Her şeyin sebebi: Siyasi popülizm, hesap kitapsız işler ve iş bilmezlik!

Erkan Okandan

2025 Yılı Bütçe yasa tasarısının görüşüldüğü komitede Çalışma Bakanının emeklilik yaşıyla ilgili açıklaması:

''Sosyal Sigortaları Dairesi'ni çok önemsediğini dile getiren Gardiyanoğlu, sosyal sigortalarda emeklilikle ilgili çalışmaların ve düzenlemelerin yapılacağını kaydetti. Aktüeryal dengede yüzde 4’ü buldukları anda 55 yaş emekliliğin gündeme geleceğini dile belirtti.''

KKTC'de halen yürürlükte olan (Emekli Sandığı Fonu kapsamında olanlar hariç) emeklilik yasasında ki 1.1.2008 sonrası kamu/özel ayırımı gözetmeksizin tüm çalışanları kapsayan Tek Sosyal Güvenlik yasasına göre emeklilik yaşı 60'tır.

Yazının sonunda bulunan ve emeklilik sisteminin aktüeryal yapısının düzenlenmesiyle ilgili madde TC-KKTC arasında 2024 yılı için imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasında bulunan maddedir.

Bu maddeyi birileri ki bu Türkiye'dir protokole yazdırması ülke olarak bizim ayıbımızdır. Çünkü özelde emeklilik sistemlerinin genelde de ülkenin her alanda olduğu gibi mali açıdan da sürdürülebilir bir noktada da olmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmak ve uygulamak yönetenlerin sorumluluğundadır.

Ülkedeki emeklilik sistemlerini 1.1.2008 öncesine göre ana hatlarıyla özetlersek;

1- Kamu çalışanı olup işci statüsünde olmayan (Kadrolu memur, öğretmen sağlık çalışanı vd.) tüm çalışanları kapsayan Emekli Sandığı Fonu sistemi mevcut olup bu kapsamdaki kamu çalışanı sayısı kamuda hızla azalmaktadır. Çünkü mevcutlar dışında sisteme yeni çalışan girmeyip mevcutlar da yaşları itibariyle emekli olmaktadır. Bu kapsamdaki çalışanlar kamuya 1 Temmuz 1987 sonrası KHK üzerinden istihdam edilen çalışanlar olup 56 yaştan gün alma ve asgari 25 yıl fiili çalışma koşuluyla emeklilik olma hakkına sahip olmaktaydı.

1.7.1987 öncesi kamuda istihdam edilen kadrolu kamu çalışanları ise (İşci statüsünde olanlar hariç) yaş koşulu olmaksızın 1985 öncesi istihdam edilenler 10 yıl 1985 -1987 arası istihdam edilenler ise 15 yıllık hizmet sonrası emekli olabilme hakkına sahip olmaktaydı.

2-Kamu dışındaki çalışanlarla kamuda işci statüsünde çalışanların dahil olduğu sistem ise Sosyal Sigortalar Yasası kapsamındakilerin dahil olduğu sistem olup emekli olmak için aranan asgari yaş 50 olup ilaveten 25 yıl prim yatırımı koşulu bulunmaktadır.

Tek Sosyal Güvenlik Yasasıyla birlikte emekli olma yaşı 60 olarak düzenlenince Sigortaların emeklilik sisteminde olup 45-50 yaş arasında olanların emeklilik yaşı kademeli olarak artırılarak 51-55 yaşlara çıkarıldı. 45 yaş altı olanların ise emekli olma yaşı 60 olarak düzenlendi.

Üzülerek belirtmek zorundayım yukarıda kamu çalışanları ve özeldeki çalışanların dahil olduğu 2 sisteminde ana hatlarıyla, Aktüeryal bir yapıyla uzaktan yakından alakası yoktur.

Çünkü özellikle kamuda emeklilik için kesilen prim oranlarının (1987 öncesi kadın çalışanlardan ilk 30 yıl sıfır, erkek çalışanlardan kesilen miktar ise sadece %2,5 ) yetersiz, sigorta emeklilerinin 13. maaş için prim ödenmemesi gibi olumsuzlukların yanında, İstatistik Kurumu verilerine göre 1980'lerde erkekte doğumda beklenen yaşam süresi 70,9 kadında ise 74,2 iken en son yayınlanan 2021 rakamlarına göre erkekte 79,0 kadında ise 83,1 oldu. Bir emeklilik sisteminin aktüeryal olup sürdürülebilir bir yapıda olabilmesi için dikkate alınması gereken ana unsurlar KKTC'de kapsamlı bir şekilde hiçbir zaman dikkate alınmadı.

01.01.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Tek Sosyal Güvenlik Sisteminin bazı sıkıntıları olmakla birlikte ilk kez bütünlüklü olarak olarak alınmamış olsa bile kısmen dikkate alınmıştır. En azından bu emeklilik yasasıyla kamu/özel ayrımı ortadan kaldırılmıştır.

Eğer kamu maliyesi güçlü olup emeklilik maaşlarını finanse edecek yapıda değilse ki KKTC kamu maliyesinin durumu ortadadır. Emeklilik sistemlerinin sürdürülebilir olabilmesi için aşağıdaki ana faktörler mutlak surette dikkate alınmalıdır. Çok ciddi değişiklikler olması halinde süreç içerisinde de kademeli olarak revize edilmelidir.

Mesela Tek Sosyal Güvenlik emeklilik yasasının yürürlüğe girdiği 2008 yılında İstatistik Kurumu verilerine göre doğumda beklenen ortalama yaşam süresi erkekte 71,7 kadında ise 76,4 yaş iken 2011 yılı rakamları erkekte 79,5 kadında ise 83,1 yaş oldu. Burada 3 yıl içindeki 7-8 yaş gibi ciddi bir artış ciddi olarak sorgulanmalıdır. Muhtemelen eski veriler yanlıştı. Çünkü 2011 - 2021 periyodunda her yıl açıklanan rakamlarda doğumda ortalama yaşam süresi erkeklerde 79,5 - 81,3 kadınlarda ise 83,1 - 84,5 bandında yıllar itibariyle değişkenlik göstermiştir.

Buradan da görüldüğü üzere İstatistik Kurumunun önemi ve verilerinin güvenirliğinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Oysa KKTC'de ne yazık ki her ayın 4-5'inde açıkladığı Tüfe rakamlarıyla gündeme gelmektedir. Bu arada açıklanan Tüfe rakamlarının da ne derece doğruları yansıttığı tartışılır!

Kamu özel hiç farketmez bir emeklilik sisteminin sürdürülebilir olması için aşağıdakiler mutlak surette dikkate alınmalıdır.

1-Çalışma hayatı boyunca ödenen PRİM (Çalışan + İşveren +Devlet)

2-Asgari hizmet süresi

3-Emekli olabilmek için aranan asgari yaş

4-Emekli maaşının miktarı/oranı (maaş bağlanma oranı)

5-Doğumda beklenen ortalama yaşam süresi

6-Ortalama yaşam süresine emekli maaşı ödenecek süre (Yıl olarak)

Bu noktada Çalışma Bakanına yaptığı açıklamaya istinaden açıkça sormak isterim halihazırda yürürlükte olan Tek Sosyal Güvenlik Yasası yürürlüğe girdiğinde kadın ve erkekte doğumda beklenen ortalama yaşam süresi 7-8 yaş arttığı bir yapıda siz emekli yaşını nasıl ve hangi verilere göre 60 yaştan 55 yaşa düşüreceksiniz. Eğer herhangi bir yerde gömü bulmadıysanız! maaş bağlanma oranını mı düşüreceksiniz? Primleri mi artıracaksınız? Kamunun 3. ayak adı altında sisteme aktardığı katkının oranı mı aktarılacak.

Özetle -anlatırmış gibi açıklarsanız bizlerde öğrenmiş olur sizleri alkışlarız...

Geride bıraktığımız 2023 yılı verilerine kamu çalışanlarına maaş olarak 10.626.357.931 TL ödenirken merkezi bütçeden emeklilere 4.861.833.962 yani çalışanlara ödenen rakamın %45.75'i kadar bir rakam da emekliler ödendi.

Kamu çalışanı sayısını ihtiyacınıza göre belirleyebilirsiniz bir yerde kısıtlayabilirsiniz ama emekli sayısını kısıtlayamazsınız yaşı gelen aranan koşulları sağlayan herkes günün sonunda emekli olacaktır. Bu nedenle halen Emekli Sandığı Fonu kapsamında olan çalışanlar günün sonunda emekli olduklarında yukarıda oranlar artacaktır. Ne zamana kadar Emekli Sandığı fonu kapsamında çalışanlar bitinceye kadar ama sonuçta siz bu insanları doğumda ortalama yaşam süresini dikkate aldığımız zaman 55 yaşta emekli ettiğiniz için 24-27 sene ödeyeceksiniz yani kamu maliyesinin mükellefiyetleri uzun yıllar boyunca azalmayacaktır. Şimdi buna ilaveten henüz emekli vermeyen Tek Sosyal Güvenlik sisteminde de emekli yaşını aktüeryal hesaplamaları dikkate almadan 55 yaşa indirirseniz duvara toslarsınız. Bunu hangi mali imkanla sağlayacaksınız Kusura bakmayın ama kamuoyuna yönelik yapılan bu ve buna benzer açıklamalar hesap bilmezlik ve siyasi popülizmden başka bir şey değildir.

Aslolan erken emekli olmak değildir. İster çalışan ister emekli olsun insanca yaşanabilecek bir ücreti ülkedeki çalışan ve emeklilerin tümünün almasıdır...

Ülke olarak ayaklarımızın artık yere basması gerekir...

Sanırım hala bunu idrak edemeyenler var!!!

Bugün bir AB ülkesi olan Hollanda'da her yılın sonunda doğumdaki ortalama yaş süresine göre her yıl emekli olabilme yaşı revize edilmektedir. Hem de yıl olarak değil ay olarak. Adamlar bizdeki sistemi, mali durumumuzu, istatistiki verilerimizi, ortalama yaşam süresi ve yapılan açıklamaları görseler eminim gülmekten karınlarına ağrı girerdi.

Sonsöz: Bu yazı en yakınlarımda dahil birçok aktif çalışanın canını sıkacaktır. Ama ülkenin her alanda olduğu gibi özellikle mali açıdan da içinde bulunduğu durum içaçıcı değildir. Hatta ivedi olarak çok ciddi önlemlerin alınmaması halinde içinde bulunduğumuz ve her kesimin şikayet ettiği 2024 yılını bile 2025 yılı ve sonraki yıllarda da çok ama çok arayacağız. Ancak mevcut yönetimden bu önlemleri almalarını beklemek,

Ölü gözünden yaş beklemekle eşdeğerdir...

Şahsen ben kendi adıma çalışma hayatına yeni başlayan ve başlayacak olan gençlerden talep eden tarafta görevlerde bulunduğum dönemlerdeki talepler için özür dilerim. Çünkü gelecekten yani bugünlerden tabiri caizse çaldık. Yani mevcut kötü yapıda taleplere karşılık karar verici olmamakla birlikte kısmen de olsa hatalarımız olmuştur.

Ancak 10-15 yılda prim bile almadan emeklilikler, mücahitlik hizmetlerinin bire iki sayılması, 10. yıl ikramiyeleri, kamunun sınavsız münhalsiz liyakatsız istihdamlarla şişirilmesi, özel sektörde prime esas kazançların denetlenmemesi, kayıt dışı istihdamlar noktasında gereğinin yapılmaması ve daha birçok siyasi popülizm içeren ama gelinen aşamada ülkenin emeklilik sistemleri de dahil içine düştüğü darboğazda dahli olan,

Aktif politikacılar özür dilemeyi veya en azından özür dilemeseler bile bundan sonrası için ayakları yere basan en basit ifadeyle hesaba kitaba dayalı açıklamalar yapıp nihayetinde de ülkenin menfaatine icraatlar projeler yapmayı düşünürler mi?

Yoksa battı balık yan gider misali aynen devam mı? Hiç kusura bakmayın ama lafonten'den masallar okumaya devam etseniz bile devam edemeyeceksiniz çünkü hızla dibin dibine doğru gidiyoruz. İşin en kötü tarafı ise bazılarınız hala bunun farkında bile değil...