Kıbrıs Türk Fizyoterapistler Birliği Yönetim Kurulu Genel Sekreteri ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Uzm.Fzt.Ayşe Volkan, Kuzey Kıbrıs’ta yaklaşık her 12-13 erişkin ile 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu söyledi.
Volkan, astım hastalığının dünya genelinde halk sağlığını tehdit eden önemli bir sağlık sorunu olduğuna işaret ederek, astım tedavisinde ve hastalığa ait semptomların kontrol altına alınmasında fizyoterapistlerin önemine işaret etti.
Volkan, astımı kontrol altında olan birçok kişinin astım belirtileri göstermeden günlük yaşam aktivitelerini aktif ve sağlıklı bir şekilde sürdürebildiklerine işaret ederek, bunun için mutlaka bireylerin sağlık profesyonelleri tarafından aktif bir yaşam için bilinçlendirilmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
340 milyon astım hastası var
Volkan, yaptığı yazılı açıklamada, astım hastalığının çok sık görülmesi ve farkındalığın artmasını sağlamak için her yıl mayıs ayının ilk salı günü ‘Dünya Astım Günü’ olarak kutlandığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünyada yaklaşık 340 milyon astım hastası olduğunun tahmin edildiğini, Kuzey Kıbrıs’ta ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu söyledi.
Astımın, tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken hırıltı sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren, akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden kronik bir akciğer hastalığı olduğunu aktaran Volkan, “Genellikle sigara dumanı, iç ve dış hava kirliliği, mesleki ve alerjen ajanlara maruz kalınması astım ataklarının gelişmesine ve tedavi ile birlikte kontrol altına alınsa da, zamanla akciğer hava yollarında kalıcı hasarlara neden olmakta ve hastalık seyrini olumsuz yönde etkilemektedir” dedi.
Volkan şöyle devam etti:
“Akciğer hava yollarında görülen değişiklikler; astım hastalarında solunum kasları üzerine binen yükü artırır ve solunum kas kuvvetinde azalmalara yol açarak, özellikle nefes darlığı gelişmesine neden olur. Astım hastalarının günlük yaşamlarında her an nefes darlığıyla karşılaşılabileceği gözden kaçınılmamalı ve bu durumlarda nefes darlığını azaltmak ve kontrol altına almak için fizyoterapistler tarafından nefes darlığını azaltıcı yaklaşımlar hastalara öğretilmelidir.
Özellikle astım tedavisinde mutlaka yer alması gereken bir diğer önemli nokta da egzersiz eğitimidir. Astım hastaları, nefes darlığının artacağını düşündüklerinden hareket etmekten korkarlar. Bu sebeple kaslar zayıflar ve fonksiyonel kapasiteleri azalır. Ancak düşünülenin aksine hastalığın kontrol altına alındığı dönemlerde düzenli egzersiz yapmak yararlıdır. Astımlı hastalarda, egzersiz mutlaka kişiye özel programlanmalıdır. Egzersizin hangi şartlarda yapılması gerektiği, ne sıklıkta, ne kadar süre ve şiddette, hangi tip egzersizlerin uygun olacağı gibi prensipler için mutlaka fizyoterapistlere danışılması gerekmektedir.”