Serap ŞAHİN – Ebru KOCAOĞLAN
Hükümet, kamuya yansıtılacak yılda 3 hayat pahalılığı oranını özel sektöre de yansıtma kararı üretti, piyasa hayat pahalılığı oranında tekrardan yükselmeye başladı.
2024 yılının üçüncü asgari ücreti aylık brüt 40 bin 436 TL, net 35 bin 180 TL olarak belirlenirken, kamuya ve asgari ücretliye yansıtılan 4 aylık hayat pahalılığı oranları piyasayı olumsuz etkiledi, “artış” olarak algılandı.
YENİDÜZEN meslek odalarına, işçi sendikalarına ve esnafa maaşlara yansıtılan hayat pahalılığı oranının piyasaya nasıl yansıyacağını ve ne gibi önlemler alacağını sordu.
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, kamu maaşlarına ve asgari ücrete yapılan hayat pahalılığı artışlarının alım gücünü artırmayacağını, aksine azaltacağını belirterek, “Maaş artışlarına harcanacak kaynak, elektrik, gaz faturaları ve süt fiyatlarını düşürmek için kullanılmalı” dedi. Deniz, bu yöntemle hem pahalılıkla mücadele edileceğini hem de alım gücünün artacağını vurguladı. Deniz, asgari ücret artışının pahalılıkla mücadelede yetersiz olduğunu ifade ederek, Avrupa’daki enflasyonla mücadele örneklerine atıfta bulundu: “Elektrik, gaz ve ulaşım fiyatları indirildi; maaş artırımı yerine fiyatlarda düşüş yapıldı.”
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Mehmet Ali Ardıç, hayat pahalılığı artışlarının ekonomiye zarar verdiğini vurguladı. Ardıç, “Asgari ücretin arttırılması hiçbir sorunu çözmedi” dedi. İşverenlerin küçülmeye gideceğini belirten Ardıç, esnafın zorluklarla başa çıkamayacağını ve artan maliyetlerin ekonomik çöküşü hızlandırdığını ifade etti. “Asgari ücreti yargıya taşıyacağız” diyen Ardıç, hükümeti eleştirerek, “Gümrük fonlarını düşürsünler, KDV’yi sıfırlasınlar, aksi takdirde kayıt dışı işçi çalıştırma artacak” dedi.
Hür-İş Federasyonu Başkanı Ahmet Serdaroğlu da hayat pahalılığı artışlarının maaşlara yansımasının piyasalarda olumsuz etkiler yarattığını, asıl sorumlunun Hükümetin zam politikaları olduğunu söyledi. “Hayat pahalılığı, alım gücünün korunmasıdır, bir artış değildir” diyen Serdaroğlu, Hükümetin denetimsiz zamlar yaparak piyasayı olumsuz etkilediğini belirtti. Elektrik, gaz ve akaryakıt fiyatlarına yapılan zamların ekonomik dengeleri bozduğunu ifade eden Serdaroğlu, “Piyasayı tetikleyen Hükümetin kendi eliyle yaptığı zamlardır” dedi.
DEV-İŞ Başkanı Semih Kolozali ise hayat pahalılığı ödeneğinin aslında bir artış olmadığını, kayıpların telafisi olduğunu belirtti. “Elimizdeki para ile dört ay önce 100 kalem ürün alırken, şimdi 80 kalem alabiliyoruz” diyen Kolozali, çalışanların gelirleri düştükçe temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiğini vurguladı. Kolozali, vergi aflarının ve toplanamayan alacakların asgari ücretlilere yatırım olarak dönmesi gerektiğini söyledi.
YENİDÜZEN’e konuşan esnaf ise yapılan hayat pahalılığının piyasayı olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
Sürecin; kepenk kapatma, işçi çıkarma eylemine kadar gideceğini belirten esnaf artan maliyetlerle başa çıkmak için Hükümetin esnafa prim desteği vermesi gerektiğini vurguladı.
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz:
“Asgari ücrete yapılacak beş bin lira artışla pahalılıkla mücadele edilemez”
Kamu maaşlarına ve asgari ücrete yansıtılan hayat pahalılığı artışlarının alım gücünü arttırmayacağını aksine azaltacağını belirten Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, “Maaş artışlarına harcanacak kaynağın elektrik ve gaz faturalarını, mobil telefon iletişim faturalarını, süt fiyatlarını yarıya indirilmek için kullanılsın.” dedi.
Bu yöntemle hem pahalılıkla mücadele edileceğini hem de alım gücünün artacağına işaret eden Deniz, “Kısır bir kavga içerisindeyiz. Asgari ücrete yapılacak beş bin lira artışla pahalılıkla mücadele edilmeyeceği aşikârdır.” ifadelerini kullandı.
Devlete bağlı unsurların fiyatlarının indirilmesi ile alım gücünün artacağını yineleyen Deniz, turizmde ve üretimde de maliyet düşüşlerinin sağlanacağını kaydetti, “Bu da piyasaya ucuzluk olarak yansıyacak ve rekabet gücümüzü arttıracaktır.” diye konuştu.
Özellikle Avrupa ülkelerinde yüksek enflasyonla mücadelede maaş artışları yapılmadığını, elektrik, gaz ve ulaşım fiyatlarında indirime gidildiğine dikkat çeken Deniz, bu şekilde başarıya ulaşıldığını ifade etti.
“Biz de yangına körük sallamaya devam ediyoruz ve bu yangını büyüttük sonra büyütüyoruz” diyen Turgay Deniz, “Boşuna kısır bir kavga içindeyiz. Asgari ücret artsın, artmasın diye bir kavga olmaması lazım. Devlete bağlı olan giderlerden dolayı insanlarımızın cebinde harcayacak para maalesef kalmıyor.” şeklinde konuştu.
Esnaf ve Zanatkarlar Odası (KTEZO) Mehmet Ali Ardıç:
“Asgari ücreti yargıya taşıyacağız”
Esnaf ve Zanatkarlar Odası (KTEZO) Mehmet Ali Ardıç, artan hayat pahalılığının ekonomiyi etkilediğini vurguladı, “Asgari ücretin arttırılması hiçbir şeye merhem olmadı.” şeklinde konuştu.
Ekonominin güneye kaydığına dikkat çeken Ardıç, “Güneyden ucuz bir tek benzinimiz kaldı.” dedi.
İşverenlerin küçülme yoluna gideceğini belirten KTZEO Başkanı Ardıç, “Herkes küçülmeye gidecek. Bu artışların çok büyük bir etkisi oldu” ifadelerini kullandı.
Asgari ücreti yargıya taşıyacaklarını söyleyen Ardıç, “Biz oda olarak bunu desteklemedik.” ifadelerini kullandı.
“Başbakanımıza övünüyor. En fazla asgari ücret Kıbrıs’tadır. Sanki de çok iyi bir iş yapmış gibi. Hayatı ucuzlatmaları gerekirken, vergileri kısmaları gerekirken hiçbir şey yapmıyorlar” diyen Ardıç, “Gümrüklerde fonları düşürsünler, KDV’leri sıfırlasınlar. Devletin hiçbir katkısı olmuyor.” dedi.
Yılbaşına kadar sigortalı çalışanların yüzde 20'nin altına düşeceğini ve kayıt dışı işçilerin artacağını vurgulayan Ardıç, “Herkes kaçak işçi çalıştıracak. Bir kişinin sigortası 12 bin, 13 bin TL olacak. Kim ödeyecek bunu?” sorusunu sordu.
“Hayatı ucuzlatsınlar, esnafa prim desteğini arttırsınlar. Esnaf bu primleri ödeyemeyecek durumdadır” diye konuşan Ardıç, “Hükümetten esnafa destek bekliyoruz. Aksi durumda kimse ödeyemeyecek ve sigortalar da zor duruma düşecek.” dedi.
Hür-iş Federasyonu Başkanı Ahmet Serdaroğlu:
“Piyasayı tetikleyen Hükümetin kendi eliyle yaptığı zamlardır”
“Hükümet denetimleri yapsa, ekonomik alanda bunun piyasaya herhangi bir yansıması olmaz” diye konuşan Hür-iş Federasyonu Başkanı Ahmet Serdaroğlu, “Hayat pahalılığı bir artış değildir. Bu geçmişte kaybedilmiş ve geçmişte ödenen maaşların korunmasıdır. Yani alım gücünün korunmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Bunu fırsat bilerek piyasayı tetiklercesine artışlar, zamlar yapılması doğru bir yaklaşım değildir.” diyen Serdaroğlu, zor durumda olan küçük ve orta işletmelere yönelik Hükümet desteği olması gerektiğini kaydetti.
Hayat pahalılığı üzerinde ek bir artış söz konusu olsaydı sektörlerin zam yapma olayına gideceğine dikkat çeken Serdaroğlu, “Hükümetin yanlış politikalarından ve bunlarla ilgili hiçbir denetim yapmadığından bu durumdayız.” dedi.
Serdaroğlu, “Hayat pahalılığının maaşlara yansımasının piyasada olumsuz etkilerinin suçlusu ve sorumlusu Hükümetin kendisidir. Vergi aflarını yapmamış olsaydı ve fiyat istikrar fonu güçlü bir şekilde olsaydı birçok şeyi süspanse edip bugün tüp gaza zam yapmak zorunda kalmazdı.” şeklinde konuştu.
“Aslında bugün piyasayı tetikleyen Hükümetin kendi eliyle yaptığı zamlardır.” Diyen Serdaroğlu şunları kaydetti:
“Bunlar, gerek elektriğe, gerek tüp gaza, gerekse de akaryakıta yapılan zamlar. Bu da nerden kaynaklanıyor? Gelirlerini artırmayan bir maliyenin her zaman gidenleri tartışılır. Şu anda da vereceği, hayat pahalılığı artışmış gibi tartışılmaya başladı. Halbuki bu tamamen 4 ay boyunca kişilerin alım gücünden gidenlerdir.”
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) Başkanı Semih Kolozali:
“Hayat pahalılığı kaybın telafisidir”
Hayat pahalılığının bir artış olmadığını, kaybın yerine konması olduğuna vurgu yapan Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) Başkanı Semih Kolozali, “Veriler bize, elinizdeki para ile 4 ay önce 100 kalem alabildiğiniz ürünü artık 80 kalem alabileceğimizi söylüyor. Dolayısıyla hayat pahalılığı ödeneği ile emeklilerimizin ve çalışanlarımızın bu kayıplarının yerine konmasıdır.” dedi.
Hayat pahalılığının piyasada özellikle küçük esnaf üzerinde oluşturduğu baskıya dikkat çeken Kolozali,
“ ‘Asgari ücret artmasın da piyasa desteklensin. Böylelikle fiyatlar artmasın’ önerisi en kibar tabiri ile sığ bir önermedir çünkü çalışanların gelirleri düştükçe artık elzem ürünleri bile alamaz hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
Kolozali, “Hükümet edenlerin milyonlarca liraları aşan vergi afları, toplanamayan alacaklar, elektrik borçları gibi zengine bağışladıkları milyonlarla aslında binlerce asgari ücretliye yatırım desteği pekâlâ verilebilirdi. Böylelikle artış yapmadan da insanların kazandığı net rakamlar artırılmış ve hem işveren hem çalışan belirli bir süreliğine desteklenmiş olabilirlerdi.” şeklinde konuştu.
ESNAF NE DEDİ?
Leyla Yalçın: İster istemez fiyatlarda artışımız olacak
“Genel olarak piyasada zam olduğu için insanlar ister istemez etkileniyor, buna biz de dâhiliz. Maaşlar zamlanıyor, onun dışında her şeye otomatik olarak zam geldiği için insanlar etkileniyor. İnsanlar, bir taraftan kendilerini kısıyorlar bir taraftan yaşamla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Personel azaltma durumumuz yok ama ister istemez fiyatlarda artışımız olacak.”
Laden Deniz: Ya buna bir dur desinler, ya da hepimiz kepenkleri kapatalım ve bu iş de burada bitsin
“Önlem almamıza gerek yok, zaten kendileri kendilerine göre kararını verip açıklama yaptılar. Hiçbir özel sektörü düşünmeden, bu kararı aldılar. Evet, artış oldu ama markette de artış oldu, benzinde de artış oldu. Her şey de artış olduğu için yine bize yansıyan bir şey olmayacak her zamanki gibi. Biz zaten aynı satışı yapıyoruz, aynı satışı yaparak, aynı geliri elde ederek personelimize daha fazla maaş ödeyeceğiz. Bu durum özel sektörün bitmesine, yanımızda çalışanların azaltılmasına kadar gidecek. Artık buna nasıl bir dur diyebilirler bilmiyorum. Evet, kamudakiler çok fazla tepki gösterdi buna, çünkü hiçbir özel sektörde kendi işleri olmadığı için ve bizi anlamadıkları için, paralarını devletten rahatça aldıkları için artış istediler. Ama bu artış doğru bir artış değil, artık buna bir ‘dur’ demeleri lazım. Yoksa özel sektör diye bir şey kalmayacak. Ya buna bir dur desinler, ya da hepimiz kepenkleri kapatalım ve bu iş de burada bitsin.”
Mustafa Demir: Maaş artışları bir işe yaramıyor
“Zam artışları değil de, artık alacağımız market ürünü ya da hediyelik ürünler, yaşam açısından her şeyin fiyatının durdurulması yönündeyiz. Maaş artışları bir işe yaramıyor ne yazık ki. ”
Berkman Ayalılar: Sigorta ve vergilerde devletin yardımcı olunması lazım
“Yeni asgari ücretler belirlendi, herkese hayırlısı olsun. Esnaf için değişen bir şey var mı, yok. Biz, çalışanlarımıza gereken maaş artışlarını yapacağız, tabii ki burada devletin de bize katkı koyması gerekir. Gerek sigortalarda, gerek vergilerde devletin bize yardımcı olması lazım. Biz elimizi taşın altına koyuyorsak, onlarında bir yerde elini taşın altına koyması lazım. Biz ürünlerimize herhangi bir zam artışı yapmıyoruz, kar marjlarımızı çok düşük tutuyoruz, insanların alım gücünü bir nevi iyileştirmek açısından. Burada bize de devlet bir katkıda bulunursa, biz de çalışanlarımıza hiçbir şekilde yansıtmadan devam edeceğiz. Hayat bu şekilde düzelir. Onların bize zam yapması ve bizim müşteriye zam yapmamızla düzelmez, biz buna karşıyız, yapmıyoruz, yapmamaya da devam edeceğiz. Nereye kadar dayanabilirsek bu şekilde devam edecek...”
Rüveyda Şahmaran: Asgari ücretin artması gerçekten kimin için iyi?
“Bence artış iyi olmuyor, her seferinde artışın olması bizim için her zaman daha kötüye gidiyor. Ne zaman asgari ücret artsa, bizim getirdiğimiz ürünlerin fiyatı da daha fazla artıyor ve maalesef sirkülasyonumuz düşüyor. Asgari ücret arttığında, her şeye yansıyor. Kiralarımıza yansıyor, sattığımız her şeye yansıyor. Bizim ürünlerimize de yansıyor. Bu defa insanlar aldığı o maaşı, çeviremiyor ve başa sarıyoruz. Bana göre stabil kalsın, bir defa da stabil kalmayı denesinler. Her artış olduğunda, her şeye zam geliyor. Bu defa esnafa yansıyor, çünkü biz de ürünlerimizi pahalıya satmak zorunda kalıyoruz çünkü toptancılar da bize ürünleri döviz üzerinden veriyor. Ama biz bunu müşterilerimize açıklayamıyoruz. Asgari ücretin artması gerçekten kimin için iyi?”
Murat Bolatcıoğlu: “Esnafa devlet desteği verilmeli”
“Maaş artışının piyasaya kötü yansıyacağını düşünüyorum, çünkü maaş artışı oldukça her şeye zam geliyor, gümrük, iç piyasa, alışlarımız gibi. Bu yüzden devletin bu işe bir çare bulması lazım. Esnafa; devlet desteği, düşük faizli krediler, maaş prim desteği verebilir. Dükkân kiraları pound ve mal sahipleri bu kiraların fiyatlarını sabitlemiyor, bu yüzden biz de ürünlerimize artış yapmak zorunda kalıyoruz. Ürünlerimize artış yaptığımızda da insanlar bir adım geri gidiyor. Bu bizi ve halkımızı da etkiliyor.”