HERKES ÇOK İYİ DÜŞÜNMELİ!

Mehmet Çağlar

Michael Dibdin:

"Sahici düşman olmadan sahici dost olmaz. Ne olmadığımızdan nefret etmeden, ne olduğumuzu sevemeyiz..." diyor !

BİR KİŞİYE TARAF YA DA KARŞI OLMAK

KKTC'deki politik konumları ve değerleri anlamamız için "dost-düşman" ekseni ve imajına bakmamız gerekiyor...

Bu konumlar ve değerler artık paradigmal ve ideolojik olarak bir şeye karşı olmakla şekillenmiyor;
Soğuk Savaş döneminde ete kemiğe bürünen bir durumu yansıtıyor...!

Bu yeni durum, yeni bir eksen olarak,

Bir kişiye taraf veya karşı olmak olarak tezahür ediyor...

Talat karşıtlığı, Özgürgün veya Erdoğan karşıtlığı ya da taraftarlığı gibi...
Böyle olunca da, reel politika bu formülasyon içinde değerlendiriliyor...

Bu yeni oluşan eksen,
Politikayı toplumsal çıkarlara yönelik işlevsel bir araç olmaktan çıkartıp,
"Dost-Düşman" ikilemindeki kimlikleri tanımlayıcı bir mekanizmaya dönüştürüyor...!

SONUÇLARI DEĞİŞTİRMEK İÇİN BAŞLANGIÇLARI ESKİ SONUÇLARI DOĞRU ANALİZLERLE DEĞİŞTİRMEK GEREKİYOR

Yeni bir şıkkı, yani Kıbrıslı Türklerin varlığını güçlendirip ileriye taşıyacak bir ekseni var etmeye akıl teri akıtarak yoğunlaşan ve niteliği niceliğin önüne koyan birilerini de yaşatmaya gücü nicel anlamda ellerinde tutanların niyeti de yok!

Bir toplum, en genel anlamda, aleyhindeki şartları lehine çevirerek ilerler...

Bunu başarabilmek için güçlü bir inanç ve birikim gerekir...

Çünkü inançlar organize edilmiş yaklaşımlardır...

Bu yaklaşım bir ideolojik felsefe geliştirmek olabilir.

Bunun yolu ise,

Deneyim,

Okumak,
Gözlem yapmak ve nihayetinde bilgi sahibi olmaktır...

Çünkü yeni sonuçlar yeni başlangıçlar gerektirir ve bu yeni başla gıçlar da geçmiş sonuçlardan yaratılır...

Kısacası;

Yeni inancı eskisi üzerinden modellersiniz...

EKSEN KAYMASI

Bürokratik devlet aklını üreten klasik düşünceyi/inancı,
"reform" adı altında,
"itaat edilmesi gereken" bir neo-liberal matris üzerine eklemleyemezsiniz...

Eklemlerseniz eğer,
neo-liberal çıkar gruplarına "teslim" olmuş bir sol'a artık sol denemeyeceğini,
"liberal sol" gibi bir paradigmanın da mümkün olamayacağını,
bu eklemlemenin olsa olsa
neo-liberalizmin sola karşı bir oyunu ve köşeye sıkıştırması sonucu ortaya çıkan bir "sapma" olacağını göreceksiniz...

Kısacası,
Ya siyaset bilgi elitinin bir koalisyonu olarak yeniden tanımlanarak gerçekleşir;
Ya da fikir ortamı kurutulup,
Çıkar gruplarının, baskı gruplarının önderliğinde,
Devletin içerisine sürüklendiği bu krizden çıkışı için Neo-liberal politikalar gündeme gelir...!

MİSYON

Ama unutmayın!

Bu yeni durum eksen olarak,

Bir kişiye taraf veya karşı olmak olarak ortay çıkmış ve vücut bulmuştur...

Yaşanan çeşitli durumlar ile de "Talat karşıtlığı" düşünce üretimini ve ideolojik duruşu yenerek sahnedeki yerini çoktan almış gibi görünüyor...

Toplumun son yıllardaki en büyük eksen kayması da kanımca işte bu ideoloji, inanç ve paradigma üzerindeki kaymalar ve kayıplardır...

Hükümet, yani Yürütme, toplumdan aldığı bu en büyük iradeyi ve gücü, toplum adına elinde tutmak ve varoluşu güçlendirip ileriye taşımak için kimi, hangi grupları toplumsal fayda elde etmek ve alternatifleri hayata geçirmek amacıyla görevlendirerek işe vuruklaştıracağını oldukça iyi düşünmeli...