Şimdi herkes “Coronavirüste ikinci dalga gelir mi?” diye homurdanıyor…
En çok da ekonomi çevreleri…
Hemen hemen herkes bir daha yaşadığımız kapanma gibi bir kapanmanın olamayacağını dillendiriyor.
“Hepimiz batarız”…
Bu sözü çok duydum son bir ayda…
Şimdilerde ekonomide bir “açılma” yaşıyoruz.
Adına “açılma” dense de aslında işin özü kim yüzmeye devam edecek mücadelesi…
Herkes ekonomik açıdan çöküntü içinde.
Küçük esnaf çok zor günler yaşıyor.
Orta ölçekli işletmelerde için için kaynama var.
İşten durdurmalar gündemde…
Kısacası kasada para yok!
***
Sorun, aslında sağlık anlamında bir “başarı” sonucu gibi karşımızda dursa da aslında aşırı kapanmanın sonucu…
KKTC denen yarım devletin kendine has sorunlarına bir de bu kapanma eklenince iş iyice içinden çıkılmaz hale gelmiş görünüyor.
İki büyük sektör kapalı, turizm ve yükseköğrenim…
Türkiye uzun süredir ha geldi ha gelecek şeklinde anlaşmalar imzalayıp duradursun, aslında para yollamıyor.
Dışa kapalı ekonominin az da olsa dışa olan bağlantıları da koptu artık.
Kronikleşen ekonomik sorunların artık can acıtan noktaya gelmesi de ek bir sorun yaratıyor.
Mesela üretimden kopukluk… Mesela herkesin kamuda çalışma isteği… Mesela ikinci iş yapanların gençlerin önünü tıkaması…
Hal böyle olunca bunlara bir de güney Kıbrıs üzerinden gelen döviz girdisinin de durmasını ekleyince, vay halimize…
Dövizci bir arkadaşımla sohbet ediyorum, “Bizi açık sektör ilan ettiler, açılmamıza izin verdiler ancak dövizi kim bozacak? Turist yok, Kıbrıslı Rum yok”…
Elbette soruna coronavirüs dönemindeki ciddi gelir kaybı da eklendi ve aslında piyasada sıcak para akışında azalma meydana geldi.
***
Şimdi esas sorun belirsizlik.
Belirsizliğe birçok şeyi ekleyebilirsiniz.
İkinci dalga gelecek mi?
Gelecekse birincisince olduğu gibi kapanacak mıyız?
Döviz ne olacak?
Barikatlar açılacak mı?
Uçaklar gelecek mi?
Öğrenci gelecek mi? Turist gelecek mi?
Hükümet kaynaklarından net bir açıklama ya da eylem planı duymadık bu güne kadar…
Sık sık “dünya bile baş edememişken biz bu virüsü yendik” böbürlenmesi duyuyoruz son zamanlarda haklı olarak…
Elbette başarılıdır sağlık alanında gelinen aşama ancak her şey güllük gülistanlık mıdır?
Pandemi hastanemiz hala yok, hala eksik altyapı yüzümüze tokat gibi vuruyor ve hala ekonomik anlamda hiçbir krize hazır değiliz, hatta krizde yaşıyoruz.
Sorun aslında netken çözüm net görünmüyor.
Sağlık alanında mantar gibi biten bilim kurulları gibi “ekonomi kurulları” da kurulsa keşke…
Ve herkes nereye varacağımıza dair bir görüş, bir eylem planı şekillendirse…
Gazeteciler her mikrofon uzattığında “kötü gidişatı” anlatan uzmanlar piyasaya çıksa keşke ve dese ki bu yoldan buraya varılır, bu yoldan da buraya…
Hükümet edenler göremiyor anlıyorum, hiç mi gören yok gittiğimiz köyün minarelerini?
Ben size kısa vadeli kişisel tahminimi söyleyeyim; ikinci dalga gelirse birincisi gibi kapanamayacağız. Kapanırsak hepimiz batacağız.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar…
İyi seyirler…