cuma günleri yerel saatle 19.00’da Selanik’ten İzmir’e; salı, perşembe ve pazar günleri ise yerel saatle 19.00’da İzmir’den Selanik’e sefer yapacak. Yunanistan merkezli bir şirket tarafından düzenlenecek seferlerin 12-13 saat sürmesi bekleniyor. Selanik-İzmir feribotunun bilet ücreti 81-95 Euro arasında değişiyor… İyi bir şey… Güzel bir şey… Dost bir şey…